
ABDEST´SİZ KUR´AN-A DOKUNULUR MU?
Yazının başlığına dikkatinizi çekiyorum. “Abdestsiz Kur’an okunur mu?” Demiyorum, çünkü bu konuda tarih boyunca bir yasak konmamış. Fakat Kur’an-ın abdestsiz olarak tutulup-tutulmayacağı hususunda İslam tarihi boyunca tartışmalar günümüze kadar süre gelmiştir. Şu bir gerçek ki, “Abdestsiz olarak Kur’an-a dokunulmaz” anlayışı, Kur’an-ın okunmasına ve anlaşılmasına büyük set olmuştur. Peki, bu uygulama doğrumu, gerçekten Kur’an-ı ele almak haram mı? Konu ile ilgili ortak düşünelim.
1- Bu anlayışa Vakıa Suresi, 79 ayetinde ki “Mutahherun” kelimesine abdest manası verilerek başlanmıştır. İki kelime, bir cümleden oluşan ayetin tamamı “La yemessühu illel Mutahherun” dur. Manası “Ona temizlenenlerden başkası el süremez.” Peki, buradaki “Temizlenenlerden” maksat, yaratılıştan temiz olarak yaratılan Melekler mi, Necasetten temizlik mi, Cünüplükten temizlik mi, yoksa Abdest almak mı? Kur’an-ı Kerim-i tefsir edenler hep ayetlerin Siyak ve Sibakı’na, yani öncesine ve sonrasına dikkat çekmişlerdir. Ayetin manasının tam anlaşılması için bizde öyle yapalım. “ O, elbette şerefli bir Kur’an’dır. Korunmuş bir kitaptadır. Ona temizlenenlerden başkası el süremez. (O), âlemlerin Rabbinden indirilmiştir.” Görüldüğü gibi ayetin öncesi, Kur’an ve diğer İlahi kitapların kayıtlı olduğu “Levhi Mahfuzu” işaret ediyor. “Mutahherun” sözcüğünden maksat Levhi Mahfuza dokuna bilen meleklerdir. Aynı kelime insanlar için kullanıldığı zaman “Mutahhirun” olarak yazılır. (bkz. Bakara/222, Tevbe/108) Birçok müfessir bu ayete böyle mana vermiştir. “Dokunabilenler melekler, dokunamayanlar şeytanlardır” denmiştir.
2-Kur’an-ı Kerim’de Abdesti anlatan bir ayet vardır, oda Maide Suresi 6. ayetidir. Bu ayette “ Ey iman edenler! Namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi (Feğsilu) yıkayın.” Devamında “Eğer cünüp iseniz (Fettahheru) temizlenin lafızları geçmektedir. Teyemmümün ve Guslün anlatıldığı Nisa Suresi 43. ayetinde ise, Cünüplükten çıkmak için (Teğtesilu) yıkanmak emrediliyor. Yani, Kur’an-ı Kerim de abdesti anlatan bir ayet vardır, orada da “Ğasele” kökünden gelen “yıkanmak” emredilmektedir. Cünüplükten kurtulmak için ise, iki ayet vardır, birinde “Tahara” Kökünden gelen “temizlenin” ikinci ayette ise, “yıkanın” diye emredilmektedir. Bu izahlardan çıkan netice şudur. Vakıa Suresinde ki “Dokunamaz” nehyi, insanlara hitap dahi olsa, “temizlenenlerden” maksat abdest değil, bu günkü deyimle gusül olabilir.
3-Abdestle ilgili Kur’an-ı Kerim de tek ayet vardır, oda Maide suresi 6. ayetidir. Bu ayette abdestin sebebi hikmeti ayetin başında “Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman” cümlesi ile açıkça zikredilmektedir. Burada ayrıca “Kur’an okumak istediğiniz zaman” diye bir sebepten bahsedilmemektedir. Kur’an-ı Kerim-i okumak için, yine Kur’an tarafından konulan şart “Taşlanmış olan Şeytanın şerrinden, Allah’a (cc) sığın” emridir. Kur’an-ı okumak için ayrıca bir şart konmamıştır.
4- Kur’an-a ancak abdestli dokunulabileceğinin emredildiği iddia edilen ayetin bulunduğu Vakıa Suresi Mekke de inmiştir. Hâlbuki namaz kılmak için abdest almayı farz kılan ayetin bulunduğu Maide Suresi çok sonraları Medine de nazil olmuştur. Abdest ayeti inene kadar Müslümanlar Kur’an-a nasıl dokunuyorlardı diye sorulabilir. O zaman ortada Kur’an’ı kerim mevcut değildi. Ayetler çeşitli maddeler üzerine yazılmış ve ya ezberlenmiş olarak muhafaza ediliyordu. Müslümanlar abdest ayetinin gelmediği bu dönemde hangi hükme dayanarak ibadet ediyorlardı, oda bilinmiyor. Diğer taraftan Mekke döneminde inen ayetler genellikle inanç konularında olduğu için Vakıa Suresi ayeti abdest konusunda hüküm olarak ta değerlendirilmez.
5-Diğer taraftan o dönemlerde Kur’an-ı Kerim tamamen nazil olmadığı için Mushaf halinde bir araya da getirilmemişti. Çeşitli cisimler üzerine yazılan Kur’an ayetleri ayrı-ayrı muhafaza ediliyordu. Dolayısıyla henüz mevcut olmayan Kur’an-a abdestsiz dokunmak yasak olabilir.
6-Kur’an-ı Kerim’in yüzüne, cildine veya sahifelerine el sürülmeden okunabileceği birçok fıkıh kitabında yazılıdır. Bu durumda zarfı, mazruftan kıymetli tutmuş olmuyor muyuz? Yani kâğıttan, mürekkepten, kartondan vesaire den oluşan Kur’an-ın dış aksamını, lafzından, manasından daha faziletli hale getirmiş olmuyor muyuz? Böyle bir durumu hangi akıl sahibi kabul edebilir.
7-Peki, bu konuda hadis veya sahabe döneminden bize ulaşa haber yok mu? Kur’an-a abdestsiz dokunmanın yasak olduğunu bildiren hadisler, en güvenilir kabul edilen Sahihi Buhari ve Sahihi Müslim de geçmez. İbn Hibban ve bazı Sünen sahiplerinin kitaplarında geçer. Buna mukabil aksini iddia eden rivayetlerde mevcuttur. Mesela: Bir rivayete göre İbn Abbas, cünüp olan kişinin okumasını mubah görürdü. Yine Hz. Ali’nin “Cünüplükten başka Resülüllah’ı Kur’an okumaktan alıkoyan bir şey olmazdı” dediği rivayet edilir.
8-Maliki mezhebinin bu konudaki görüşü ittifakla “abdestsiz Kur’an-a dokunulamayacağı” yönündedir. Fakat bu mezhepte, Kur’an-ı öğreten ve öğrenenlerin abdestsiz Kur’an-a dokunabileceğini bildirmiştir. Hatta öğrenmek için hayızlı kadınlarda dokunabilir demişlerdir. Diğer taraftan şu anda takipçisi bulunmayan Zahiri mezhebi imamı Davud’u Zahiri, delillerin zahirine bakarak hükümler ortaya koymuştur. Bu Konu ile ilgili olarak bu Mezhebin İmamlarından İbn. Hazım konuyla ilgili olarak teferruatlı olarak bilgi vermiş ve Fakihlerin, abdestsiz Kur’an-a dokunulmayacağı hususunda ileri sürdükleri deliller Kur’an ve Sünnette sabit değildir” demiştir.
Bu yazının bir kısmını, günümüz âlimlerinden Prof. İbrahim sarmış hocanın aynı adlı makalesinden istifade ederek yazdım. Allah (cc) kendisinden razı olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.