KARINCA GİBİ OLMAYI ONLARDAN ÖĞRENDİM...
Dostlarımın beni teşviki ile doğa sevgisini halkımıza aşılamayı ve yaşadıklarımı paylaşmayı şiar edinmiştim. Tabiki bu iş halkın sesi gazetelerde yazmakla olacaktı.
Sultanşehir´in köklü gazetelerinden Hakikat gazetesiyle tanışmam bu nedenle oldu.
Yazılarım yayınlanmaya başladığında Hakikat ailesiyle tanışmak için misafir olduğum günü unutamıyorum. Herkeste gazetenin baskıya yetişmesi için, bir heyecan, bir telaş.. Hummalı bir çalışma vardıki, görülmeye değerdi... Öyle ki, çalışma arası hoşgeldinleri nasılsınları kabul ettik.
Herhalde bu mesleği seçme nedeni; karınca gibi çalışma temposu, ortaya bir şeyler çıkarma heyecanı ve haberleri halkla buluşturma arzusu olmalıydı.
İnsanın ruhunu esir alan bir meslek olduğunu orda gördüm. Duayen gazeteci Haydar Aldıkaçtı´nın dediği gibi "eline mürekkep bulaştıysa bir daha çıkmazdı."
Bende bu ailenin içinde köşe yazarı olarak bulunmaktan keyif alıyorum. Yazılarımın Sultanşehir´de ne kadar etkili olduğunu görmek, insanı çok mutlu ediyor. Anladım ki gazetecilik; sesimiz, konuşan fikirlerimizdi.
Çalışan gazeteciler için dağlardan kutlama mesajı atma geleneğini bozup, Öğretmenliğini yaptığım Şefik Güngör Özel Eğitim okulundaki öğrencilerimle birlikte sürpriz kutlama ziyaretinde bulunduk. Öğrencilerimizin ilk defa karşılaştıkları ortamda biraz şaşkın, biraz heyecanlı bakışlarını gazeteci arkadaşlarımızın misafirperverlikleri ile kısa sürede attık. Çalışan gazeteciler günlerini kutladık. Özel eğitim öğrencileri gazete ile tanıştılar. Hediye edilen gazetelerimizi aldıktan sonra ayrıldık.
Buradan tekrar ikinci ailemin ve tüm çalışan gazetecilerimizin gününü canı gönülden kutlarım.
Hayat gazetecilerimizle anlam kazanıyor...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.