USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BESMELE, HAMDELE VE SALVELEDEN SONRA

23-02-2022

Bir işe Allah’ın adıyla başlamak, hem o işin akıbetini hayreyler hem de işin arzu edilen şekliyle devam etmesine vesile olur. Allah adıyla başlanmayan her anlamlı iş ise bereketsiz ve sonuçsuz olur. Bu vesileyle biz de işimize “Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla” başlayalım.

Bundan birkaç ay önce Türk Ocakları Sivas Şubesi yönetimi olarak Sivas Ekspres Gazetesi’ne gerçekleştirdiğimiz ziyarette, Muhittin Karahan Bey gazetede yazı yazmam konusunda teklifte bulunmuş, ben de hemen değilse bile ileride bunu yapabileceğim konusunda bir taahhütte bulunmuştum. İşte bu satırlar, o gün verilen sözün yerine getirilmeye başladığının göstergesidir.

Ne kadar devam ettirebileceğimi şimdiden söyleyemem ama memleketimize, milletimize, devletimize; toplum, siyaset, bilim, eğitim, kültür ve sanat–edebiyat hayatımıza dair gözlemlerimi, kanaatlerimi ve değerlendirmelerimi çok sık olmamak şartıyla bu sayfalarda mümkün olduğunca siz kıymetli okurlarla paylaşmaya çalışacağım.

Klasik Türk-İslam yazı geleneğinde “besmele, hamdele ve salvele” diye tanımlanan bir gelenek vardır.

“Besmele”, “bağışlayan ve esirgeyen Allah’ın adı ile” anlamına gelen ve bir işe başlarken söylenilen “Bismillahirrahmanirrahim” sözüdür.

“Hamdele”, “Allah’a hamdolsun / Allah’a şükürler olsun.” anlamındaki “elhamdülillah” ifadesinin kısaltılmış şeklidir.

“Salvele” ise paygamberimiz Hz. Muhammed’e duyulan saygının ve sevginin göstergesi olarak ona “Allâhümme salli alâ Muhammed” şeklinde dua ederek selam vermek anlamındaki “salât ü selâm”ın kısaltılmış şeklidir.

Klasik yazı geleneğimizdeki “münşî”ler; yani eli kalem tutan yazı erbabı, bir yazıya başlarken en üste besmeleyi yazar, ardından da “hamdele ve salvele” bâbında şu tarz cümleleri kaleme alırlardı:

“Hamd ü Senâ-yı mâlikü’l-mülk-i cihân-âferîn ve salât u selâm-ı seyyidü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn ve tarziye vü tekrîm-i âl ü ashâb-ı sa’âdet-karîn takdim olunduktan sonra…”

veya

“Ba‘dehû ez-hamd-i Hudâ ve dürûd-ı Muhammed Mustafâ…”

Bu ifadelerden birincisi “cihanı yaratan ve mülkün sahibi olan Allah’a hamd ü sena, peygamberlerin efendisi olan Hz. Muhammed’e salat ü selam ve âl ü ashâbına dua ve hürmetten sonra…” anlamındadır.

İkinci ifade ise “Allah’a hamd ve Muhammed Mustafa’ya övgüden sonra…” anlamına gelir.

Yani geleneğimizdeki yazarlar, besmele çekip Allah’a hamd ve peygambere salat ü salamdan sonra asıl söyleyeceklerini söylemeye başlarlardı. Bir diğer ifadeyle besmele, hamdele ve salveleden sonra asıl konuya gelirlerdi.

Biz de ilk yazımız olması münasebetiyle, bu sefer “girizgâh” mahiyetinde önce “besmele” çekip ardından da “hamdele ve salvele” ile söze başlamış olalım.

Haydi Bismillah.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?