Sevabı Bol Ramazan Yaşadık

Feyiz ve bereketlerle, af ve mağfiretlerle dolu olan sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın toplum hayatında yoğunluk kazandığı, ibadet hayatımızın zenginleştiği bir Ramazan-ı şerif daha uğurladık.

 

Ramazan ayı, peygamber efendimiz (s.a.v)’ in ifadesi ile “evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş” olan bir ay olduğunu bilmeyenimiz yok sanırım.

 

Ramazan, Allah’ın inancı olan insanlara sunduğu büyük bir ihsanı ve nimetidir. Çünkü dini hayatımızda önemli bir yeri olan Ramazan ayını, diğer aylardan ayıran ve daha faziletli ve üstün kılan birtakım özellikler ve manevî güzellikler bulunmaktadır.

 

Bu kutsal ayda yapılan tüm ibadetler; intikamı sevgiyle, öfkeyi sabırla, cimriliği cömertlikle ve savaşı barışla değiştirmeye çalışan pozitif bir ahlaki ve sosyal değişimin kapılarını açmaktadır.

 

İnsanlığın ufuklarını karartmış olan cehalet, bilgisizlik, delalet ve vahşet bulutları bu ayda sevgili peygamberimizin şahsında bütün insanlığa gönderilen Kur’an-ı Kerim’in evrensel mesajlarıyla dağılmış, kötülüğün yerini iyilik, cehaletin yerini bilgi, haksızlığın yerini adalet ve düşmanlığın yerini de sevgi ve barış almıştır.

 

Yüce Mevla’mız Kur’an-ı Kerim’in bu ayda indirildiği şöyle beyan buyurmaktadır: “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır.” (Bakara suresi 2/185)

 

Ramazan ayı, her yönüyle birlik beraberlik ve kardeşlik duygularının gerçekleştiği ve daha da güçlenerek pekiştiği bir ay olarak rahmeti ve bereketi bol bir aydır. Bu ayın gelmesi ile iyilikler çoğalır, kötülükler azalır, yoksullara ve düşenlere yardım elleri uzanır. Yıl içinde de bu güzelliklerin devam etmesi en büyük temennimizdir.

 

Ancak bu ayı en güzel şekilde değerlendirenler olduğu gibi bütün güzelliklerine rağmen bu ayda yolunu şaşırmışlar da bulunmaktadır maalesef.

 

“Neden sevabı bol bir ramazan yaşandı?” dediğimi merak etmişsinizdir. Hemen izah edeyim.

 

 

Allah’ın emirlerine uymayan, haram kıldığından sakınmayan, günah işlemekten çekinmeyen, yaşadığı toplumdaki insanların inancına saygı duymayan ve kuldan da utanmayanların her yıl giderek artmakta olduğuna tanıklık ettik bu yıl.

 

Ramazan günü, oruçluların arasında göstere göstere sigara içen, yemek yiyen… Oruç tutanı rahatsız etmek için özellikle sigarasının dumanını üfleyenler bu yıl oldukça çoktu. Mazeretsiz oruç tutmamanın, ulu orta yerde yemek yemenin, sigara vb. şeyler içmenin büyük günahlardan olduğunu, yanlış olduğunu bilmeyen, düşünemeyecek olan yoktur mutlaka.

 

Günahı küçümsemek, gizlememek, kalbinde oruç ibadetine karşı zerre kadar saygı olmadığını göstermek, başkalarının da bu eylemi daha kolay yapmasına, fırsat verirken müminlerin kalplerinde üzüntü oluştururken ve düşmanların da sevinmesine neden olmaktadır.

 

Geçmiş dönemlerde gayrimüslimlerin bile Müslüman komşularına saygı gereği açıktan yemek yemedikleri, herhangi bir şey yiyip, içmediklerini, oruç tutanlara saygısızlık etmediklerini düşününce nerden nereye gelindi diye insan düşünmeden edemiyor haliyle!..

 

Elbette farklı bir inanca sahip oldukları için oruç tutmayanlar, yolcular veya çeşitli mazereti sebebiyle oruç tutamayanların yeme, içme ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için Ramazan ayında lokanta vb. yerlerin açık olmasında dinen bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak geçmişte lokantalar pencerelerini perde vb. şeylerle kapatırlardı. Lokanta sahipleri de gerekli tedbirleri alarak böyle algılamalara fırsat vermemeye özen gösterirlerdi. Bu yıl bu yönde de üzüldüğümüzü söyleyebiliriz.

 

Bunu hem oruç tutanlara saygı için hem de yeni yetişmekte olan çocuk ve gençlerin, Ramazan gününde oruç tutulmayıp aleni yemek yenilmesinin olağan bir şey olduğu gibi bir izlenime kapılmamaları için mazeretli de olsa, yiyip içenlerin bunu açıktan yapmamaları toplum olarak hepimizi incitti. Oysa toplumdaki herkes kasıtlı kötü davranışlar sergilememeli; kin ve nefretle değil, sağduyu ve aklıselimle hareket etmeli, kalp kırmamalı, gönül incitmemelidir.

 

Dostluğu, sevgiyi, birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik ve dostluğumuzu en sıcak şekilde hissedeceğimiz nice ramazanlara oruç tutanın da tutmayanın da olumsuz duygu, düşünce ve davranışlardan arınmış olarak ulaşmasını diliyorum.

 

Ramazan ayı sonrası idrak edilen Ramazan Bayramı da bir ayı oruçla tamamlamanın, dua etmenin ve tüm olumsuz eylem ve düşüncelerden kaçınmanın kutlanmasıdır.

 

Ramazan Bayramının amacı da bir aylık ibadet ve yeme, içmeden uzak durmanın ardından kardeşliği teşvik etmek ve hayatın normal akışına dönmesidir. Umarım ki ramazan ayı boyunca oruç tutmayıp hatalı davranışlar sergileyenler bu yanlışlarının farkına vararak doğruyu görüp hatalarından geri dönerler.

 

Değişen günlük hayat rutinlerimiz bayramların kutlanış biçimlerini yıllar içinde değiştirmiş olsa da tatil özelliği taşısa da Ramazan Bayramı da hâlâ pek çoğumuz için bir araya gelmeyi, mutlu sofraları paylaşmayı ifade etmektedir.

 

Bayramların hanelerimize bolluk ve bereket, aile efradımıza sıhhat ve afiyet, beldelerimize huzur ve mutluluk getirmesini; zalimlerin zulmü altında ezilen insanların özgürlüklerine kavuşmalarına vesile olmasını; ülkemize ve dünyaya huzur, barış getirmesini, her şeyin gönlünüzce olmasını diliyorum.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Metin ÇAĞAN Arşivi

Kişilik, Şahsiyet Sahibi Olmak

19 Haziran 2025 Perşembe 10:20

Edep Yâ Hû - Hayâ (Utanma) Duygusu

13 Mayıs 2025 Salı 14:38

Dinimizi Emrolduğu Şekilde Yaşamalıyız!..

07 Mayıs 2025 Çarşamba 11:50

Vaizler ve Vaazlar (2)

24 Nisan 2025 Perşembe 09:40

Vaizler ve Vaazlar (1)

21 Nisan 2025 Pazartesi 09:49

Millî Birlik ve Beraberlik Şuuru

08 Nisan 2025 Salı 10:04