İNSAN YETİŞTİRMEK

İnsanların doğuştan sahip oldukları bazı özellikleri vardır. Bu özelliklerin bazıları ailenin kazandırdıklarıyla, aldığı eğitimle, çevre faktörüyle değişir, gelişir. Zaman içerisinde bu faktörlerin etkisiyle iyi bir insan olma yolunda mesafe katederek kâmil bir insan olur, iz bırakır ve dünya hayatını tamamlar. Yaratılış gayemiz de zaten budur.

Yukarıda saydığımız faktörlerin müspet manada fazla katkısı olmadan, insanın olgunlaşma, iyi insan olma yolundaki gayretleri yetersiz kalırsa, idealsiz bir ömür gelir geçer.

"Avazeyi bu âleme Davut gibi sal
Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş"

diyen şairimiz Baki, örnek bir insan olarak bu âlemde hoş bir seda bırakmanın ehemmiyetini ve güzelliğini terennüm eder.

Güzel vasıflarla muttasıf bir hayat süren insanlar kendi çevrelerinde hayırla yâd edilirler. Hatta eserleriyle insanlığa ışık tutanlar ebediyen unutulmazlar. En vahim olanı da yaşantılarıyla kötü örnek olan, haksızlık ve zulme varan davranışlarıyla hafızalarda kalan insanlardır.

“Ölen insan mıdır, ondan kalan şey: Eseri.
Bir eşek göçtü mü, ondan da nihayet semeri.”

diyen millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy, insanoğlunun müspet veya menfi olarak mutlaka sonraki nesillere bazı şeyler bırakacağını edebî bir ifadeyle anlatır.

İyi hasletlere sahip insanların yetişmesinde toplumların, geleneklerinin, âdetlerinin, kültürel özelliklerinin de büyük etkisi vardır. Hatta aynı ülke içerisindeki bölge ve şehirler arasında dahi farklılıklar vardır. Son yıllarda iletişim araçlarının yaygınlaşması sayesinde ülkeler arasında etkileşim yaşanmaktadır. Özellikle ahlaki değerler açısından olumsuzluklar kısa sürede yayılarak, genç nesiller arasında özenti hâline gelmektedir. Genç nesillerini bu zararlı akımlardan korumak isteyen bazı ülkeler, sosyal medyada kısıtlamalara gitmektedirler.

Ülkemiz açısından düşünürsek, genç nesillerimizi bu olumsuz rüzgârların etkisinden kurtarmak, bizi biz yapan değerlerimize sahip çıkabilmek için hem ailelerimize hem de devletimize büyük görevler düşmektedir. Bu konuda aileler ve eğitim sistemimiz olarak gençler üzerinde etkili olacağımız yeni bir dil, yeni metotlar geliştirmek zorundayız. Ancak bu metotlar sayesinde gençler bizi, biz de gençleri anlayabiliriz. Kuşaklar arasında iletişimi ancak böyle sağlayabilir, kuşaklar arasındaki çatışmaları böylece önleyebiliriz. Bu sayede de hem çevresine hem de topluma faydalı olan, eserler bırakan, örnek yaşantılara sahip olan insanlardan oluşan toplumu oluşturabiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halis ALACAHAN Arşivi

NEDEN DAİMA GEÇMİŞE ÖZLEM DUYARIZ

20 Ekim 2025 Pazartesi 13:33

İSLAM’IN İLK EMRİ: OKUMAK

11 Temmuz 2025 Cuma 14:56