Hakan KALELİ
Gönüllere Giren Bir Başkan: Mesut Özarslan
Sivas’ta adını duymamış olan çok kişi olabilir. Çocukluk arkadaşları, gençlik yıllarındaki dostlukları, siyasetçiler ile gazeteciler dışında pek tanınmaz. Oysa bugün Ankara’nın en büyük ilçelerinden biri olan Keçiören’in belediye başkanlık koltuğunda oturan Mesut Özarslan, bu mütevazı geçmişiyle, sade duruşuyla, tam da siyasetin ihtiyaç duyduğu yeni bir profil çiziyor.
Eskiden Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı önemli şirketlerde genel müdürlük yapmış bir isimdi. 2024 yerel seçimlerinde Keçiören gibi milyonluk bir ilçede halkın oyuyla belediye başkanı seçildi. Seçildiği günden bugüne takdir toplayan işler yaptı. Fakat onu diğer başkanlardan farklı kılan şey, yaptığı projelerden çok insana yaklaşımı, sade yaşamı ve gönül köprüleri kurmadaki mahareti oldu.
Ve evet... Mesut Özarslan bir Sivaslı. Ama sadece doğum yerini değil, Sivas’ın ruhunu da yüreğinde taşıyan bir Sivaslı.
Seçildikten sonra memleketi Sivas’ı unutmadı. Sıla-i rahim dedi, geldi, STK’larla görüştü, vatandaşla kucaklaştı. Kapısını çalan hemşerilerini geri çevirmedi. Öyle Ankara'da zenginlikten şaşalı ofisler kurup "Sivaslılara kapımız açık" demekle kalmadı; bu sözün gereğini sessiz sedasız, gösterişsiz yerine getirdi. Şov yapmadı. Reklam peşinde koşmadı. Halka hizmeti Hakk’a hizmet bilen bir anlayışla memleketini ve insanlarını sahiplendi.
Düşünün... Bugüne kadar kaç siyasetçiden duydunuz bu cümleyi:
“Sivas’ta öğrendiğimiz kültür sayesinde hem gönüllere giriyoruz, hem Keçiören’e hizmet ediyoruz.”
Mesut Özarslan bunu söyledi. Hem de samimiyetle. Çünkü söylediklerinin altında bir yaşam tarzı, bir geçmiş, bir inanç ve bir ahlak var.
Bugün Sivas’ta, siyaseten güçlü isimler var. Milletvekilleri, parti temsilcileri, eski-yeni belediye başkanları... Ama açık konuşmak gerekirse çoğunun halkla arasında mesafe var. Ulaşılmazlar. Çevreleri onlardan daha da ulaşılmaz. Kibir, onların kolunda saat gibi takılı. Ama o saatin zamanı halkla eşzamanlı değil.
Mesut Özarslan ise başka bir çizgide. Onunla görüşmek kolay, derdini anlatmak kolay, çünkü o zaten seni dinlemeye hazır. Çünkü onun için insanlar etiketleriyle değil, insan oldukları için değerli.
Evet, birileri çıkıp diyebilir, "Neden partisini yazmadın?" diye.
Cevap basit: Çünkü Mesut Özarslan’ı bir partiye sıkıştırmak haksızlık olur. Ne klasik bir CHP’li gibi konuşur, ne sadece bir kesime hitap eder. AK Partilisi de, MHP’lisi de, CHP’lisi, BBP’lisi, Alevi’si, Sünni’si fark etmeksizin herkes onunla sohbet eder, görüşür, fikir alışverişinde bulunur. Çünkü biliyorlar ki karşılarında önce vicdanıyla hareket eden, sonra görevini yapan bir insan var.
Umarız bu duruş, bu yaklaşım örnek olur. Umarız Sivas’tan çıkan siyasetçiler de “bizim partili, bizim köylü” gibi sığ aidiyetleri geride bırakır. İnsana insan olduğu için değer veren bir bakış açısıyla yol yürümeye başlar.
Çünkü halk artık klişe vaatlerden değil, gerçek samimiyetten, gönül belediyeciliğinden, ulaşılabilirlikten ve tevazudan yana.
Ve bugün Ankara Keçiören’de o örnek yaşanıyor.
İsmi: Mesut Özarslan.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.