
Yunus BUDAKTAŞ
Siyasetin Çirkinliğinde Bir Nezaket Adamı: Yavuz Ağıralioğlu
Bir çiçek düşünün ki ortalık dikenle doluyken, inatla gül açıyor. Rüzgâr hoyrat, toprak çatlamış, gökyüzü küs... Ama o nezaketle büyümekte ısrar ediyor. İşte Yavuz Ağıralioğlu böyle bir çiçek. Türk siyasetinin betonlaşmış alanında açmaya çalışan naif bir gül gibi.
Anahtar Parti Genel Başkanı olarak partisinin Sivas İl Başkanlığı binasının açılışı vesilesiyle Sivas’ta bulundu. Hem de öyle protokol selamlarıyla, cilalı kürsü konuşmalarıyla değil. Yüzünde memleket yorgunluğu, dilinde memleket sevdası vardı. Ama bu geliş basit bir açılıştan ibaret değil. Bu geliş, nezaketin sessizce yürüyüşüydü.
Ben kendisini ilk olarak 2018’de tanımıştım, Sivas Türk Ocağı’nda. Sohbet samimiydi, kelimeler seçilmişti. O gün anlamıştım, bu adamın dilinde kin değil fikir var. Öfke değil, özlem var.
Dünkü konuşmasında yine o tanıdık üslup vardı. Sert ama kırıcı değil. Eleştirici ama ezici değil. Hedef gösteren değil ufuk açan bir dil. Düşünün, Türk siyasetinde bu üslubu en son ne zaman duydunuz? Belki de hafızanız hatırlamakta bile zorlanıyor.
Ağıralioğlu’nun kürsüde söyledikleri sadece siyasal mesajlar değildi. O, siyaseti kirleten dilin, ülkenin üzerine çöken karanlık bir bulut gibi olduğuna dikkat çekti. Geçmişten örnekler verdi. Saygı çerçevesinde tartışan, birbirine laf sokmak yerine laf anlatmaya çalışan siyasetçileri anlattı. Bugün artık ekranlarda, meclis sıralarında, sosyal medyada bir nezaket kıtlığı yaşanıyor. Kavga, hakaret, aşağılama...
"Çapulcu" diyenler, "ayyaş" diye bağıranlar, vatandaşa “ananı da al git” diyenler, “mezarlık soyguncusu” gibi ifadeleri dillerine pelesenk edenler... Bunlar mı ülkeyi yöneten dilin örnekleri olmalı? Devlet adamlığı, ağızdan çıkan her kelimede başlar. Oysa biz, yıllardır kulaklarımızı tıkayarak yaşıyoruz.
İşte tam da bu noktada, Ağıralioğlu'nun varlığı bir umut gibi. Elbette vaatlerini ne kadar hayata geçirebilir, bilinmez. Ama bu ülkede birileri hâlâ "Ne söylediğin kadar nasıl söylediğin de önemlidir" diyorsa, bu cümlelerin arkasında onun gölgesi vardır.
Türk siyaseti, son yıllarda bir curcunanın içinden geçiyor. Kavga, alkış, slogan… Oysa bu milletin ihtiyacı olan şey belki de sadece bir cümle: "Sizi dinliyorum." İşte bu yüzden, Ağıralioğlu gibi siyasetçiler, siyasetin bağırmayan ama duyan sesidir.
Dikenler arasında bir gül açtı Sivas’ta. Ve biz o gülün kokusunu aldık. Kim bilir, belki de bu koku, siyasetin o eski, güzel baharını hatırlatır bizlere…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muhsini bir duruş sergiliyor.
Yanıtla (0) (0)Nede olsa yetiştiren Cennet Mekan Muhsin Başkan ????