Dinimizi Emrolduğu Şekilde Yaşamalıyız!..

Yüce Yaratıcı tarafından bütün insanlığa gönderilmiş İnsanın fıtratına yani onun yaratılış özelliklerine en uygun evrensel ve yegâne din İslâm dinidir.

Adaletli hükmedici olan Allah'ın, bizler için seçip beğendiği İslâm dininin gerekliliğini acaba yeteri kadar yerine getirebiliyor; dinimizin emir, yasak, görev ve kurallarına dosdoğru riayet edebiliyor muyuz?

İmtihan vesilesiyle yaratıldığımız ve içinde bulunduğumuz hayatın geçici olduğunu, asıl hayatın ebedî olan ahiret yurdu olduğunu bilmemize rağmen ahiret yurdu için gerekli hazırlıkları bilinçli bir şekilde yapıyor muyuz?

Dinî ve kültürel kimliğimizden uzaklaşmadan, bizi biz yapan değerlerimizi muhafaza edebiliyor, yüzümüzü hep ileriye çevirerek daha aydınlık, daha güzel bir gelecek için bilinçli ibadet yapabiliyor, yaptığımız ibadetler, kalplerimize Allah sevgisini ve saygısını yerleştiriyor, bizleri her türlü fenalıktan uzaklaştırıp ahlâkî güzellik kazandırabiliyor mu acaba?

Dini konularda eksiği çok olan bir toplumuz ne yazık ki!.. Oysa din, insana dünya ve ahiret mutluluğu kazandırmak için vardır. Bu nedenle İslam dini bilim, öğrenme, öğretme, eğitme, yetiştirme ve olgunlaştırma dinidir. Çünkü Kur'an'ın bütün ayetlerinde Hz. Peygamber tarafından öğrenme ve onun aracılığıyla öğretme vardır. Dinimiz düşünmeye öğrenmeye çok önem vermekte, Hz. Peygamber ile sahabe arasındaki ilişkiler de uygulama bakımından bizlere her zaman yol göstermektedir.

İslâm’ın sözlük anlamı, bağlanmak, itaat etmek, teslim olmak, esenlik ve barış içinde olmaktır. Dolayısıyla Müslüman olmak da hem kalp hem dil hem de davranışlarla teslimiyeti gerektirir. Ayrıca inanarak, düşünüp hissederek her zaman daha iyi daha güzel insan ve Müslüman olmak ideali ile doğru inanç ile doğru bilgiyi edinip ve doğru davranışları geliştirerek hareket etmek; inanarak, düşünerek, hissederek istikâmet üzere yaşamak gerekir.

İnsanların bugün daha bilgili, daha bilinçli, daha kişilikli olduğunu ve daha dengeli davrandığını söyleyemeyiz maalesef. Oysa İslâm dini, bilinçli ibadeti, sosyal adâleti, iyiliği emreden ve kötülüğü meneden; ilmi teşvik eden bir anlayışa sahiptir. Bu nedenle İslâm dini birtakım sıradan alışkanlıklarla yaşanabilecek bir din değildir. İslâmî anlayışa göre din, irade ve akıl sahibi varlıklar arasında uyuşmazlıkları ve çekişmeleri dâhi önleyip uzlaşma sağlayan ilahi bir kanundur.

Müslümanım diyorsak; yerine getirmemiz, yapmamız gerekenler olduğunu unutmadan İslam’ın emrettiklerini eksiksiz yerine getirmenin emrolunan ibadetleri dosdoğru yapmamın yanı sıra “iyiliği emretme, kötülükten sakındırma” prensibini en iyi şekilde uygulamak zorunda olduğumuzu her zaman hatırlamalıyız.

Dinin birinci önceliği eğitimdir. Kur’an’ın ilk ayetinin “oku” diye başlaması, ilmi ve ilim insanını öven pek çok ayetin yanı sıra, Hz. Peygamberin ilim öğrenmeye ilişkin sözleri ve uygulamaları bunun açık bir göstergesidir. Kur’an’ın ifadesiyle “hiçbir şey bilmeden” dünyaya gelen insan, ihtiyaç duyduğu tüm bilgileri ve becerileri sonradan öğrenmektedir. Bireyin öğrenme ihtiyacının hayat boyu devam etmesi, onun hayat boyu sürekli eğitimini de gerekli ve önemli kılmaktadır. Din eğitiminden beklenen en temel amaçlardan biri, bireyin dini konularda yanlış ve eksik bilgilendirilmesini engellemektir.

Hz. Ömer (r.a)’e ait olduğu ifade edilen “Dininizi iyi öğrenin, ona göre yaşayın. Yoksa yaşadığınızı din zannedersiniz.” sözü düşünen insan için gerçek bir yol gösterici niteliği taşımakta, çok şey anlatmaktadır. Çünkü dinî sorumluluğun ön şartı akıl ve irade sahibi olmaktır.

İslamiyet’in hayatı en güzel şekilde idame etmeyi sağlayan inanç sisteminden öte bir yaşayış biçimi olduğu gerçeğini kabul etmek lâzım. Hakikati görmezden gelip veya İslamiyet’i araştırmayıp cehaletin, gafletin içinde hayatı sürdürmek; cehaletin ve gafletin pençesinden kendimizi kurtarmak için çaba göstermemek, kendimizi sorgulamamak ne kadar doğrudur? Bu yüzden dinimizi iyi öğrenmek, doğru şekilde yaşamak ve bundan sorumlu olduğumuzu asla unutmamız gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Metin ÇAĞAN Arşivi

Edep Yâ Hû - Hayâ (Utanma) Duygusu

13 Mayıs 2025 Salı 14:38

Vaizler ve Vaazlar (2)

24 Nisan 2025 Perşembe 09:40

Vaizler ve Vaazlar (1)

21 Nisan 2025 Pazartesi 09:49

Millî Birlik ve Beraberlik Şuuru

08 Nisan 2025 Salı 10:04

Sevabı Bol Ramazan Yaşadık

03 Nisan 2025 Perşembe 16:15

İleri Gidemeyişimizin Nedenleri? (1)

03 Mart 2025 Pazartesi 10:11

RAMAZAN GELDİ, HAZIR MIYIZ?

24 Şubat 2025 Pazartesi 12:06