
Bekir ÇÖL
KURANI SÜNNETLE ANLAMAK NASIL OLACAK?
Dün Cuma günü namazını eda etmek için Sivas’ın merkez camii olan Paşa camisine gittim. Ezana yarım saat kalmasına rağmen Vaiz Efendi sohbetine yeni başlıyordu. Bu camiden yapılan sohbet en az iki yüz camiden dinleniliyor.
Ben bir köşeye oturdum, konuşma üslubu güzel olan Hoca arkadaşı dinlemeye başladım. Hoca, beklemediğimi bir konuda konuşuyordu. Resulüllah’ın zamanında Sahabe-i kiram Kuranı anlamak için bir araya gelip birbirilerinden istifade ediyorlarmış.
Sohbetlerinin konusu hep ayetleri anlamak oluyormuş. Sohbetlerini bitirip ayrılacakları zaman Kuranı Kerimin 103. Asr suresini okuyarak ayrılıyorlarmış. Çünkü bu sure Kuranın özeti durumundaymış. İmamı Şafi, Kuran hiç inmese de bu sure gelmiş olsaydı yeterdi diyesiymiş.
Velhasıl Hocalarımızın pek dile getirmedikleri bu konuları anlatan Hocayı merakla ve dikkatle dinlemeye başladım. Günümüzde Kuranın anlaşılması içinde bir şeyler söyler diye ümitle beklemeye başladım.
Tatlı dilli Hocamız aynı konuya devam ederek günümüzde Kuranı nasıl anlamalıyız bahsine geldi. Tam da beklediğim mevzu olduğu için pür dikkat kesilerek Hocanın sözlerine kulak kesildim. Hoca sohbetine şöyle devam etti:
“Aziz cemaat! Bugün Kuranı anlamak için Peygamberin Sünnetine yapışmamız lazım. Başka türlü Kuranı anlayamayız. Çünkü Peygamberin ahlaki Kuran’dı. Hz. Ayşe’ye, Peygamberimizin ahlakını sormuşlar. O da demiş ki: Siz Kuran okumuyor musunuz?
Kafam karıştı, beynimde birçok soru oluştu. Hangi Sünnetle Kuranı anlayacaktık? Hoca sünnet derken sayıları iki milyonu geçen Hadisleri mi kast ediyordu. Cemaatin için kalkıp soru yöneltmek istedim, kargaşa çıkar diye geri oturdum.
Cuma günü namazı olan iki rekâtı kıldıktan sonra çıkardım ama bugün Hoca ile görüşmek için tespih ve duaya kadar bekledim. Herkes çekildikten sonra çok dikkatli davranarak, gerçekte hoşlandığım sohbet tarzını överek Hoca ile tokalaştım.
Hocam! Sahabe-i kiramın Kuranı nasıl anladıklarını anlatırken günümüze gelince Kuranı anlamak için sünnete sarılmamızı söylemenin sebebi nedir? Cemaatinden birisi gelse Hocam ben Kuranı anlamak istiyorum dese, hangi hadis kitabını ona tavsiye edeceksin” dedim.
Hoca: Yarım ağızla bana dönerek, “soran olursa biz gerekeni söyleriz” dedi. Hocam, ben soruyorum bana söyle” diye ısrar ettim. Sen biliyorsun diyerek yürüdü gitti. Heyhat! Benim ümitlerim de bitti.
Konu ile ilgili birçok soru kafamda cirit atıyor: Kuranı sünnetten nasıl anlayacağız?
Madem Kuran, sünnetle anlaşılıyor ise, Diyanet onlarca Meali niye okuyun diye yayınladı. Kuran sadece Arapça okunacaksa, niye yabancı dillerde Kuran hazırlanarak oralara gönderiliyor.
Hocaların her Cuma yardım topladıkları Kuran kurslarında öğrenciler ne okuyacaklar.
Dört yaşında anaokuluna başlayıp hiç ara vermeden yirmi yaşına kadar ilkokul, Orta, Lise ve Üniversiteye gidiyor.
Bu çocuklar ne zaman Kuran kursuna gidecek? Haydi, Kuran kursuna gittiler, sünnet ile Hadisler ile Kuranı kerimi nasıl anlayacaklar? Diyanetimiz, Hocalarımız bu hususu hiç düşünmüyorlar mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.