USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

SİVAS’IN VEKİLLERİ İLK SINAVLARINDA SINIFTA KALDI

16-06-2023

Bu yazıyı birkaç gün önce kaleme alacaktım ancak bazı gözlemler yaparak yazacaklarımın sağlam bir zemine oturması ve gerçekçi olması bakımından bugüne kalması gerekiyordu. Zira yazımın temelini oluşturan konu geride bıraktığımız yaklaşık 10 günlük zaman dilimi içerisinde cereyan etmiş olsa bile eleştiri oklarımın hedefini bulması için beklemek zaruriydi. Yazıyı bekletme sebebimi yazının ilerleyen satırlarında okumuş olacaksınız.

Türkiye son yıllarda neredeyse hiç alamadığı yağışı sanırım bu yıl içerisinde fazlaca aldı. Sivas başta olmak üzere Türkiye’nin pek çok ilinde etkili olan sağanak yağışlar selleri de beraberinde getirdi. Sivas’ta oluşan seller Kangal, Gürün, Altınyayla, Suşehri başta olmak üzere ilçe ve ilçelere bağlı köylerde tarım arazilerine ciddi zararlar verdi.

Özellikle küçük ölçekte çiftçilik yapan köylülerimiz yaşanan doğal afetten fazlaca etkilendi, tarım arazileri zarar gördü, tarlaları ve çayırları sel bastı. Yaşanan bir doğal afet olsa da elbette devletimiz her zaman çiftçisinin yanında olacak ve zarar gören çiftçilerimizi mağdur etmeyecektir hiç şüphesiz.

Ancak çiftçinin yaşadığı ve maruz kaldığı bu doğal afet Sivas milletvekillerinin ilk sınavıydı ve bence sınıfta kaldılar. Bir vekil hariç elbette. CHP Sivas milletvekili Ulaş Karasu yaşanan sel felaketinin ardından bölgede incelemeler yaparak Sivas’ın afet bölgesi ilan edilmesi ve çiftçinin mağduriyetinin giderilmesi için TBMM’ye kanun teklifi verdi.

AK Parti’li vekiller Abdullah Güler, Hakan Aksu, Rukiye Toy ile MHP Milletvekili Ahmet Özyürek bırakın bu kanun teklifine destek vermeyi konuyu gündeme getirmedikleri gibi mağdur çiftçilerin yanına bile gitmediler. Onları meclise sokan, koltukları bağışlayan köylüler çiftçiler unutuldu.

Sivas’ın vekillerini nikah törenlerinde, göstermelik ziyaretlerde ve bence bilumum gereksiz pek çok alanda gördük ancak milletin onlara ihtiyaç duyduğu, doğal afetlerden canlarının yandığı bir anda yanlarında göremedik.

Vekilleri eleştirirken meclis çalışmalarının devam ettiği bir dönemde komisyonların oluşturulması, meclis işlerinin yürütülmesi gibi konularda Ankara’da bulunma zaruriyetlerini anlamak mümkün. Ancak muhalefetin vekili çiftçinin yanına gidebiliyorsa, konuyla ilgili meclise kanun teklifi verebiliyorsa pek ala sizde verebilirsiniz. Zaten işiniz de bu değil mi?

Elbette siyaset arenasında hizmet noktasında rakip olabilirsiniz. Bunun anlaşılır ve kabul edilir bir tarafı var. Ancak vatandaşın menfaatine olan ve onların yaşadığı sorunların çözümü noktasında bir ve beraber olmak varken bu ayrışma niye?

Sel felaketinin ardından bu yazıyı kaleme almak için birkaç gün beklememin sebebi vekillerin meclis yoğunluğunu düşünmemdi. Ancak yukarıda da belirttiğim üzere muhalefetin vekili sel bölgesine gidebiliyorsa sizin de en azından birinizin gitmesi için hiçbir engel yok.

Yine de olumlu düşünmeye çalışayım diye kendimi zorluyorum ancak vekilleri kısmen de olsa haklı çıkarmak için iyimser hiçbir tutar gerekçe bulamıyorum. Sosyal medyayı oldukça aktif kullanan vekillerimiz sel mağduru vatandaş ve çiftçiler için sosyal medya üzerinden geçmiş olsun mesajı bile paylaşmadılar…

Milletin vekili olmak için çıktıkları yolun daha ilk metrelerinde tökezlediler, milleti unuttular, sınıfta kaldılar.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?