
Bekir ÇÖL
FAİZ ÜZERİNE BİR ANALİZ.
Faizi anlamak için bu konuyu anlatan ayetleri anlayalım: İlk ayet, Bakara 275. Riba yani Faizi yasaklayan ve faiz yemenin haram olduğunu bildiren bu ayettir.
Cemal Külünk oğlu Meali (Farklı isim ve sistemler altında) faiz yiyerek (ve tefecilik yaparak insanları sömüren zalimler) kıyamet günü ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkar. Bu, onların: “Alışveriş de zaten faiz gibidir.” demelerinden (ve faizi helal görmelerinden)dir. Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Bu nedenle, kim Rabbinin öğüdünü dinler ve hemen (faizden) vazgeçerse evvelki kazançlarını koruyabilir ve onun hakkında karar vermek artık Allah'a kalır. Kim de tekrar (faize) geri dönerse işte onlar ateş ehlidirler ve orada ebedi olarak kalacaklardır.
Ayetten anlaşılan Faizi yemek haramdır. Burada zemmedilen tefecilik yapmak, hak edilmeyen bir kazanç elde etmektir. Kuran bunları Faiz yiyenler diye anlatır. Dolayısıyla faiz yemek haram fakat borç para alıp, aldığından daha fazlasını ödemek durumunda kalan kişiye yani aldığından fazla ödeme yapıp faiz yedirerek mağdur olana bu ayette bir şey denmemektedir.
Faizden bahseden ikinci ayet, Bakara 276. Ayeti:
Cemal Külünk oğlu Meali Allah, faizli kazançları bereketten mahrum eder, sadakası verilen malları da artırır (bereketlendirir). Allah günahta (haramda) ve inkârda direnen hiç kimseyi sevmez.”
Bu ayette de üzerinde durulan kişi “Günahta direnen” diye anlatılan faizle parasının çoğalacağına inanan yani faiz yiyen kişi anlatılıyor.
Faizden bahseden 3. Ayet, Bakara 278 ayeti:
“Kur'an Yolu (Diyanet İşleri) Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve gerçekten iman etmiş iseniz faizden kalanı bırakın.
Bu ayette de hitap edilen ve uyarılan kişi faizden kar sağlayan ve faiz yiyen kişidir!
Faizden bahseden dördüncü ayet, Bakara 279 ayeti:
Cemal Külünk oğlu Meali “Yok, eğer faizi terk etmezseniz bilin ki Allah'a ve Resulüne karşı savaş açmış olursunuz. Eğer faiz (için birikmiş olan parayı) almaktan (vazgeçerek) tövbe ederseniz anaparanız sizindir ve böylece ne zalim olursunuz ne de zulme uğramış bulunursunuz.”
Bu ayette daha açık olarak faiz yiyene karşı ikazlar yapılmakta, Allah’ın ve Resulünün faiz yiyene savaş açtığı veya faiz yiyenin Allah’a ve Resulüne savaş açtığı vurgulanmaktadır. Eğer faiz yiyen, faiz olarak birikmiş parayı almaktan vazgeçerse, geçmiş günahlarına tövbe ederse faiz için verilen anaparayı alır. Böylece kimseye zulmetmediği gibi kendi de zulme uğramamış olur.
Bu ayetten anlaşılan şudur ki, faizle borç alan kişi zulme uğramıştır. Bundan sonra gele ayette ise faizle borçlanan kişi veya tefeciye fazladan para veren kişi Allah tarafından korunmaktadır. Bu ayete en açık manayı İhsan Aktaş vermekte ve geniş açıklama yapmaktadır. İşte o ayet:
Faizle borç alanın korunduğu Bakara 280 ayeti:
İhsan Aktaş Meali Ve eğer (borçlu) darlık içinde olursa (borcunu ödemeyecek durumda ise) bir genişliğe (ödeyebilecek duruma) gelinceye kadar beklenilir (o zamana kadar ona bir vade verilmesi gerekir). Ve eğer bilirseniz, onu sadaka (bağış) yapmanız (bir karşılık beklemeden borcu tamamıyla silmeniz), sizin kendi iyiliğinize olacaktır.
Bu ayetten açıkça anlaşılıyor ki Allah, tefeciye diyor ki, Borçludan faizi kaldır ve anaparanı almak için biraz mühlet ver. Borçlunu geri kalan borçlarını sadaka olarak tamamen bırakırsan daha iyi olur demektedir. Bu kadar ayetlerin açıkça anlatmasına rağmen şöyle bir hadis rivayet edilmektedir:
"Resulüllah (s.a.v) şöyle buyurdu: 'Allah faizi yiyene, yedirene, şahitlerine ve yazana lanet etmiştir.'" (Ebu Davud, İlâ'l-İmam, 2/276)
Bu hadisten anlaşılan faiz sadece yiyene değil, Onunla beraber borçluya, yani bir manada faizi verene-yedirene de haram oluyor. Yetmedi bu sözleşmeye şahit olana da hatta yazana da haram oluyormuş. Bence bu hadisi uyduranlar, çok sonradan Bankacılığı haram içinde göstermek için söylemişler.
Sonuç olarak Faiz vermek durumunda kalan borçluyu Allah’ın 280. Bakara ayetiyle koruduğu halde hadisle haram hükmü vermişler. Hâlbuki Yüce Allah Resulüne birçok ayette hüküm vereceğin zaman ayetlerle hüküm ver demektedir. (Bak: Maide 48-49)
Madem ayetlerle Allah’ın koruduğu borçluyu birileri hadisle cehenneme gönderiyorlar. Bizde o yanlış hükmü en sahih hadisle bozalım: Herkesi Resulüllah’ın sözü olduğuna ittifak ettiği veda hutbesinden bir bölüm:
“Fâizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Fakat aldığınız borcun aslını ödemek gerekir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah’ın emriyle bundan böyle fâizcilik yasaktır. Cahiliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz de Abdülmuttalib ’in oğlu amcam Abbas’ın fâiz alacağıdır.”
“İlk kaldırdığım fâiz de Abdülmuttalib ’in oğlu amcam Abbas’ın fâiz alacağıdır.” Burada çok açık anlatılan parasını faize veren Hz. Abbas’ın alacağı faizin kaldırılmasıdır. Borçlunun üzerine haram olması düşünülemez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.