Tarihimizin dönüm noktalarından biri olan 12 Eylül 1980 darbesi, Türk milletinin hafızasında derin izler bırakmış bir olaydır. Bugün aradan yıllar geçmiş olsa da, o günlerin acısını yaşamış insanlar hâlâ hatıralarını taşımaktadır.

12 Eylül; bir yönüyle siyasi çatışmaların, kardeş kavgalarının sona erdiği bir gün olarak anılırken, diğer yönüyle özgürlüklerin kısıtlandığı, gençlerin darağaçlarına gönderildiği, milletimizin evlatlarının birbirine kırdırıldığı karanlık bir dönem olarak da hafızalara kazınmıştır.

Bu süreçte çok acılar yaşanmış, çok kayıplar verilmiştir. İnsanlarımız birbirine düşman edilmiştir. Aynı evden kardeşler farklı ideolojik görüşlerle toprağa verilmiştir.

Bizler için önemli olan, o dönemin acılarından ders çıkarabilmektir. Türk milletinin en kıymetli varlığı, birliği ve beraberliğidir. 12 Eylül’den çıkarılması gereken en büyük ders; Türk’ün Türk’e düşman edilmemesi, kardeşin kardeşe silah doğrultmaması, fikir ayrılıklarının milleti parçalamaya değil, güçlendirmeye hizmet etmesidir.

Milliyetçilik, sadece bir bayrak sallamak değil; milletinin birliğini, vatanının bütünlüğünü, devletinin bekasını savunmaktır. 12 Eylül’ü hatırlarken öfkeyle değil, ibretle; nefretle değil, ders çıkararak anmak en doğrusudur. Çünkü bu toprakların bize öğrettiği en büyük gerçek, “Birlik olmazsa dirlik olmaz” sözüdür.

Bugün bizlere düşen görev, geçmişte yaşanan kardeş kavgalarına yeniden zemin hazırlamamak, gençlerimizi milli ve manevi değerlerle donatarak birliğimizi daim kılmaktır. Türk milleti, tarih boyunca çok badireler atlatmıştır. 12 Eylül de bir ders, bir ibret levhası olarak hafızamızda kalmalıdır.

Allah bu millete bir daha kardeşi kardeşe kırdıracak günler yaşatmasın.