Sonbahar, doğanın en zarif vedasıdır. Ne bağırır, ne sitem eder… Sessizce, ağır ağır sarar her şeyi. Ağaçlar usulca soyunur yeşilinden; bir kabulleniş, bir teslimiyet saklıdır dökülen her yaprakta.
Gökyüzü daha soluktur artık, güneş eskisi gibi acele etmiyor doğmak için. Sanki doğa da insan gibi yorulmuş, biraz durmak, biraz içine kapanmak istiyor. Belki de sonbahar, sadece bir mevsim değil; bir duygudur, bir insan hâlidir.
İnsanı düşünmeye zorlar bu mevsim. Hangi kalp, sararan yapraklara bakarken geçmişe dalmaz ki? Bir şarkı, bir rüzgar, bir ses… Her şey daha derinden dokunur ruhumuza. Belki de sonbahar, hatırlamak içindir. Unutulmaya yüz tutmuş duygularla yüzleşmek, sakince kabul etmek için…
Ve işte bu yüzden güzeldir sonbahar. Çünkü her düşen yaprak, aslında bir yükten kurtuluştur. Her rüzgar, içimizdeki fazlalıkları alır götürür. Doğa gibi insan da sadeleşir, özüyle kalır.
Sonbahar, bitiş gibi görünse de aslında bir hazırlıktır. Sessizlikten doğan gücün, kışın içinden çıkacak baharın habercisidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.