Yaş ilerledikçe insanın kalbi daha yumuşak, gözleri daha yaşlı, elleri daha dua dolu olur. İşte o yıllarda bir mucize gibi düşer hayata bir torun.
Torun, evladın evladıdır ama kalpte apayrı bir yeri vardır. Onun bir gülüşü, yılların yorgunluğunu unutturur; bir “dede”, bir “anneanne” sesiyle dünya güzelleşir.
Torun, geçmişin mirasıyla geleceğin umudunu birleştirir.
O minik ellerin dokunuşunda hem yılların yorgunluğu silinir hem de kalbin en derin yerinde çiçekler açar. O ilk adımında, ilk sözünde, ilk gülüşünde sanki yıllar yeniden başlar.
Anne-babalık telaşla, sorumlulukla geçer belki ama torun sevgisi; huzurun, sabrın ve doyasıya sevmenin adıdır.
O minik bedenler sanki Allah’ın yaşlı kalplere gönderdiği bir nefestir.
Çocukken koşturduğun sokaklarda bu kez torununla yürümek, onun kahkahasında gençliğini duymak… İşte bu, hayatta sahip olunabilecek en kıymetli hediyedir.
Her torun, bir dede ve nine için yeniden doğmaktır aslında.
Birlikte geçirilen her an, hayata eklenen yeni bir sevgi sayfasıdır.
Kimi zaman dizinin dibinde masal anlatırsın, kimi zaman minik ellerini tutup dua edersin…
Ve her gece dua ederken, torunların ismi diline en kolay gelen olur:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.