Zelzele öyle bir İlahî ihtardır ki...

Mustafa Polat'ın 28 Mart 1970 yılında meydana gelen Gediz depremi üzerine yazdığı ve 30 Mart günü çıkan bir yazısı:

 

Bu yıl, ilk şiddetini Van’da gösterdi. Şehri günlerce salladı, sonra birden Ege’ye sıçradı. Demirci kazasını ziyaret etti. Ve nihayet geçen gece de bütün Türkiye’de birden kendini gösterdi. En büyük hasarı Gediz’de yaptı. Zarar bir hayli büyük; yüzlerce vatandaşımız ölmüş, yüzlercesi yaralanmış ve binlerce insan da evsiz barksız kalmış bulunuyor. 

 

Zelzele; öyle dehşetli bir İlahî ihtar, öyle azametli bir Rahmanî îkazdır ki, onun karşısında ancak insan acz ve zaafını hisseder, Rabbine ilticadan, günah ve kusurları sebebiyle istiğfar edip, Hâlik-ı Kâinata yönelmekten başka birşey hissedemez, hiçbir çıkar yol göremez.

 

Fennin zirveye tırmanmış olmasına, ilmin tekâmülünün nihayet hududunu zorlamasına rağmen, zelzele ne önlenebilmiştir ve ne de geleceği zamanı tespit etmek mümkün olmuştur. Ölüm gibi, nasıl gelir, ne zaman gelir, belli değildir. Lâkin mutlak olan şudur ki; te’dib için gelir, ikaz için gelir. 

 

Zelzele, beşerin günah ve hataları karşısında zeminin isyanıdır. Zelzele dağın, taşın dile gelmesi, toprağın konuşması, insanların zulmünden, kabahatinden feryat etmesidir. 

 

Evet, zelzele ya ekseriyetin hatasından, yahut bazı gafil başların küfür ve dalâletâlud icraatından gelir, lakin daima kahır sillesinin altında müminler için rahmet getirir, bereket getirir, nur getirir, huzur getirir. Musibetzedenin mükâfatı ya bütün şefkat hislerini ona hizmetkâr yapmakla verilir; yahut bütün günahlarından, hata ve kusurlarından affedilerek haşrolmakta tahakkuk eder. Ama mutlaka musibetzede mükâfatla taltif görür. Zelzele, Rabb-i Rahimimizin Kahhar isminin tecellisini gösterirken, insanların ne kadar şefkate muhtaç, ne kadar merhamete susamış olduğunu ispat eder.

 

Zelzele, İslamı teyid eder; Kur’an-ı Hakimi tasdik eder ve illâ da küfür ve dalâlet ehlini te’dib ile uyandırmak ister. Ne dünya saltanatı, ne şan, ne şöhret, ne mevki, ne servet, hiçbir şey, hiçbir kuvvet insanı zelzelenin elinden kurtaramaz 

 

Zelzele, kıyametin habercisidir. Dağların, taşların pamuk gibi atılacağı, herşeyin birbirine karışıp helâk olacağı, dünyanın vefat edeceği o hesap gününü hatırlatır.

 

Kaçmak ve kurtulmak mümkün mü? Katiyen değil. Mülk Onundur, Malik-i Hakiki Odur, tasarruf Onun elindedir. Kaçmakla kurtulamayız; rahmetine, merhametine, şefkatine, lütuf ve keremine iltica etmekle kurtulabiliriz. Insana da bu yakışır.

 

N. Mustafa Polat

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan YILMAZ Arşivi

Abdullah Safi'den mektup var...

01 Haziran 2025 Pazar 12:37

Allahümme salli alâ seyyidina Muhammed

02 Ocak 2025 Perşembe 10:16

Yeni güne bismillah

21 Kasım 2024 Perşembe 16:53

"GAZZE MÜFREDATI"

09 Eylül 2024 Pazartesi 09:59

“MUHAFAZAKAR EZİKLİĞİ

02 Ocak 2024 Salı 09:28