Halis ALACAHAN
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE DUYGULARIMIZIN TERCÜMANI TÜRKÜLERİMİZ
Türküler, asırlar öncesine dayanan geleneklerimizi, göreneklerimizi, insanımızın hüzün ve sevinçlerini, toplumsal olayları dile getiren, günümüze taşıyan kültürel değerlerimizdendir. Türküler, maziden günümüze tarihî seyri içerisinde sosyal yaşantıları nesilden nesile aktaran sözlü kültür ürünlerimizdir.
Türküler, milletimizin âdeta hafızası ve günümüze kadar intikal eden mirasımızdır. Değişik yörelerimize ait bazı ferdî olaylardan ilham alsa bile, zamanla halkımızın tamamının ortak malı hâline gelir.
Türküler; düğünlerde, bayramlarda, yaşanılan felaketler sonucunda, mutlu olduğumuz zamanlarda duygularımızın ifadesi ve tercümanı olur. Türküler, gönül dünyamızda kopan gizli fırtınaların terennümüdür. Kısaca söylersek halkın yaşantısıdır.
Türkülerimizde hüzün vardır, sevinç vardır, hasret duygusu vardır, haksızlığa başkaldırı vardır. Zaman zaman coşku ve kahramanlık vardır. Millet olarak zafer ve mağlubiyetlerimizin izleri, gelecek nesillere aktarılışı vardır. Türkülerin yürek yakan hikâyeleri vardır. Türküler bazen kavuşamayan, sevip de sevgisini ifşa edemeyen âşıkların aşk hikâyeleridir. Bazen de fakirliğin, tükenmişliğin, garibanlığın haykırışıdır.
Anadolu’nun çilekeş insanı, saydığımız ızdıraplara düçar olduğu zaman içinde, bulunduğu hâle uygun bir türkü dinleyerek, gönül dünyasında başka âlemlere yolculuk ederek rahatlar, âdeta teselli bulur.
Eskiler ne de güzel türküler yakmışlar. Değişik yörelerin özelliklerine göre yazılan türküler, o yörenin renklerini, duygularını, güzelliklerini aktarmıştır. Her türkü tek başına o döneme ait tarihî değer taşırmış. Türküler öyle canlı, öyle içten yazılmış ve söylenmiş ki, insan o türküde geçen muhtevayı kendisi yaşamış gibi hisseder, sahiplenir.
Araştırmacılarımız, halk müziğiyle iştigal eden sanatçılarımız, Anadolu’nun her yöresinden unutulmaya yüz tutmuş türkülerimizi derleyerek bizlere emanet etmişlerdir. Geçmişimizi bugüne taşıyan, insanımızın kaynaşmasını ve birbirleriyle bağ kurmalarını sağlayan bu eserleri gelecek kuşaklara aktarmak da bizlerin görevidir.
Birçok sahada olduğu gibi, musiki konusunda da gençlerimizin birçoğunun, asırları kuşatan öz musikimizden uzaklaşarak daha çok batı müziğine, pop müziğine ilgi duyduklarına şahit oluyoruz. Bizim musikimize, muhteva yüklü türkülerimize ilgi duyan neslin orta ve ileri yaştaki insanlar olduğunu görüyoruz. Ancak son yıllarda halk müziğine ilgi duyan, türkülerimizi icra eden genç sanatçılarımızın yetişmesi memnuniyet vericidir.
Ortaöğretimde ve üniversitelerin Güzel Sanatlar fakültelerinde Türk musikisinin, türkülerimizin eğitimine daha fazla önem vererek toplumumuzun harcı olan bu değerlerimizi daha cazip hâle getirebiliriz. Aksi takdirde sahip çıkılmadığı için unutulmaya yüz tutmuş birçok değerimiz gibi, türkü geleneğimiz de insanımızın gönül dünyasındaki yerini yavaş yavaş kaybedecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.