Ayhan BATUR
Bilginin Cezası ve Cehaletin Tahtı
“Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet sanıldığı bir çağda büyüyor. Bir sonraki nesil, cahil olduklarını bile bilmeyecek; çünkü bilginin ne olduğunu unutacaklar”.
Biz, ilmi imanla yoğurmuş bir medeniyetin torunlarıydık. Kur’an ve sünnet rehberliğinde, dünyayı adaletle ve hikmetle donatan ataların çocuklarıydık.
Peki? Bilgi Neden Cezalandırıldı?
Bilgi, iktidarın, çıkarın ve kalıpların huzurunu bozar. Sorgulayan insan, yönetilemez bir tehlikedir. Bu yüzden bilgi çoğu zaman cezalandırıldı; susanlar ödüllendirildi, düşünenler dışlandı.
Peki? Neden Sorgulayamıyoruz?
Çünkü korku zihnimizi esir aldı. “Sus, büyüğünü dinle” dendi; “Fazla bilme, başına iş açarsın” dendi. Sorgulamak cesaret ister, cesaret ise bastırıldı. Sorgulamayan toplumda bilgi ölür, vicdan susar.
Vicdanın sustuğu bir yerde Adalet Şekil Değiştirirse Ne Olur?
Adalet, bir toplumun direğidir. Direk eğrilirse bina ayakta kalamaz. Kanun kalemle yazılır ama adalet kalple yaşanır. Şekli değiştiğinde, düzen dıştan var gibi görünür ama içten çürür.
Aydınlar ve Din Adamlarının Sessizliği
Aydınlar halktan koptu; din adamları biçime sıkıştı; kanaat önderleri etkili olmayı doğru olmaya tercih etti. Hakikati dile getirenler azaldıkça, cehalet ve zulüm yükseldi.
Vicdansızlaşma ve Zulüm
Vicdan yavaş yavaş unutturuldu. Masum kalpler bile farkında olmadan zulme alıştı. Küçük haksızlıklar görmezden gelindi, her kötülük aklandı. Vicdanın sesi kısıldı, zulüm sıradanlaştı ve böylelikle yeni bir düzen kurulmuş oldu.
Kör Düzen Nasıl Kuruldu?
Korku, itaat, suskunluk… Bu üçlü, cehaleti besleyen görünmez bir zincir oluşturdu. Eğitim, itaat üreten bir makineye dönüştü. Din, şekle indirildi; eğlence ve tüketim, insanı düşünmekten uzaklaştırdı.
Korkunun yerine iman, suskunluğun yerine fikir, bencilliğin yerine vicdan konmalı. İlim, sadece beyni değil, kalbi de aydınlatmalı. Okullar, ruh ve ahlak eğitimi vermeli. Din adamı ve aydın, halkın yanında olmalı. Vicdanın sesi duyulmalı ve hikmeti korumalı.
Bilgiyi korumak kolaydır; hikmeti korumak ise insanı korumaktır. Hikmet, bilgiyi kibirden, adaleti zulümden, dini şekilden korur. Hikmetin kaybı, toplumun ruhunu kaybetmesidir.
Gerçek kurtuluş, bireyin içindeki cehaleti yenmesiyle başlar. Hakikati haykıran bir kişi, cehaletin yıldızını söndürebilir. Atalarımız dünyayı fethetmeden önce kendilerini fethetmişti; biz de önce korkularımızı, cehaletimizi ve vicdansızlığımızı fethetmeliyiz. Bilgi, vicdan ve hikmet yeniden birleştiğinde toplum dirilecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.