Yunus BUDAKTAŞ
Sivas’ta Kısır Çekişmeler
Sivas son dönemlerde kısır bir çekişmeye sahne olmaya başladı. Özellikle 2024 seçimlerinde belediyenin el değiştirmesiyle başlayan bu tartışmalar, başta siyasileri ve onların çevresini zaman zaman komik bir duruma düşürmüyor değil.
Adem Uzun’un belediye başkanı seçilmesiyle başlayan bu çekişme, hizmet gayretinden ziyade algı ve reklam yarışına dönüştü. Bu noktada değinmek istediğim iki husus var.
İlki, Hafik Koç Regülatörü Projesi. Artan kuraklık ve su kaynaklarının tükenmesi, Sivas’ta da ciddi içme suyu endişelerini gündeme getirdi. Bu kapsamda, 30-40 yıl önce Devlet Su İşleri tarafından planlanan ve gelecekte Sivas’ın içme suyu temininde kritik öneme sahip olacak Koç Regülatörü, Adem Uzun’un belediye başkanlığı döneminde zaruri olarak hayata geçirildi.
Yıllar önce planlanan ancak o dönemde ihtiyaç duyulmayan proje, şimdi gündeme gelince Adem Uzun ve AK Parti cenahını karşı karşıya getirdi. Projenin hayata geçirilme süreci, sanki yeni bir kaynak bulunmuş ve hiç var olmayan bir proje hayata geçiriliyormuş gibi bir algı yarattı. Buna karşılık, belediye seçimlerinde beklemedikleri bir yenilgi alan AK Parti kadroları, projeyi Sivas Belediyesi’nin sahiplenmesine karşı refleks gösterdi. İl başkanından milletvekillerine kadar AK Parti kadroları, projeyi DSİ’nin yaptığı algısını yaymaya çalıştı.
Adem Uzun'un taraftarları tarafından sanki hiç olmayan bir proje hayata geçiriliyormuş gibi gösterilmesi yanlışsa, AK Parti kadrolarının da “Projeyi DSİ yapıyor, Sivas Belediyesi işin içinde yok” demesi bir o kadar yanlıştı. Nihayetinde proje 30-40 yıl önce planlandığında ne AK Parti vardı ne de Adem Uzun. Önemli olan şehre hizmet gelmesiydi.
Vatandaşın cebinden çıkan vergilerle devlet eliyle yapılan bir yatırım olmasına rağmen herkes, babasının parasıyla yaptırıyormuş gibi “proje bizim” naraları attı. Projenin hayata geçmesinin ardından finansmanı belediye tarafından karşılanacak; belediye de bunu devlet bütçesinden gelen ödenekle sağlayacak. Devlet bu ödeneği ise hepimizin cebinden çıkan vergilerle karşılayacak. Yani halkın cebinden çıkan para, halkın hizmetine sunulacak. Ne Adem Uzun’un cebinden çıkacak ne de AK Parti kadrolarının. Neyin kavgası anlamış değilim.
İkinci husus ise Esentepe ve Yunus Emre Mahalleleri Kentsel Dönüşüm Projesi. Bu konu da Adem Uzun ve AK Parti kadrolarını karşı karşıya getirdi. Sami Aydın’ın belediye başkanlığı döneminde gündeme gelen konu, yine Adem Uzun döneminde hayata geçecek gibi duruyor.
Adem Uzun, projenin 1. Etap ihalesinin 7 Ocak’ta yapılacağını duyurdu. Bunun üzerine AK Parti kadroları, “Sivas Belediyesi işin içinde yok, proje AK Parti’nin” diyerek eski söylemlerini tekrar etti. Oysa proje, Sami Aydın döneminde Sivas Belediyesi’nin prestij projesiydi; bugün ise AK Parti’ninmiş gibi gösteriliyor. Yaklaşık 10 yıllık süreçte aynı konu üzerine iki farklı söylem…
Adem Uzun, bu hususta güzel bir açıklama yaptı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’e ve TOKİ yetkililerine desteklerinden ötürü teşekkür etti. Ancak AK kadrolar tatmin olmadı; açıklama üzerine açıklama, paylaşım üzerine paylaşım yaptılar. Abdullah Güler öncülüğünde yatırımların hayata geçirildiğini anlattılar. Oysa proje gündeme ilk geldiğinde Abdullah Güler’in ismini bilen insan sayısı bile bir elin beş parmağını geçmezdi. Gereksiz güzellemelerin ne gereği vardı? Elbette katkısı olmuştur, emeğine sağlık.
Büyük Birlik kadroları da projeden pay çıkarmaya çalıştı. Oysa ortada vatandaşa gitmesi gereken bir hizmet ve yıllara yayılan projeler var. Ahmet zamanında olmaz da Mehmet zamanında hayata geçer. Keşke bütün eforlarını bu gereksiz yarışa harcamak yerine vatandaşa kulak vermeye harcasalar.
Bütün bu kısır çekişmeye gerek var mı? Sami Aydın yapsa ya da Hilmi Bilgin, Adem Uzun yapsa ne fark eder? Amaç vatandaşa hizmet götürmekse, isimlerin ve partilerin ne önemi var? “Yapandan, emeği geçenden, başlatandan, bitirenden Allah razı olsun” demek çok mu zor?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.