Hakan KALELİ
Kadim Şehir Sivas’a Kim Ayar Verecek?
Anadolu’nun ortasında yüzyıllardır ayakta duran bir şehir: Sivas.
Birçok devlete ev sahipliği yapmış, kimi zaman başkentlik yapmış, her dönemde önemini korumuş bir şehir…
Ve cumhuriyetin temellerinin atıldığı yer olmasıyla da tarihsel kimliğini taşımaya devam ediyor.
Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinde de öneminden bir şey kaybetmeyen Sivas; geçmişte devlet kademelerinde yer almış pek çok önemli ismi yetiştirdi.
Abdüllatif Şener, İsmet Yılmaz, ve son olarak da Abdullah Güler.
Hepsi farklı dönemlerde ülke siyasetine yön veren, Sivas’ın gururla arkasında durduğu isimler oldu.
Ancak bugünlerde yaşanan bazı gelişmeler, bu değerli isimlerin ortak paydasından sapmalar olduğunu düşündürüyor.
Çünkü önceki dönemlerde, örneğin İsmet Yılmaz’ın Milli Eğitim Bakanlığı, Meclis Başkanlığı ya da AK Parti Grup Başkanlığı yaptığı dönemlerde, ona yakın çevrelerden hiç kimse, bu şehre “ayar verme” gibi bir tutum içerisine girmedi.
Kimse, "Sivaslıları hizaya getirme zamanı geldi" gibi ifadelerle toplumun sinir uçlarına dokunmadı.
Ama ne olduysa, bugünlerde değişti.
Abdullah Güler’e yakınlığıyla bilinen bu isim önceki dönem gençlik kolları başkanı ve yönetimden birileriyle çektirdiği fotoğrafı sosyal medya üzerinden paylaştı.
İfadelerinde, “Şehri hizaya çekmenin zamanı geldi” gibi bir cümle vardı.
Şimdi buradan sormak gerekir:
Sayın Fahri Bey, hangi sıfatla bu şehre ayar veriyorsunuz?
Siz kimsiniz?
Kimi, neye göre hizaya getireceksiniz?
Sizin göreviniz nedir?
Bu şehirde ne aksıyor da siz göreve soyundunuz?
Hizaya çekme işlemini AK Parti adına mı yapacaksınız?
Eğer bir yetki aldıysanız, kimden aldınız?
Abdullah Güler'in bu hizaya çekme işinden haberi var mı?
Yoksa kamuoyunun bilmediği bir pozisyon mu size tevdi edildi?
Bu açıklamayı duyunca herkes gibi biz de şaşkınlık yaşadık.
Çünkü bu şehir başıboş değil.
Sahipsiz hiç değil.
Ama ne yazık ki bazı kişiler, isimlerden ve yakınlıklardan cesaret alarak Sivas’ı “biat ettirilecek” bir kent gibi görmeye başladı.
Sivas’ı hizaya çekmeye kalkanlara ses çıkaramayanlar, yarın bu kent adına söz söyleme hakkını kaybeder.
Birileri ‘Sivas Sahipsiz’ dediğinde tepki gösterenlerin, bu gibi açıklamalara neden sessiz kaldığını da açıkçası merak ediyoruz.
Bu şehri hizaya getirmeye çalışmak ne demek?
Sivas’ın hizaya getirilmesi gereken bir şehir olduğunu iddia etmek, aslında bu kadim şehre yapılmış en büyük saygısızlıktır.
Sayın Abdullah Güler’in bu konularla uğraşacak zamanı olmadığını biliyoruz.
Kendisinin ne kadar yoğun ve kritik görevler yürüttüğüne bizzat şahit olduk.
Ama bu sessizlik, onun adına konuşan kişilerin daha da pervasızlaşmasına neden oluyor.
Yine merakla bekliyoruz;
AK Parti Sivas İl Başkanı Yusuf Tanrıverdi bu konuda ne düşünüyor?
Bu açıklamalara sessiz mi kalacak, yoksa gereken tepkiyi verecek mi?
Sivas, hizaya çekilecek bir şehir değildir.
Sivas, yola getirilecek bir şehir hiç değildir.
Sivas, tarihiyle, kültürüyle, insanıyla her zaman saygıyı hak eden bir devlet şehridir.
Sivas’ı hizaya sokmak isteyenler sonunda bu şehrin vicdanında kaybolur.
Ne diyelim…
Kendini hizaya çektiren bir şehir olduk desek, bu kadim şehre haksızlık etmiş oluruz.
Ama yaşananlar da az şey değil.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.