Pazar Esnafı ve Düşündürdükleri (2)

Haftanın belirli günlerinde kurulan semt pazarları esnafının asıl gayesi nedir? Öyle ya da böyle bir şeyler satıp helâlinden mi kazanç elde etmek yoksa helâli, haramı düşünmeden nasıl olursa olsun sadece kazanç sağlamak mı? İşte her meslek grubunda olduğu gibi düşünülmesi gereken asıl nokta da bu?

Bu konuda bugüne kadar birçok şikâyet olduğunu, serzenişte bulunulduğunu, üzüntülerin dile getirildiğini hepimiz duyuyor ve biliyoruz.

Tüm pazarlarda sebze ve meyvenin veya sattığı ürünün en iyisini satan, dürüst olan esnaf mutlaka vardır. Ancak bir elin parmaklarını geçmez onlar da sessiz ve tepkisiz kalarak bu yapılanlara ortak olmuş oluyorlar diye düşünüyorum. Oysa pazar yerlerinde pazarcı esnafı da diğer iş kolları gibi sözleriyle ve fiili hareketleriyle genel ahlak kurallarına uygun davranmak zorunda olduklarını bilmelidir.

Pazar yerleri ve çevresinde gerekli fiziki tedbirlerin alınması, ürünlerin müşteriye sunulma kuralları, fiyat etiketi vb. yanı sıra vatandaşlarımızın sağlığı için denetleme yapılması şart ancak ben yıllardır gittiğim pazarlarda denetim yapıldığına pek şahit olmadım. Birkaç kez pazartesi pazarında sanırım görevli olan iki zabıta gördüm. Onlar da pazar giriş kısmındaki çeşmenin orada sohbeteydi.

Oysa pazar yerlerinde kanun ve bu yönetmelik hükümleri ile bakanlık düzenlemeleri çerçevesinde gerekli denetim ve uygulamaların belediyelerce yapılması zorunludur.

Pazarcı mutlaka kontrol edilmelidir. Dudakları arasında sigara ile müşteriye sözüm ona hizmet ettiğini sanan tezgâhında çürük, ezik, bozuk vb. mal satan pazarcı kanunlar çerçevesinde uyarılmalı, yanlışa ısrarla devam ediyorsa geçici süreyle ehliyetlere nasıl el konuluyorsa, özrün durumuna göre pazar tezgâhına el konulmalı, satış yapma yetkisi geçici süreyle elinden alınmalı, Pazar yerindeki satış yaptığı kısımda da “Bu pazarcının tezgâhı vatandaşı aldattığından (örneğin) iki hafta kapatılmış ve satış yapmama cezası verilmiştir.” gibi ibarelere yer verilmeli vatandaşı aldattığında, kandırdığında yaptığı yanlışın karşılığının mutlaka olduğunu her pazarcı bilmelidir.

Marketlerde sebze ve meyve bir miktar pahalı ancak insanlar aldığı her şeyi seçerek alıyor, pazardan aldığının çoğu da çürük ya da bozuk çıkınca o daha da pahalıya geliyor, bu nedenle pazarcı esnafına gerçek denetim şart diye düşünüyorum.

Tezgâhlarının ön kısmına en iyi, kaliteli ve albenisi olan ürünleri dizen kimi pazar esnafı, müşteri gelip alışveriş yaptığında tezgâhın arka tarafındaki ezik, çürük, bozuk ve ikinci, üçüncü kalite ürünleri dolduruyor ne yazık ki!..

Oysa iyisini bir fiyata, diğer kalanı da ekonomik durumu yetersiz olanları düşünerek daha düşük bir fiyattan satmak acaba akıllarına mı gelmiyor, yoksa daha çok kazanma hırsıyla uyanıklık ettiklerini mi düşünüyorlar bilemiyorum!..

Yaptığım incelemelere göre genel olarak pazarcılar üründen verecekleri fireyi ürünün fiyatına eklediklerinden verdikleri her çürük, ezik ürün kendilerine ekstra kâr getirmekte. Yani çürük ve ezik malı müşteriye vermeseler bile zarar etmemektedirler. Ayrıca ürünler için mahalleden mahalleye göre fiyat belirlendiği de işin diğer bir yönü…

Pazartesi pazarında alışveriş yaparken gözümüze çok güzel gözüken ve diğer tezgâhlara göre daha pahalı olan tanıdık bir tezgâh sahibinden şeftali ve kayısı almaya karar verdik. Tezgâhın önündeki şeftali ve kayısıların iriliğine, gösterişine, çok güzel görünmesine aldanarak aldık. Poşetlerin içine bakılmasın, kontrol edilmesin diye sıkı sıkıya düğüm atıldığından poşeti evde açtığımızda aldığımız meyvelerin kafayı yaracak kadar taş gibi olduğunu görünce üzüldük. Pahalı olsun ama hiç olmazsa iyisinden olsun istemiştik ama yaşadığımız durum bu... Pazarda satın alınan çoğu üründe bu ve benzeri sıkıntılar yaşanmakta ne yazık ki!..

Ev ekonomisine katkı sağlayabilmek adına marketten değil de pazardan alışveriş yapmayı tercih eden vatandaş doğal ve taze ürün satın almak isterken satın aldığı ürünlerin yenmeyecek şekilde ezik ve çürük veya yenmeyecek derecede olduğunu eve geldiğinde görünce inancı açısından da üzüntü duyuyor, isyan ediyor, belki de haklı olarak verdiği parayı da helâl etmiyor. Yazık, günah değil mi?

Ayrıca pazarlarda alışverişte pazarcıya güvenen, inanan, hiç hesap sormayan bir müşteri kitlesi var zaten…

‘Bu da ne demek şimdi?’ diyeceksiniz belki de!..

Sizler aldığınız her ürünün istediğiniz kiloda tartıldığını görüyor musunuz bilmiyorum ama ben şimdiye kadar yaptığım pazar alışverişinde aldığım ürünün kaç kilo tartıldığını görmüş değilim…

Markette alışveriş yapınca aldığımız ürünün kg’nı ve fiyatını kasa üstü ekranda hem de fişte görebiliyoruz. Pazarda şimdiye kadar aldığı ürünün kaç kilo geldiğini, eksiği veya fazlası olup olmadığını gören var mı? Ben hiç görmedim. Örneğin kilosu 15.- TL’lik bir üründen 20.-TL’lik istiyorsunuz, pazarcı da tartıp veriyor. Şimdiye kadar “eksik verdin” ya da “fazla verdin” diyene rastlamadım.

Ayrıca müşteri ürünü 30 liralık istiyor pazarcı bol koyuyor birazını alırken,
“40 liralık, 50 liralık oldu, olsun mu?” diyor, tamam olsun”, diyorsunuz haliyle…

Diğer bir üzücü sorun pazarcının çürük ürünü koyduğunu fark ettiğinizde ve söylediğinizde hemen saldırıya geçiyor olması… “Alacaksan al” ya da “sana satacak malım yok” gibi söylemle poşete koyduğu ürünü tezgâha geri boşaltan; öncen bir iki tane seçtiğiniz ürünü poşete koymak istediğinizde tezgâhı bozdun diye trip atan ya da seçtiğiniz, poşete koyduğunuz o birkaç ürünü kilo tamamlamak bahanesiyle fark ettirmeden çıkarıp yerine kendi istediği ürünü koyan pazarcılar da var ne acıdır ki!..

Bazen de pazarcıya “çürük ve ezik olmasın, ön taraftan koyar mısınız poşete?” dediğinizde isebunlar sana göre değil, sen başka yerden al” der ve diğer müşterilere iyi örnek olmadığınız için sizi göndermek ister.

Tartıların da ne kadar doğru onu da bilemiyorum. Kimsenin günahını almak istemem ama müşterileri türlü yollarla kandırmaya çalışan birinin tartıda da hile yapması muhtemel!.. İnşallah yanılıyorumdur.

Ölçü ve tartı alış-verişlerde çok önemli bir adalet göstergesidir. Kur'an-ı Kerim'de ticaret yapanlar ölçü ve tartıda eksiklik yapmamaları için şöyle uyarılır: "Eksik ölçüp tartanlara yazıklar olsun, onlar ki insanlardan satın aldıklarında tastamam ölçerler. Onlar için ölçüp tarttıklarında ise onları zarara uğratırlar." (Mutaffifin, 83/1-3)

Bir toplumda karşılıklı hakların korunabilmesi için her şeyden önce ölçü ve tartının doğru ve düzgün olması gerekir. Ölçü ve tartıda hile yapmak, doğru dürüst hareket etmemek (günahı bilen için) büyük günahtır.

Müşteriyi güler yüzle karşılayan, en güzel hizmeti vermek için çalışan, müşterisini kandırmayan, müşteriye göre muamele yapmadan herkese eşit davranan ve kurallara uyan esnafların olması ve artmasını dileğimdir.

Tüm esnaflarımızın ticari ilişkilerinde dürüstlük ve doğruluk ilkeleri ile hareket etmeleri temennisiyle işlerinde bol kazançlar diliyorum…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Metin ÇAĞAN Arşivi

ENGELLER BİRLİKTE AŞILMALIDIR

01 Aralık 2025 Pazartesi 10:21

Günümüzde Öğretmenlik Mesleği -1

04 Kasım 2025 Salı 15:05

Yeni Neslin Yetiştirilişi Üzerine!..

16 Ekim 2025 Perşembe 10:35

İçimden Geldiği Gibi

27 Ağustos 2025 Çarşamba 09:56

Pazar Esnafı ve Düşündürdükleri (1)

28 Temmuz 2025 Pazartesi 15:21

İş Yeri Olarak Kurumsal Olabilmek

21 Temmuz 2025 Pazartesi 14:03

İyilik ve Kötülük Üzerine! . .

11 Temmuz 2025 Cuma 09:44

Aşırı koruyucu ebeveynlik doğru mu?

03 Temmuz 2025 Perşembe 10:18

Kişilik, Şahsiyet Sahibi Olmak

19 Haziran 2025 Perşembe 10:20