USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KAMUNUN YARARINA ÇALIŞANLAR

28-03-2022

Dünya üzerindeki devletlerin gelişmişlik düzeylerini tespitte zaman zaman farklı ölçütler kullanılmaktadır. Araştırmaların kiminde ekonomi, kiminde bilimsel hayatın geldiği nokta, kiminde insan haklarına verilen değer, kiminde de daha başka ölçütler gelişmişliğin belirleyicileri olarak ele alınmaktadır.

Bir devletin ve o devlet içindeki toplumsal hayatın gelişmişliğinin ölçütlerinden biri de mevcut sivil toplum kuruluşlarının sayısı ve bunların kamuoyundaki etki gücüdür. Bir devlette ne kadar çok sivil toplum kuruluşu varsa ve bunlar ne kadar etkili ise devlet o ölçüde gelişmiş kabul edilebilir.

T. C. İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğünün verilerine göre Ocak 2022 itibarıyla Türkiye’de 120.000’in üzerinde (yazıyla “yüz yirmi bin”in üzerinde) dernek bulunmaktadır.

İlk anda bu sayının çok büyük olduğu; yani Türkiye’de çok fazla sivil toplum kuruluşu bulunduğu düşünülebilir. Ama maalesef öyle değil. 2008 yılında İçişleri Bakanlığının ilgili birimlerinin yaptığı çalışmaya göre gelişmişlik düzeyi yüksek ülkelere göre oranlama yapıldığında, Türkiye’de 300.000’in üzerinde (yazıyla “üç yüz bin”in üzerinde) dernek olması arzu edilmektedir. Dolayısıyla günümüzde mevcut 120.000 civarındaki derneğin Türkiye nüfusuna göre çok az olduğu söylenmelidir. Sivil toplumun güçlenmesi için bu sayının daha da yukarılara çıkarılması amacıyla dernekçilik teşvik edilmeli ve yeni derneklerin kurulması temin edilmelidir.

Dernekler içinde bir de “kamu yararına çalışanlar” vardır. Aslında birer sivil toplum kuruluşu durumundaki derneklerin tamamı bir grubun, bir bölge insanının, bir meslek mensuplarının, bir düşünceyi paylaşan insanların yararına hizmet edecek şekilde kurulur ve faaliyet yürütürler. Bu sebeple derneklerin hepsi toplumsal hayata katkı sunmak bakımından önemidir. Kısacası her dernek bir kitlenin yararına çalışır. Ama “kamu yararına çalışan dernek” statüsü taşımak hem önemli hem de o dernek için bir “statü” (buna “iftihar vesilesi” de diyebiliriz) meselesidir. Bu yüzden her dernek “kamu yararına çalışan dernek” statüsüne sahip olmak ister. Ancak, bu sadece istemekle olmaz. Bir derneğin “kamu yararına çalışan dernek” sayılabilmesi için Dernekler Kanunu’nun ilgili maddesi gereğince,

a) En az bir yıldan beri faaliyette bulunması,

b) Son bir yıl içindeki, 200.000 Türk lirasını geçen alım ve satım işlemlerinin rekabet koşullarına uygun yapılması,

c) Amacı ve gerçekleştirdiği faaliyetlerin, üyelerinin dışında yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde toplumun ihtiyaç ve sorunlarına yönelik çözümler üretecek ve toplumsal gelişmeye katkı sağlayacak nitelikte olması,

d) Yıl içinde elde ettiği gelirin en az yarısının bu amaçla harcanması,

e) Sahip olduğu mal varlığının ve yıllık gelirinin, tüzüğünde belirtilen amacı gerçekleştirecek düzeyde olması gerekir.

İçişleri Bakanlığının ilgili birimindeki kayıtlara göre ülkemizde bu nitelikteki derneklerin sayısı 361’dir. “Kamu yararına çalışan” bu derneklere eskiler “menâfi-i millete hadim” veya “menâfi-i umumiyeye hadim” derlerdi. Yani, “milletin menfaatine hizmet eden” veya “umumun / genelin menfaatine hizmet eden” derlerdi.

Bu kapsamdaki 361 derneğin bazıları Sivas’ta da faaliyet yürütmektedir. Türk Ocakları Derneği, Türkiye Kızılay Derneği, Türkiye Yeşilay Cemiyeti, Türk Hava Kurumu, Türk Eğitim Derneği, bunlar içinde en çok bilinenlerdir.

Bu dernekler toplumsal hayata katkı sunmak bakımından gerçekten son derece önemli hizmetler ifa etmektedir.

Gelecek yazılarımızda bunlardan bazılarını ele alarak hem geneldeki hem de Sivas özelindeki çalışmalarından bahsedeceğiz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?