Dünyayı kasıp kavuran Covit-19 salgınında, ülkemiz ve dünya normalleşme sürecine girdi. 1 Haziran itibari ile Türkiye´de Koronavirüsün hayatımızdan alıp götürdüğü birçok etkinlik yeniden hayatımıza girmeye başladı. Tehlike geçmiş değil tabi ki. Kişisel tedbirlerin elden bırakılması salgının daha da artarak gelmesi anlamına geliyor. Normalleşme sürecinde tedbiri elden bırakmadığımız takdirde elbette normale dönülecek.

Ancak bu normale dönme durumu buruk bir sevinç oluşturuyor.

Yaşantımız normale dönüyor ama yaşantımız normal miydi?

Koronavirüs öncesi dünya çok mu normaldi?

Dünyanın dört bir yanında zulüm altında olan insanlar? ?Allah´a şikâyet edeceğim´ diye feryat eden masum yavrular? dünyanın dört bir yanında asimile edilme uğruna işkence gören Müslümanlar? Müslüman´ın deyip te her türlü din dışı hayat yaşayan müminler?

Dünyanın normalleşmesi maalesef bu.

Salgın öncesi camilerde Ezanın dışardan okunmasına izin vermeyen Avrupa ülkeleri, pandemi sürecinde kapalı olduğu halde, Cami ve meydanlarda Ezan okunmasına izin verdi. Normalleşme sürecinde normale! dönülecek.

Dini, dili, ırkı, rengi nedeni ile ölen öldürülen insanlar... Koronavirüs salgını sonrası dünya normalleşiyor. Zulmün egemen olduğu bir dünya, normal mi?

Pandemi sürecinde Kabe kabandı, camiler kapandı. Ülkemizde, normalleşme sürecinde önce Cuma namazı için, şimdi ise vakit namazları için camiler ibadete açıldı hamdolsun. Ama biz Müslümanlar olarak bu salgından ders çıkartmalıyız. Normal yaşantımız yerine, normal Müslümanın vasıflarını taşımalı ve yaşamalıyız.

Pandemi sonrası hayatın normale dönmesi kaçınılmaz. Ama insanlığın normal insana dönmesi gerekir.