Yunus BUDAKTAŞ

Yunus BUDAKTAŞ

“Meydanı Boş Bulanlar Kulübü”

Her memleketin kendine özgü bir rüzgarı vardır… Esmeye görsün, kimi yaprağa bile yer değiştiremez kimi de kendini kasırga zanneder. Sivas’ta da uzun yıllardır bu rüzgarı fırsat bilen bir zat-ı muhterem dolaşıyor ortalıkta. Hani geçmişte belediye başkan yardımcılığı yapan, bugün ise bir tabela derneğinin başkanlığında ömür süren… Kim olduğunu herkes biliyor da, biz yine de nezaketimizi bozmayalım.

Malum, belediye başkan yardımcılığından ne sebeple alındığı Sivas’ın hafızasında hâlâ taptaze duruyor. İnsanın ismi bu kadar iddiaya karışmışsa normalde biraz sakin durur, köşesine çekilir, en azından kelam ederken iki kere düşünür değil mi? Bizim muhterem tam tersini yapıyor. Meydanı boş bulmuş gibi sosyal medyada sağa sola racon kesiyor. Yanında da üç-beş tane kendi ayarında ve çapında yardakçı… Eh, her sahnenin bir figüranı olur tabii.

Şimdi bu muhteremin yediği nanelerden ötürü biraz hafızamızı tazeleyelim kısa kısa…

Belediye başkan yardımcılığı döneminde isminin karıştığı iddialar, havuz kurmalar, o havuzla ilgili ayyuka çıkan söylentiler, partiden şutlanma süreci… Başlıkları biz hatırlatalım, detaylara girmeyelim. Zaten o detayları pek çok kişi dün olmuş gibi hatırlıyor.

Sonra bu muhteremin ticari hayatındaki komşuluk ilişkileri var bir de… Komşu esnaflarla yaşadığı problemler, adli süreçler, tatsızlıklar falan filan. Onların detayı da bende saklı kalsın şimdilik. Vakti geldiğinde, uygun zemin oluştuğunda yine bu köşede teker teker konuşuruz.


Bir de Damlataş meselesi var ki iddiaların havada uçuştuğu… O da neredeyse başlı başına bir dosya konusu olacak kadar derin ve karışık. O konuya da şimdilik hatırlatmakla yetinelim.

Toplumda sosyal kredisini bitirmiş, adı memlekette o kadar çok muammaya karışmış ki, belli ki “Benim ismim yeniden nasıl parlar?” diye bir telaş sarmış içini. Çözümü de başkalarına saldırmakta bulmuş. İlgili ilgisiz her konuya atlayıp konuşuyor. Lakin ne söylediğinin ölçüsü var, ne ithamlarının terazisi. Üslubu deseniz, kendisini “entelektüel, cemiyet insanı, kültürlü, okumuş” diye pazarlayan biri için pek iç açıcı değil. Zira ağzından çıkan kelimeler kin, nefret ve öfke kokuyor. Hani halk arasında bu hâli güzel tarif eden sözler vardır ama biz yazmayalım. Herkes anlayacağını anlasın.

Şaşılacak olan şu ki, geçtiğimiz yıl Sivas Kent Konseyi’ne yönelik eleştirel haberlerim ve yazılarımdan dolayı bana methiyeler düzen bu muhterem, bir konuda aynı fikirde olmamamız üzerine övgü dolu o paylaşımını apar topar sildi. Sildiği gibi de hemen cephe aldı. Ömrü zikzaklarla, birilerinden talimat almakla ve çıkar ilişkilerinin çevresinde dönüp durmakla geçmiş birine göre tutarlı davranmak da zordur elbet. Herkesi kendi aynasında görmesi de ondan olsa gerek.

Bir de meydan okuması yok mu… Cahil cesareti dedikleri tam da bu olsa gerek. Neymiş, halkın önünde konuşacakmışız. Hoş da, hangi sıfatla? Mesela benim karşıma çıkmak için senin sıfatın ne? Ben gazeteciyim. Halkın karşısına da çıkarım, sorusunu da cevabımı da açıkça veririm. Peki sen? Onca iddia, onca vukuat, onca şaibe ortadayken halkın yüzüne bakacak cesareti bulabiliyor musun?

Kısacası, memlekette herkesin karakterinin sınandığı anlar vardır. Kimisi bu sınavdan onuruyla geçer, kimisi de sosyal medya klavyesine tutunarak… İnsan neyse odur. Kimse de boşuna kendini fırtına zannetmesin. Rüzgar bir gün diner, geriye sadece savrulan yapraklar kalır. Savrulan yaprakların nereye düşeceğini de kimse tahmin edemez…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yunus BUDAKTAŞ Arşivi

Sivas’ta Kısır Çekişmeler

08 Aralık 2025 Pazartesi 09:53

Terörle Mücadelede Yanılsamalar

07 Ekim 2025 Salı 13:52

Sivas Esnafı Ahiliğin Neresinde!

25 Eylül 2025 Perşembe 10:15

Sivas Kimin Çiftliği?

22 Ağustos 2025 Cuma 09:38

Sivaslı Çiftçinin Yüzü Gülmüyor

13 Ağustos 2025 Çarşamba 10:29