Son günlerde yaşanan bazı tartışmalar, toplum olarak ne kadar derin bir kimlik bunalımının içine sürüklendiğimizi bir kez daha gözler önüne serdi. Bu ülkenin insanı, bu milletin evlatları, kendi vatanlarında inançlarına, değerlerine sahip çıkmaya çalıştıklarında hâlâ birileri tarafından “Arabistan’a, Filistin’e gidin” diye ötekileştiriliyor. Peki soruyorum: Biz buraya Filistin’den ya da Arabistan’dan mı geldik ki oralara geri dönelim?

Hayır! Bu topraklarda Türk milleti binlerce yıldır var. Anadolu, sadece 1071’den sonra değil, öncesinde de Türk yurdudur. Ama bazıları hâlâ, Müslüman olmayı Arap olmakla eş tutuyor. Dini yaşamayı, gericilikle özdeşleştiriyor. Başını örten bir genç kıza, değerlerine sahip çıkan bir delikanlıya, İslam’ı savunan bir yazara, sanatçıya bu yüzden saldırıyorlar. Ne adına? Sanat adına. Mizah adına. “Özgürlük” kisvesi altında, inancımıza saldırmayı hak sanıyorlar.

Sözde bir mizah dergisi, Hz. Muhammed’in karikatürünü çiziyor. Bunu da eğlence olarak pazarlıyor. Aynı karikatür bir Avrupa ülkesinde çizildiğinde tepki gösterenlerin yanında saf tutanlar, iş Türkiye’ye geldiğinde “Siz yanlış yerdesiniz” diyor. Nereye gidecekmişiz? Filistin’e. Arabistan’a. Oysa sormak lazım bu akıl tutulmasına kapılanlara: Bugüne kadar kaç Hristiyan’a “İtalya’ya git” dediniz? Kaç Yahudi’ye “Senin yerin İsrail” dediniz?

Hayır. Bu ülkede sorun Müslüman olmak değil. Sorun, Müslüman’a tahammül edemeyen, kendi halkının inançlarıyla kavgalı bir azınlık zihniyetinin hâlâ güçlü olması. Onların bilinçaltında hâlâ “dinini yaşayan geri kalır” anlayışı var. Ama artık bu anlayışın dönemi sona erdi.

Çünkü bu ülke Müslüman Türk gençleri sayesinde dünyada söz sahibi olmaya başladı. Teknolojide, sanayide, bilimde, diplomaside... Türkiye yükseliyor. Ve bu yükselişi sağlayan neslin en belirgin vasfı, inancına ve Türklüğüne sımsıkı sarılması.

Artık kabullenmek zorundasınız: Bu ülke Müslümanların da ülkesi. Bu bayrak sadece bir etnik kimliğin, bir ideolojinin değil; imanla yoğrulmuş bir milletin bayrağı. Kimse bize vatanımızda yabancı muamelesi yapamaz.

Siz dilediğiniz kadar “Arabistan’a gidin” deyin. Biz Anadolu’nun öz evladıyız. Bu topraklarda doğduk, burada öleceğiz. Ve burada, bu inancı, bu milleti, bu devleti savunmaya devam edeceğiz. Ha unutmadan sizlerde şişe diplerini sıyırmaya devam edeceksiniz…