Aşırı koruyucu ebeveynlik doğru mu?

Bireylerin küçük yaşta sorumluluk duygusunu alması, duygusal, sosyal, zihinsel ve bedensel gelişimi açısından çok önem taşımaktadır ve yetişkinliğe de hazırlıktır.

Çocuklarını sürekli kollayan, koruyan, bir dediğini iki etmeyen, her istediğini yapan, çocuğunun yerine düşünen anne babalar, çocuklarına sorumluluk bilincini aşılamak ve sorumluluk vermek yerine yapılabilecek en büyük kötülüğü yapmaktalar. Çünkü aşırı koruyucu ve abartılmış sevgi ile büyütülen çocuklar hayata ve sosyal yaşama gereğince hazırlanamazlar. Hayattan edinmeleri gereken deneyimleri edinmeden hayatla karşı karşıya kaldıklarında uyum sağlamakta zorlanırlar.

Aşırı korunan, her istedikleri anında yapılan, en basit davranışları, başarıları aileleri tarafından aşırı abartılan, sorumluluklarını almayan, sorumluluklarını bilmeyen, sorumluluk bilinci gelişmemiş, kişilik bozukluğu olan, aşırı derecede bencil ve kendini beğenmiş, kibirli, çıkarcı, hata yaptığını düşünmeyen, kabul etmeyen ve özür dilemeyi bilmeyen çocuklar giderek çoğalmaktadır.

Mutlaka her anne baba çocuklarını kendi ayakları üstünde duran, sorumluluk bilinci gelişmiş, temel yaşam becerilerini kazanmış bireyler olarak yetiştirmek istemektedir. Oysa sorumluluk öyle kendiliğinden gelişen bir olgu ve beceri değildir.

Hayat ile ilgili değerler, sorumluluklar bireyin öncelikle anne-babasından daha sonra okul ve sosyal çevresinden öğrendiği, geliştirdiği bir becerilerdir. Çocukları geleceğe hazırlamak, ülke için bilgili, becerili, sorumluluk sahibi hayırlı evlatlar olarak yetiştirmek sorumluluğu öncelikle büyüklere düşmektedir.

Asıl ve önemli olan çocuğa ne öğretileceği değil nasıl öğretileceği hususudur. Anne ve babanın çocuğun olumlu ya da olumsuz davranışına gösterdiği tepki de çok önemlidir.

Ailelerin çocuklarının her yaptığını gereğinden fazla takdir etmesi, övmesi doğru değildir. Burada çok dikkat edilmesi gereken en önemli husus ödül, övgü ve takdirin birbirine asla karıştırılmamasıdır. Çünkü ödül zamanla çocukta bağımlılık yapabilir. Ödül, özellikle küçük çocuklarda iyi e olumlu davranış alışkanlıklarını geliştirmek için ölçülü olarak kullanılmalı, memnuniyet çocuğa anlatmalı, hissettirilmelidir. Çocuğun eğitiminde ebeveynlerden övgü almak ödülden çok daha önemlidir. Çocuklar için ödülün değeri zamanla kaybolur fakat ebeveynlerin takdirini ve övgüsünü almak çocuktaki olumlu davranışları pekiştirir zamanla daha da artırır. Övgü çocuklardan eksik edilmemelidir ancak övgü bilinçli ve yerinde bir şekilde çocuğa yansıtılmalı, en basit şeyler için çocuğa her fırsatta övgüde bulunulmak ve ödüllendirmek de çok yanlıştır.

Çocuğunu aşırı koruyan, gereğinden fazla kontrol ederek aşırı derecede gözeten ve koruyup kollayan, çocuğun her dediğini yapan anne ve babaların bu tür tutum ve davranışları bağımlılık geliştirmeye müsait, yanlış ilişki biçimlerini de beraberinde getirebilmekte, çocuğun hayatını ömür boyu olumsuz etkileyecek sorunlu bir bağımlılık oluşturmuş olmaktadır. Böyle aşırı derecede koruyucu ailede büyüyen çocuklar başkalarına bağımlı, kendine güvenmeyen, duygusal problemleri olan bireyler haline gelebilmektedirler.

Ailesi tarafından her istediği yapılan çocuklar ileriki yaşlarda beklemek, tahammül etmek ve sabretmek gibi durumlarda zorluk çekebilir. Ayrıca kişiler arası ilişkilerde uyum sorunu da yaşayabilirler. Çocuğu suçlamak, duygusal şantaj yapmak yerine yaptıkları davranışların ne tür sonuçlara yol açacağını göstermek, hatasının farkına varmasını sağlamak gerekir. Çocuğun kişiliğini değil davranışlarını eleştirmek, yapıcı olmak, doğru davranışları övmek doğru olandır.

Aileleri tarafından sürekli övülmeye alışkın olan çocuklar aynı övgüyü başkalarından da beklemeye başlarlar, başkalarının istekleri ve düşünceleri onlar için önemsizdir. Sadece kendi istek ve arzularına göre davranış sergilerler. Bu tür davranışlar da çocukların yalnız ve geçimsiz olmalarına neden olabilir. Kendini bilen çocuk özgüvenli ve sorumluluk alabilen bir yetişkin olur.

Anne baba eğer iyi örnek olabiliyorsa çocuğun kişilik gelişimi de davranış gelişimi de karakter inşası da sağlıklı olur. “Çocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayın. Zira onlar size benzeyeceklerdir! Kendinizi terbiye edin.” sözü her şeyi anlatmaktadır.

Gelin hep beraber bir kıssaya kulak verelim belki küçücük bir hisse de payımıza düşer! Maksat hikâye anlatmak değil, kıssadan hisse almaktır…

Görevimiz Çiçek Değil, Çocuk Yetiştirmek

Karı-koca hafta sonu müstakil bahçeli evlerinde hoşça vakit geçirmek isterler.

Yanlarına oğullarını da alarak sabahleyin çiçeklerle donattıkları bahçelerinde kahvaltı yaptıktan sonra, evin beyi çim biçme makinesiyle bahçedeki çimleri biçmeye koyulur.

Minik oğul da merakla babasını izlemektedir. O esnada evin telefonu çalar ve karı-koca birlikte içeriye koşarlar.

Telefon konuşmaları uzar. Bahçeye çıktıklarında, bir de ne görsünler:

Minik yavruları, tıpkı babası gibi, çim biçme makinesiyle aylarca özene bezene yetiştirdikleri o güzelim çiçekleri biçmiştir.

Baba, çok sinirlenir ve çocuğun üzerine yürür.

Anne, eşinin önüne geçerek kocasını uyarır:

“Hayır, yapma! Bizim öncelikli görevimiz, çiçek yetiştirmek değil; çocuk yetiştirmektir.”

*

Bir çocuğu yetiştirirken yapılan hata ve ihmallerin çocuğun geleceği adına telafisi zor kayıplara yol açacağı asla akıldan çıkarılmamalıdır. Hırçın anne ve babaların çocukları da genellikle hırçın ve uyumsuz olmaktadırlar. Çok söz değil, doğru davranış esastır. Asli görev anne ve babalara, aile büyüklerine düşmektedir.

Çocuğa sorumluluk kazandırırken çocuğun yaşı ve gelişim düzeyi unutulmamalıdır. Çocuğu gereğinden fazla korumak, çözebileceği hâlde onu sorunları ile baş başa bırakmamak, çocuğun gelişimini engeller, onlara yarar yerine zarar verir. Ayrıca aşırı koruyucu ortamda yetiştirilen çocuğun ruhsal, fiziksel beceri gelişimi ile toplumsal gelişimi de engellenmiş olur. Bu nedenle ebeveynlerin kararlı ve sabırlı yaklaşımları çocuk eğitiminde ana prensip olmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Metin ÇAĞAN Arşivi

Kişilik, Şahsiyet Sahibi Olmak

19 Haziran 2025 Perşembe 10:20

Edep Yâ Hû - Hayâ (Utanma) Duygusu

13 Mayıs 2025 Salı 14:38

Dinimizi Emrolduğu Şekilde Yaşamalıyız!..

07 Mayıs 2025 Çarşamba 11:50

Vaizler ve Vaazlar (2)

24 Nisan 2025 Perşembe 09:40

Vaizler ve Vaazlar (1)

21 Nisan 2025 Pazartesi 09:49

Millî Birlik ve Beraberlik Şuuru

08 Nisan 2025 Salı 10:04

Sevabı Bol Ramazan Yaşadık

03 Nisan 2025 Perşembe 16:15