
Gültekin ÇETİN
REŞO AĞA KİMDİR- Yaşam Serüveni-1 - ( ALTINYAYLA / DELİİLYAS / BAŞÖREN )
İran'dan Konar göçer olarak Türkiye'ye gelmişlerdir ve Türkiye'nin birçok yerinde Konar göçer olarak konakladıktan sonra Erzurum Horasan'a gelirler. Burada kalmaya karar kılarlar. Tabii Horasan'ın havası güzel, yaylası ve suyu bol, akarsuları hayvancılık için ideal bir yer olduğunu kanaat getirirler. Bir yıl gibi bir süre burada konakladıktan sonra kış şartlarının oldukça çetin geçtiğini gördükten sonra fikirleri değişir. Karamanoğulları lideri Mehmet Bey'in babası Nuri Süfi,oğulları Mehmet ve Yusuf'a "Artık burada kalamayacağız, yılın 6 ayı kışı geçiyor, buradan Anadolu'ya hareket etmeliyiz" der. Emri alan Mehmet Bey, kabileyi bilgilendirerek yine bir Konar göçer şeklinde Anadolu'ya hareket ederler. Koyulhisar- Eğricimen yaylasın’da bir müddet konakladıktan sonra "Burada kalamayız, yaylası suyu bol ama iklim koşulları burada da iyi değil, kışı burada geçirmeyelim" derler. Kırşehir Çiçekdağı'na gelirler, koyun ve büyükbaş hayvanların burada yetiştirmeye uygun olduğunu düşünürler. Uzun yıllar geçirdikten sonra iç ve dış sorunlar neticesinde kabilenin bir bölümünü Çiçekdağı'nda bırakarak Konya Karaman bölgesine yerleşirler. Bu süreçte birçok kabileyle tartışma içerisinde olurlar ve artık Konar-göçer durumdan oldukça muzdarip olurlar. Karaman oğulları lideri Nuri Süfi, kabileyi toplar ve "Bu topraklar bizim, bu bölgenin adı da Karaman olacak" der ve burada yerleşik düzene geçerler. Oldukça kalabalık Ak koyun ve kara koyun sürülerinin kıl çadırları alanın muhtelif ve uygun bir şekilde hakimiyet kurarlar. Yine burada yayılmacılık politikası geliştirerek kabilenin bir bölümü Mersin'in Mut ilçesine, diğer bir bölümü ise Kayseri'nin Pınarbaşı bölgesine yayılırlar. Baba Nuri, yaşının ilerlemesinden ve rahatsızlıklarının nüksetmesinden dolayı, kabile liderliğini oğlu Mehmet Bey'e verir. Tabii bu süreçte kabilenin bir bölümü Çiçek Dağı'nda kalır. Karaman'a yerleşik düzeni sağladıktan sonra bölgeyi gezerek alanı tanımaya ve hayvancılık yönünden daha elverişli tarım arazisi keşfine çıkar. Mersin'in Mut ilçesi ve Kayseri'nin Pınarbaşı bölgesini kendilerine uygun görürler. Bu bölgelerde hakimiyet sağlamak için kabilenin bir bölümünü Mersin'in Mut, Çukurova, Kozan ve Kayseri'nin Pınarbaşı bölgesinde hakimiyeti ile geçirirler. Kabileyi bu bölgelere sevk ederler. Tabii bu arada kabile içinde çatışmalar çoğalınca yoğunluğu dağıtmak için de bu bölgeler bir fırsat sunmuştur. Tabii ki kabilenin büyük lideri, hakimiyeti elden bırakmayarak sürekli Karaman, Çiçek Dağı, Mut, Kozan ve Pınarbaşı bölgelerini gezerek irtibatı ve iletişimi güçlü tutmuştur. Yılda bir iki defa Karaman'a büyük aile reisleri Mehmet Bey'in liderliğinde toplanırlar. Takriben Pınarbaşı bölgesinde kabilenin diğer bölgelere göre sayısal olarak daha az olduğunu ve Pınarbaşı toprağının oldukça geniş bir alana hakim olduğundan, diğer bölgelerden ve özellikle Mut bölgesinin aşırı sıcak olduğundan Aile reisi Pınarbaşı'na geçmeye karar kılarlar. Zamanla tartışmalar, sürtüşmeler ve huzursuzluk baş gösterme durumu Karamanoğlu Mehmet Bey'e intikal eder. Ve durumdan haberdar olan Mehmet Bey, yanına diğer bölgelerden aile reislerini de alarak pınar başına gelir, durumu değerlendirirler ve huzursuzluktan ileri bir duruma nüksetmemesi için Pınarbaşı bölgesini ikiye bölerek güney kısmını, yani şimdiki adıyla (Tonus) Altınyayla, kabilenin bir bölümüne verir; diğer bölümü alan Uzun yayla bölümünü de diğer kabileye tahsis eder. Parseller Altınyayla doğudan batıya uzandığı için uzun yayla adı verilir; diğer güney bölgesi de toprakları sulu tarım arazisi olduğundan Altınyayla adı verilir. Tabii bu topraklarda uzun yıllar hakimiyet sürdükten sonra Cumhuriyet dönemine geçildikten sonra Karamanoğulları kabilesinin yine bir bölümü deliilyas ve Beydiğin Köyü alanında, Deliilyas'ın güney yakasında DüğünükKaya yaylası bölgesine yerleşirler. DüğünükKaya'da kaynak sularının bol olması, koyun yetiştiriciliği için elverişli bir bölge olduğu uygun görülmüştür. Ancak bu alanda kış şartlarında yaşamın çok güç olması nedeniyle koyun barınağı avlular yapılmıştır; kendileri Deliilyas yerleşkesine taşınmışlardır. Ancak düğünükkaya ‘ da koyun barınağı (ağıl) ve yılkı atları için açık hava hayvan barınağı (avlu) devam etmiştir. KARAMANOĞULLARI (KARAKAHYALAR) deliilyas’ ta uzun yıllar yaşam sürdürdükten sonra tabii ki aile kalabalıklaşınca geleneksel olarak toplu aile yaşamında huzursuzluklar her geçen gün daha da kötüleşince Ahmet Ağaoğlu, Recep Başören Mezrası Akkuzulular'dan Miyençinin kızı Ayşe ile evlendirilir. Huzursuzluk neticesinde Recep, eşi Ayşe'nin baba ocağı Akkuzulu'ya yerleşirler. Yine burada bir müddet yaşam sürdürdükten sonra Recep'in bir çocuğu dünyaya gelir. Miyençi ailesi damatları Recep'in ailesini Akkuzular'da kalmasını istemezler. Tabii ileride mal mülk konusunda itilafların doğacağını düşünürler. Bu durumdan Recep son derece rahatsız olur ve Ayşe'ye burada daha fazla kalamayız, deliilyasaa dönmeye karar verdim der. Eşi Ayşe, gelişen huzursuzluklardan oldukça rahatsız olduğundan o da eşi Recep'in kararına saygı duyar ve merkebe bir yün ,döşek, yorgan ve yastığı yükleyerek biraz da ufak tefek bir şeyler alırlar deliilyasa dönmek için yola koyulurlar. Başören köyünde akrabaları olan Hacı Hasan'ın evine dinlenmek ve bir şeyler yemek, çocuğa da süt falan içirmek için misafir olurlar. Amca Hacı Hasan, Recep'e sorar: "Hayırdır Recep, ne bu hal, nereye yolculuk?" Recep, yorgun bir ses tonu ile "Emmi, deliilyasa dönüyorum" der. Emmi Hacı Hasan, "Evladım, zaten Deliilyas'tan kavgalı ayrıldın, tekrardan bir şeylerin düzeleceğini sanıyorsan yanılıyorsun. Deliilyasa dönme, yine aynı şeyleri yaşarsın" der. "Peki Emmi, ne yapayım? Belki Düğünükkaya'da bir çadır açarım, kışa kadar bir göz oda yaparım" der. Emmi Hacı Hasan yok oğlum orada yapamazsın. Orada kış çok çetin geçer, hasta olursunuz zaten. Çocuğunuz da daha çok küçük. Ben sizi oraya göndermem, der. Peki emmi, ama ne yapayım başka bir imkanım yok, der oğlum Recep. Hele burada birkaç gün kal bakalım, bir hal çaresine bakarız, der. Aradan birkaç gün geçtikten sonra emmi Hacı Hasan, oğlum Recep, benim bu evin önünde bir tarlanın başına sana bir iki göz yer yapalım. Daha sonra Allah büyüktür, bir şeyler olur, der. Bu duruma Recep ve eşi Ayşe çok sevinirler ve eş, dost ve köyden bir takım insanlar da yardımcı olurlar. 1+1 şeklinde bir ev yaparlar. Recep ile eşi Ayşe sevinerek evlerine yerleşirler. Emmi Hacı Hasan daha sonra der ki, oğlum Recep, bu tarlanın başında bulunan iki dönüm kalan arsayı sana bağışlıyorum, der. Recep bu durumu eşi Ayşe'ye anlatır ve son derece sevinir ve rahatlarlar. Tabii ki Recep, emmisi Hacı Hasan'a minnet borcunu ödemek için her işine koşar, tarlasını eker, çayırını biçer, bütün işlerine koşar. Recep her geçen gün işlerini yoluna koymaya başlar. Tabii, Karamanoğulları'nın arazisi Deliilyas'tan Başören'e kadar birçok tarla ve çayıra sahip oldukları bilinmektedir. Yine emmi Hacı Hasan Deliilyas'a gider ve "Elçiye zeval olmaz" der. Başören bölgesinde bulunan arazinin bir bölümünü Recep'e terk etmelerini talep eder. Kara Kahyalar ailesi düşünür ve emmi Hacı Hasan'ın talebini boşa çıkarmaz. Başören bölgesinde tarla ve çayıra sahip olarak durumunu iyiden iyiye düzeltir ve öfkesi dinmiş olmalı ki oğlu Recep'e der ki: "Oğlum, sana bir çift öküz, bir at ve üç – beş adet buzağılı inek veriyorum. Benden daha mal mülk talep etme der." Recep o kadar sevinir ki sevinçten dünyalar kendinin olur, baba Ahmet'in eline kapanır, elini öper ve barışırlar. Emmi bu hayıra vesile olduğundan Recep'in emmisi Hacı Hasan'a minnet borcu olduğunu hem de daha çok saygı ve hürmet ederek aile bağları güçlenir. Baba Ahmet'in vermiş olduğu hayvanları deliilyastan alarak Başören'in yolunu tutar. Başören'e yaklaşınca eşi Ayşe, tabii endişelenerek recepin yolunu gözler. yine bir kavga ve huzursuzluk doğacağını düşünür; ancak durum tam ters olur. Ayşe (eşe), eşi Recep'in önünde öküz, inek ve atı görünce şaşırır, gözlerine inanamaz ama durum gerçektir. Ayşe, durumların her geçen gün daha iyi gittiğinin sevinci içinde tabii zaman ilerler. İkinci oğlu Ahmet Turan Sefer ve seferin ikizi dünyaya gelir; ancak seferin ikizi yaşamını kaybeder. Ahmet Turan ve Sefer büyüyorlar ve baba Recep, oğullarını seterekli oğlu'nun kızları ile evlendirir. Ahmet Turan Emine ile, Sefer de Döndü ile evlenirler. Ahmet Turan ve Sefer'den dünyaya gelen çocuklar amca çocukları oldukları gibi aynı zamanda da teyze çocukları olurlar; ve Başören köyü mevkisinde kulmaç dağı vadisinde bulunan takriben 400 dönüm akyar önü yaylasını o günün şartlarında belli bir ücret mukabilinde senetle Ahmet turan çetin satın alarak 1947 ‘ de topraklarına katmıştır. zaman ve süreç böyle gelişmiştir. Geçmişini bilmeyen geleceğini ışık tutamaz. Bu Karaman oğulları (Karakahyalar) Reşo Ağa sürer. Böyle bir hayat hikayesidir bu. Hayat hikayesini kaleme alan Reşo Ağaoğlu, Ahmet Turan Çetin'in torunu Süleyman oğlu Ben Gültekin Çetin'dir. Bu hayat hikayesi, bütün aile efradına bir hatıra olarak bırakmak içindir. Elbet bir gün bu hayata göz yumacağız muhakkaktır. Ama bu hakikatin sinsile yolluyla ile ebediyete kadar intikal eden bir seçere olarak kalmasını hep düşünmüşümdür. Bugün bu yazıyı kaleme aldığım için çok bahtiyarım. Tarih 9 Şubat 2025, saat 15.49'dur. Karamanoğulları/Karakahyalar/Reşo Ağa kabilesine hatıram olsun...
-Okumuyor Ve Araştırmıyorsanız Uyuyorsunuz Demektir
- Geçmişini bilmeyen geleceğine yön veremez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.