Halis ALACAHAN
SAZ VE SÖZ USTASI ŞAİRLERİN VE OZANLARIN DİYARI SİVAS
Memleketimiz Sivas, tarih boyunca birçok medeniyetin kesiştiği, kültürel ve tarihî değerleriyle zengin bir yerleşim alanı, sanat ve edebiyatın merkezi olmuştur.
Anadolu’nun yüksek ve geniş coğrafyasıyla insan ruhuna etki eden bir tabiata sahip olan Sivas, gönül dünyasını zenginleştiren şairlerin ve halk ozanlarının memleketi olarak tanınır. Bu şehrin sert geçen kışları, yakıp kavurmayan serin yazları âdeta insana sevgiyi, hasreti, gurbeti, özlemi, duygusallığı aşılar. İşte bu özellikler şair ve ozanlarımıza ilham kaynağı olur. Sivas’ta birçok şair ve âşığın yetişmesi, bu toprağın, iklimin tarihten gelen bu kültür ve geleneğin ortak eseridir. Bu şehir bu kültürün ana damarlarından en önemlisi olarak kabul edilir.
Şehir merkezinde ilçe ve köylerde çeşitli meclislerde, düğünlerde, şenliklerde, yazılı ve sözlü kültür geleneğimizin vasıtaları olan şiirler okunarak türküler çalınıp söylenerek bu gelenek günümüze kadar getirilmiştir. İşte bu gelenek Sivas’ı bir şehirden ileri bir “söz medeniyeti merkezi” hâline getirmiştir. Bu şehirde yetişen önemli söz ve saz üstatları milletimizin ruhunu, inancını, duygularını mısralara dökmüşler, sazın teline dokunarak bu mısraları terennüm etmişlerdir.
Ozanlar ve şairler diyarı olan Sivas, yüzyıllardır birçok değerli sanatçıya ev sahipliği yapmıştır. Halk edebiyatının önemli temsilcileri Sivas’ta yetişmiş, önemli eserler vermişlerdir. Sivas için çok önemli bir değer olan Muzaffer Sarısözen ülke genelinde unutulmaya yüz tutmuş birçok türküyü, eseri derleyerek Türk insanının istifadesine sunmuştur. Yıllardır TRT’de ve televizyonlarda “Muzaffer Sarısözen tarafından derlenen türküyü şu sanatçımız okuyacaktır.” ifadesi kulaklarımızdan hiç silinmez.
Anadolu insanı bu şehirde yetişen âşıkların, şairlerin dilinden dökülen duygusal ifadelerle teselli bulmuş, duygulanmış, geçmişi, acı tatlı anıları yaşayarak o duygularla yoğurulmuştur.
Bu topraklarda yetişen, ilham alan Âşık Veysel, Pir Sultan, Ruhsatî, Talibî, Muhlis Akarsu, Ali Kızıltuğ, Ali Sultan, Yavuz Bülent Bakiler, Feryadî, Âşık İsmetî, Zaralı Halil gibi söz ve saz üstatları sadece Sivas’ın değil Türk halkının ortak değerleri, sesleri olmuşlardır. Yazdıkları şiirlerle duygularını ifade eden, sazın teline dokunarak bu şiirleri hafızalara nakşeden şair ve ozanlarımızın eserlerinden bir demet sunalım:
İnsanın hayat yolculuğu, hayatın geçiciliği
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne hâldeyim
Gidiyorum gündüz gece[1]
Âşık Veysel
Sevgiliye özlem, hasret duygusu:
Nazlı yardan ayrılalı
Eller gamlı ben gamlıyım
Ceylanı küsmüş gelmemiş
Çöller gamlı ben gamlıyım[2]
Âşık Feryadî
Memleket hasreti - Sivas
Sivas’ta Ulu Cami avlusunda çocuklar
Yalvaran gözlerle etrafa baka baka
Açıyorlar küçük esmer avuçlarını
-Emmilerim sadaka! Emmilerim sadaka![3]
Yavuz Bülent Bakiler
Sevgiliye naz
Ey sevgili sana şikâyetim var
Ne sevdiğin belli ne sevmediğin
Ben de bir insanım bir de canım var
Ne sevdiğin belli, ne sevmediğin[4]
Muhlis Akarsu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.