
Yunus BUDAKTAŞ
Barış Masalının Kurbanı: Ümit Özdağ
Bir zafer havası esiyor ülkede. Sanki bahar gelmiş gibi... Oysa bu baharın dallarında hala barut kokusu var. PKK'nın silah bırakacağına dair yaptığı açıklama bir umut değil tarihin aynı sahnesinde defalarca oynanmış bir tiyatronun yeni perdesi sadece. Bu kez perde, “barış” renklerine boyanmış. Oysa satır aralarında hâlâ o tanıdık kin, o tanıdık inkar var.
Bu topraklarda hiç kimse kan görmek istemez. Hiçbir anne, evladını toprağa gözyaşıyla teslim etmek istemez. Ancak bir terör örgütü, açıklamasında kendini hala meşru bir yapı gibi sunuyorsa, Lozan’a, 1924 Anayasası’na göndermeler yaparak Türk Devleti’ni yok saymaya çalışıyorsa, burada samimiyet değil sinsilik vardır. Barış teröristin ağzında bir makyaj malzemesidir ve gerçeği örtemez.
Geçmişte defalarca duyduk bu melodiyi. Ateşkes, silah bırakma çağrısı, çözüm süreci... Hepsinin sonunda tabutlar döndü köylere, sıvasız evlere. Şimdi ise farklı bir tiyatro sahneleniyor. Başrole barış güvercini gibi süslenen bir terörist yerleştiriliyor. Fonda ise “özgürlük” türküsü çalıyor. Ama bu türküde en çok sesi kısılanlar, devleti için kaygılananlar oluyor.
Tam da bu atmosferde Ümit Özdağ’ın susturulması taşların yerli yerine oturduğu bir satranç hamlesine dönüşüyor. Onu seversiniz ya da sevmezsiniz. Ancak görmezden gelemezsiniz. Mülteci politikalarına karşı uyarıları, terörle mücadelede gösterdiği hassasiyet, birçoklarının üç maymunu oynadığı yerde yüksek sesle konuşması bugün yaşanan suskunluğun sebebini açıklar nitelikte.
Halkı kin ve nefrete teşvik etmişmiş... Eğer bu bir suçsa, neden aynı suçu işleyen binlercesi elini kolunu sallayarak dolaşıyor? Terör örgütü mensuplarıyla fotoğraf çektiren, onlara güzellemeler düzen bazı siyasetçiler hakkında neden işlem yapılmıyor? Hukuk bir teraziyse, kefeler neden bu kadar dengesiz?
Bu tablo, sadece bir kişiye indirgenemez. Bu durum Türkiye’nin gidişatına dair bir pusuladır. Gerçekleri dile getirenlerin cezalandırıldığı, teröristlerin meşrulaştırıldığı bir düzlemde hangi barıştan, hangi adaletten söz edilebilir?
Ümit Özdağ’ın tutuklanması bir olay değil, bir süreçtir. Bu süreci okuyan herkes, sadece onun değil hakikatin de zincire vurulduğunu görür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.