Memet Şahin
Bu Ülkeyi Futbol mu Kurtaracak? Bilgi ve Bilim mi?
Geçen hafta takımlarımızın Avrupa maçları yenilgileri sonrasında büyük bir “yaprak dökümü” yaşandı. Yaşanılan hezimetler sonrasında, Ard arda iki teknik direktör gönderildi. Hayırlı olsun!!!!! Büyük "tantanalarla, izdiham görüntüleriyle" getirilen teknik adamların görevlerine "başarısızlık" nedeniyle son verilmiş. Bir sürü akla ziyan tantana, gösteriş, karşılama. Heba edilen devasa miktarlardaki para pul. Allah akıl fikir versin. Yazık günah ya!!!!!!! Bu adamların yerine beni!!!!!! teknik direktör olarak çıkarsalardı, takımlar daha başarılı olurdu “inancınız olsun”!!!!( bu deyim, karşısındaki insanı söylediği söze inandırmaya çalışırken, kendini yemin sorumluluğundan kurtarmak için kullanılır Anadolu’da!!!!!)
İnsanlarımız, bütün bu olup bitenlerden sonra yine mi kendilerini hiç sorgulama gereği duymuyorlar acaba? Bu teknik adamlar gönderilirken, kaçar milyon Avroluk paralarla sözleşmeleri iptal ediliyor hiç düşündünüz mü? Bir ara, bin sayfayı aşan iki ciltlik kitabımı bastırabilmek için, bankadan bir yıl ödemek üzere ferdi kredi çekmek zorunda kalmıştım!!!! En yüksek dereceli memur maaşı olan “60.000 TL”yi bile bu memurlarımıza çok gören bazı vatandaşlarımız, milyonlarca Avroluk transfer paralarıyla takımlarımıza transfer edilip, maçlarda topa bile vurmadan ülkelerine geri gönderilen futbolcuların durumunu neden eleştiri konusu yapmaz?
Gönderilen teknik direktörün birine İngilizce olarak “Special one” nitelendirilmesi yapılıyormuş sosyal medya mecralarında. Yani, “özel birisi”. Ne kadar özelliği olduğu ortaya çıktı. Bir ara Türkiye’de bulunmuş bir futbolcuya yakılan!!!!! “Aşkın Olayım” adlı şarkı, ünlü bir internet müzik platformunda (inanamayacaksınız ama!!!!) 100.000.000 kere ( evet yazıyla yazıyorum yüz milyon kere) dinlenmişti!!!!
Yakın zamanlara kadar, Pakize Suda’nın sunuculuğunu yaptığı “Türkiye Konuşuyor” adlı sokak röportajlarını ilgiyle izlerdik. Suda, değişik kentlerin sokaklarını gezerek, sokaklarda karşılaştığı insanlara değişik alanlarda kısa sorular yöneltirdi. Toplum olarak bilimsel ve kültürel konularda “inanılmaz derecede” geri kaldığımızı, Pakize Suda tarafından “Türkiye Konuşuyor” adlı programda yapılan sokak röportajlarından seçtiğimiz bazı cevaplar bizlere çok açık bir şekilde (ve çoğunlukla traji-komik bir şekilde) gösteriyor:
Soru: “Osmanlı’nın ilk başkenti neresiydi ?”
Verilen cevaplardan bazıları:
*Trabzon
*Bağdat
*Kahire
*Anadolu
*Bir bayan tarafından bu soruya verilen cevap, verilen cevapların içerisinde en ilginciydi herhalde: “Osmanlı’nın ilk başkentini bilmiyorum. Çünkü, Türkiye’de oturmuyorum. Yurtdışında oturuyorum.!!!!
Soru: “Entelektüel nedir ?”
Verilen cevap:
*Günümüzün giyiniş tarzları olsun, gözlük tarzları olsun, parfümeri olsun bana pek uygun düşmüyor yani!!!!!
Pakize Suda: Burada çok mu bunlardan?!!!!
Orta yaşlı bay: Çok!!!!!!
Soru: “Fatih Sultan Mehmet’le Kanuni Sultan Süleyman akraba mı ?”
Verilen cevaplardan birisi:
*Evet!(Soruyu biliyor bravo! Devam ediyor!) “Kanuni Sultan Süleyman, Fatih Sultan Mehmed’in babasıdır!!!!)
Soru:"Bir yılda kaç hafta var?"
Verilen cevaplardan bazıları:
* “hiç hesaplamadım. Hiç dikkat etmedim yani. Zaten hayatta bazı şeylere takmamak lazım!" (orta yaslı bir kadın)
*"ee ayda 4 hafta var.. yani su anki hesabim iste.." (50lerinde bir bay)
*"50 degil mi (yanındakine) evet 50" (Üniversite öğrencileri olan iki genç)
"bi ayda 4, o zaman 4x10 kırk, kırk iki hafta!" (üniversiteye hazırlandığını söyleyen bir öğrenci)
*"du bi daaakka, 12x40=46!"
*"çarp on ikiyi dörtle. çarp dörtle. eee. hangi kanal? 12'yle çarp, 120! 120 mi? değil mi? 12 olsun 12!!"
Soru: Birkaç Ortadoğu ülkesinin adını söyler misiniz?
Verilen cevaplardan bazı örnekler şöyle:
“Asya, Avrupa, İngiltere, Almanya, Macaristan, Finlandiya, Gürcistan, Kazakistan, Makedonya, Moskova, Hindistan, Bulgaristan”!!!!
Soru: “Mevsimler nasıl oluşuyor?”
*valla ben burada yaşamadığım için bilmiyorum Antalya'da yaşıyorum buranın iklimi hakkında pek bilgim yok.
*doğanın ganunu yani ne demek nası oluşuyor mevsim geldiği zaman oluşuyor işte Allah Allah yauv.
*doğanın oluşumuyla.
*güneşin dünyanın etrafında dönmesiyle.
Soru."en uzun sınır komşumuz hangi ülkedir?"
* "Amerika"
*"Almanya"
Soru:"en uzun nehrimiz hangisidir ?"
Verilen cevaplar:
* Meriç
* Nil nehri
1970’li yılların sonunda ve 80’li yılların başında çekilen “Kemal Sunal” filmlerinin toplumumuzun sosyolojik gidişatı konusunda çok önemli ipuçları verdiği gibi, bu tür programlar da toplumumuzun bilime, bilgiye ne kadar az değer verdiğini çok açık ve trajikomik bir şekilde göstermektedir ne yazık ki!!!!!
Bu vesileyle hemen, futbola ilişkin konularla gündemini tamamen dolduran toplumumuza kendimce cevabını bir türlü bulamadığım şu hayati ve can alıcı soruları yöneltmek istiyorum:
*Ülkemizin çok ciddi toplumsal ve ekonomik meseleler içerisinde bulunduğu bu günlerde, toplum olarak tüm dikkatimizi neden tümüyle futbol maçlarına veriyoruz? Tv kanallarında haftanın yedi günü günün yirmi dört saatinde futbol konularının konuşulmasının ve bu konuların bıkıp usanmadan halk tarafından en ince teferruatına kadar tartışılmasının mantığı nedir?
* Futbolun kendi mantalitesi içerisinde önemli sayılan maçlar esnasında(örneğin “derbi” maçlar) neden ülkedeki insanların bütün dikkati bu maçlar üzerine odaklanır ve hayat durma noktasına gelir?
* Günlük hayatın sıkıntılarından, gerginliklerinden uzaklaşma amaçlı olarak bir etkinlik olarak televizyon başında ya da statlara giderek maç seyretmek çerçevesinde kalması gereken futbol müsabakaları, niçin insanların maç sonralarında ellerinde palalar ve döner bıçaklarıyla birbirlerine kıyasıya saldırdıkları ve düşmanlaştıkları bir “meydan savaşına” doğru evrilmektedir?
*Futbola, takımlarımıza oluk oluk para akıtılırken, bu yıl takımlarımız Avrupa müsabakalarında hangi başarılı sonuçları almışlardır?
*En sıradan amatör futbol maçlarını bile binlerce kişi izlerken, kaç kişi hayatında bir kez olsun “ata sporumuz ” olan bir güreş müsabakası izlemiştir?
*Ülkemizdeki bu normalliğin çok ötesine geçmiş “futbol çılgınlığı”nın yanlışlığı hakkında neden ulusal medya tarafından eleştirisel ve uyarıcı yönde bir yayın yapılmaz?
* Ülkemiz insanı, “futbol aşkını” fena halde abartarak, adeta bir “çıldırış” haline getirdiğinin farkında mıdır?
* Havaalanına iner inmez hayatında görmediği bir izdihamla on binlerce kişi tarafından krallar gibi karşılanan, kendisine bir otel salonu veya kulüp binası değil, stadyumda ve on binlerce insan önünde imza töreni düzenlenen, en ufak bir başarılı hareketinde adına methiyeler düzülen ve sadece maçta değil sokakta yürürken bile ilgiden artık bıkma noktasına gelen yabancı oyuncu, saydığımız bu durumlarla neden karşılaşır?
*Son model forma, krampon, eşofman, tesis mevcudiyetine, milyonlarca gencin bu sporla ilgilenmesine rağmen, neden altyapıdan binlerce olmasa bile yüzlerce yıldız futbolcu yetişmez?
* Neden gol olan bir pozisyonda “topun dışarıdan gelip gelmediği” !!! saatlerce, günlerce konuşulur!!!! Bu tip konular, bu kadar önemli konular mıdır?
* İlimize, ünlü bir futbolcu ve dünyaca ünlü Nobel ödüllü bir bilim adamı gelse (Örneğin, dünyaca ünlü fizikçi Albert Einstein yaşasa ve şehrimize gelse) onları sırasıyla kaçar kişi karşılardı hiç düşündünüz mü?
Bütün bu örneklerden sonra yazımızı bir soruyla bitirelim: Ülkemizi bilgi, kitap, bilim ve teknoloji mi ileri götürecek? Futbol topu, futbol maçları, futbol takımları mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.