
Yunus BUDAKTAŞ
Bir Vali Bir Direniş!
Omurga Meselesi
Bazılarının omurgası vardır. Dimdiktir! Eğilmez, bükülmez, yamulmaz. Ama bazıları da doğuştan lastik gibi yaratılmıştır, nereye çeksen oraya uzanır. Türkiye son yıllarda bu iki türün arasındaki sessiz savaşının coğrafyasına dönüştü.
Geçtiğimiz günlerde terörün kol gezdiği, her taşın altından kirli bir hesap çıkan topraklarımızda bir vali çıktı, “Ben devletim” dedi. Kibirle değil vakar ile. Eli kanlı teröristlerin “anı”sını yad etmek isteyen güruha, devletin en sade ama en keskin cümlesiyle cevap verdi: Hayır.
Sonra ne mi oldu? Film koptu. Çünkü bizim memlekette birilerine "dur" demek, bazen görevden "durulmak" anlamına geliyor. Vali Bülent Tekbıyıkoğlu, görevinden affını istedi. “Merkeze çekilmek” dedi, ama aslında milletin vicdanında merkezin tam da gönüllere yerleşti.
Oysa ne kolaydı susmak. Ne konforluydu üç maymunu oynamak. Vali Bülent Tekbıyıkoğlu, ışıltılı kürsüler yerine dimdik bir duruşu seçti. Çünkü bu memleketin kaderi, kravatının rengine değil, vicdanının sesine kulak verenlerin ellerinde yazılacak.
Şimdi bazıları çıkar “ne var canım bir anmadan” der. Onlara göre vatan sevgisi tarih kitaplarında tozlanması gereken nostaljik bir duygu. Ama unuttukları bir şey var. Bu topraklarda gözyaşının rengi bayraktır. Bayrağa uzanan kirli ellere karşı susma da ihanetin sessiz halidir.
Vali Tekbıyıkoğlu, sadece bir karar almadı. Bir çizgi çekti. O çizgi, devlet olmanın, millet kalmanın ve insan gibi durmanın çizgisiydi.
İşte mesele tam da bu. Mesele “omurga” meselesi. Çünkü omurga eğilirse devlet bükülür…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.