USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

UMUT, BARIŞ ve İSTİKRAR

05-02-2019

İçerisinde yaşadığımız bölge, sosyal problemlerin büyük bir şiddet ve yoğunluk kazandığı bir bölge olarak görünmektedir. Dünyanın her yerinde toplumların genelini ilgilendiren problemler son derece etkileyici bir mahiyet kazanmıştır.

Türkiye´de yaşayan her insanın yakından izlediği, zaman zaman sebep ve sonuçlarını sıkça tartıştığı Ortadoğu´daki gelişmeler, İsrail-Arap alemi arasında yıllardır yaşanan çatışmalar Mısır, Tunus, Libya´daki isyan ve ayaklanmalar, hükümet darbeleri gibi olaylar bir biri ardına geldi.

2011´de Suriye ile olan ilişkilerimiz diplomatik sekteye uğradı. Sonrasında her gün daha fazla gerginleşen Türkiye- Suriye ilişkileri bir an geldi, savaşa ramak kaldı. Savaşın rüzgârları ve ateşi, Türkiye´nin yanaklarına vurdu, barışın serinliği ise bulut olup göklere savruldu.

Türkiye´nin Suriye muhaliflerine verdiği destek ve himaye ile Suriye uçağının düşürülmesi, Akçakale´ye top atılması ve beş vatandaşımızın şehit olması, peşinden Hatay´ın ilçelerine şarapnel parçalarının düşmesi, Türkiye´nin Suriye uçağını Ankara´ya indirmesi, Rusya ile karşı karşıya gelinmesi, Suriye istihbaratı destekli Reyhanlı halkını hedef alan büyük patlama ve onlarca vatandaşımızın ölümü gibi nedenler bölgesel savaş ihtimalini artırıcı sebepler arasındaydı. Neyse ki, korkulan olmadı, Rusya-İran ve Türkiye üçlüsü olumlu bir diplomasi ile savaşı ötelemeyi başardı.

İki ülke arasında diplomatik ilişkiler deyim yerindeyse adeta ölmüş, Türkiye-Suriye ilişkileri rafa kaldırılmıştı, bugün ise kimin hatalı olduğunun önemi bile kalmadı. Türkiye ?Suriye iç savaşından en çok etkilenen ülke oldu. Göçmen sorunu, sınır ihlalleri, diplomatik kriz, Uluslararası güç diplomasisinde Avrupa ve ABD ile karşı karşıya gelinmesi ekonomik ve finansal krizin derinleşmesinde çok etkili oldu. Askeri hareketlenme, sınıra yığınak ve sınır ötesi operasyonları, Türk toplumunun önüne ekonomik anlamda bir maliyet gelmesine neden oldu.

İhtiyarlamış dünya, pek çok acımasız savaşlar yaşadı, yeryüzünün her karesindeki vahşet ve katliamlara şahitlik etti, son yüzyılda iki cihan harbine tanık oldu, binlerce, milyonlarca sivil ve askerin ölümüne, açlık ve yoklukla sessizce gözyaşı döktü. Ortadoğu halkının yüzü Osmanlı devletinden ayrıldıktan sonra gülmez oldu. Adeta ölüm ve zülüm vadisi konumuna gelen Suriye-Irak toprakları huzur ve güvene hasret kaldı.  Suriye ve Irak özelinde barışın sağlanması halinde bölge ve dünya insanlığına büyük rahatlama ve nefes alma imkanı sağlanacaktır.

Ülkeyi yönlendiren ve yönetenlerle, partiler ve liderler, uluslararası diplomaside, bir ip cambazı gibi, her adımı dikkatle izlemek ve irdelemek zorundadır.

Güç denemelerinin yeniden oluşturulduğu bir dönemde Ortadoğu denklemini tarihi romantizmle çözmek keşke mümkün olabilseydi.

Türk halkı olarak beklentimiz ve umudumuz bölgemizin bir an evvel beklediği ve özlediği barış, huzur, güven ve istikrara kavuşmasıdır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?