Türkiye Cumhuriyeti Devleti, terör örgütü PKK’nın silah bırakması ve lağvedilmesi süreciyle birlikte tarihi bir adım attı. Ancak bu adım, özellikle toplumun en hassas kesimlerinden olan şehit aileleri ve gaziler nezdinde beklenen karşılığı tam anlamıyla bulabilmiş değil.
Bu kesim, bu sürece ikna edilemeyen ilk ve en haklı topluluk. Çünkü onlar bu vatan için en ağır bedeli ödemiş kahramanlar. Onların acısı, hassasiyeti ve talepleri her türlü siyasi yaklaşımın üzerindedir.

AK Parti sahaya inerek bu süreci vatandaşa anlatmaya çalışıyor. Ancak süreç sadece doğru anlatımla değil, doğru isimlerin sahada olmasıyla da anlam kazanır. İşte tam da bu noktada bazı isimlerin tavırları fark yaratıyor.

Yakın zamanda yaşanan bir olay bunun somut bir örneği oldu. Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği’nin ses sistemi ve güvenlik kamerası talebi, “İl genel meclisinin işi değil, hayırseverler çözsün” denilerek geçiştirildi. Bu sözlerin sahibi İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Şarkışla… Göreve gelirken köylere dahi gitmemiş, partisine sahada fayda sağlamaktan çok zarar veren bir isim.

Ancak tablo bununla sınırlı kalmadı. Aynı partiden, gönül belediyeciliğini sahada gerçek anlamda uygulayan Sivas Belediye Başkanı Hilmi Bilgin, konuyu basından öğrenir öğrenmez harekete geçti. Derneği ziyaret etti, şehit aileleri ve gazilerin taleplerini dinledi ve “Ben karşılarım” diyerek sorunu hızla çözüme kavuşturdu.

Bu noktada Başkan Fatih Deveci’nin de mesajı çok netti: “Hadi bakalım, aynı duyarlılığı hizmet aracı konusunda da gösterin.”
Yani mesele sadece bir ses sistemi ya da kamera değil… Mesele hassasiyet, vicdan ve temsil sorumluluğudur.

Şehit aileleri ve gaziler, bu ülkenin onurudur. Kimse onların taleplerini küçümseyemez, erteleyemez ya da kenara itemez. Onlara hizmet etmek bir lütuf değil, devleti yönetenlerin asli görevidir.

Bir yanda vatandaşa dokunan, sorun çözen, gönül kazanan bir isim: Hilmi Bilgin.
Diğer yanda ise her hamlesiyle kırıp döken, partisine zarar veren bir isim: Mehmet Şarkışla.

AK Parti sahada zor bir sınav veriyor. Çünkü aklıselim insanlar kenarda dururken, gereksiz aksiyonlar alanlar vitrine yerleşmiş durumda. Ve bu tablo, sadece partiyi değil, sahadaki güveni de zedeliyor.