Hakan KALELİ
KALDIRIMDA HAK, SİYASETTE TORPİL
Zabıta görevini yapıyor… Ama bazı eller durduruyor!
Sivas’ta Belediyeye bağlı zabıta ekipleri, gece gündüz sahada. Dilencilerden, kırmızı ışıkta su satan çocuklara, kaldırım işgallerinden kamu alanlarının izinsiz kullanımına kadar geniş bir alanda denetim yapıyorlar.
Peki yeterliler mi? Tartışılır.
Görevlerini yapıyorlar mı? Evet.
Ama işin esas can alıcı noktası başka…
Kaldırımı işgal eden bir esnaf, hemen oda başkanını arıyor. Oda başkanı, belediye başkanını veya zabıta müdürünü arıyor. Talep ne?
Kanunları uygulayan ekiplere, “Durun! Kanunu uygulamayın” demek.
Siyasiler devreye giriyor.
Hatta işi ileri götürenler var:
“Devleti siz mi kurtaracaksınız? İki seyyar mı gözünüze battı? Çay ocağı, kafe yazın para kazanıyor, bırakın açsınlar tezgâhlarını, kaldırıma da çıksınlar!”
Peki vatandaş ne olacak? Yürümek için hakkı olan kaldırım, masa sandalye deposuna dönünce ne yapacak? İşte asıl mesele bu.
Gerek siyasiler, gerekse STK başkanları, kendinden olana sahip çıkarken, şehirde yaşayan on binlerce insanın hakkını yok sayıyor. Bu, sadece kaldırım işgali değil, kamu hakkının gaspı.
Burada SESOB Başkanı Hakan Demirgil’e de büyük görev düşüyor.
Tüm STK başkanlarına ve üyelere, esnafın uyması gereken kuralları anlatan eğitimler verilmeli. Özellikle zincir marketler ve kafeler, kamu alanının kimseye ait olmadığını anlamalı.
Ama gel gör ki, Sivas’ta genel hava “Böyle gelmiş, böyle gitsin” şeklinde.
Değiştirmeye kalkarsan da, “Sen mi düzelteceksin bu çarpık düzeni?” sorusu hazır bekliyor.
İşin özeti şu:
Eğer gerçekten şehirde düzen, adalet ve eşitlik istiyorsak, kaldırımlardan başlayalım. Çünkü kaldırım, sadece beton değil; vatandaşın hakkı. Ve o hakkı korumak, kimin işine gelmiyorsa, işte asıl sorun orada başlıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.