Öğretmenlik, gücünü sevgiden alan dünyanın en kutsal ve en saygın mesleğidir. Ülkemizin geleceğini emanet ettiğimiz, çocuklarımızı aklın ve bilimin rehberliğinde, hızla değişen dünyaya ayak uydurabilecek şekilde bilgili, donanımlı, dinamik ve açık fikirli bireyler olarak yetiştirmek rol model olduğunu bilen; konuşmasıyla, davranışıyla, bilgisi, merakı ve gösterdiği saygıyla örnek olabilen; sabırlı, şefkatli ve sevecen, öğretmenlerin görevidir.

Ancak ne acıdır ki öğretmen olmanın tercih edilmediği ya da en son edildiği ama her anne babanın çocuğunu en iyi öğretmenlerin eline bırakmayı tercih ettiği, ayrıca bu uğurda büyük meblağlar ödemeyi göze aldığı bir çağda ne kadar acı bir tezattır yaşadığımız…

Oysa öğretmen olmak; mesleği sonsuz bir tutkuyla gerçekleştirmek, içten ve inandırıcı olmak, hiçbir olumsuzluğa takılmadan en iyisini yapabilmek için emek vermektir.

Öğretmen; sürekli öğrenen, araştıran, gerçeklerin ayrımına varan, daha sağlıklı düşünen, soran, sorgulayan, eleştiren özgür bireyler yetiştiren ayrıca eğitiminden yaşam tarzına, giyiminden, okul içi ve okul dışı tutum ve davranışlarına, aile hayatından bireysel ilişkilerine kadar her alanda çevresine mesajlar vermekle kendini sorumlu hisseden, öğrencilerine ve topluma örnek olan kişidir.

Ancak günümüzde öğretmenlik mesleğinin itibarının düşürülmesi için bir uğraş var adeta. Geçmişten bugüne kadar Türkiye’de toplum nezdinde kutsal bir meslek olarak görülse de son zamanlarda mesleğe giriş, istihdam sağlanamaması, özerkliğinin az olması, çok rahat, tatili bol bir devlet memurluğu olarak görülmesi ve kimi öğretmenlerin kendilerinden kaynaklanan sebeplerden dolayı önemli itibar sorunu yaşamakta ayrıca öğretmenlere ve öğretmenliğe yönelik de çok ciddi bir saldırılar söz konusu.

Öğretmen, cinsiyetçi, ırkçı vb. türden davranışlar sergilediğinde, inancını ya da dünya görüşünü öğrencilere dayattığında saygınlığını yitireceği gibi birey ve toplum yararına görev yaptığında, “fikri hür, irfanı hür ve vicdanı hür” birey yetiştirilmesine yardımcı olduğunda ise saygınlık kazanacaktır.

Bu nedenle öğretmen eğitim-öğretim hayatında akademik bilgisi, mesleğindeki yeterlilik, bireysel özellikleri, işine saygısı ve emeği ile toplumda saygın bir duruş sergilemeli bunun yanı sıra duruşu, kılık ve kıyafeti, tutum ve davranışı ve hayata bakışı ile de örnek olmalıdır.

Ancak öğretmen sendikalarının, öğretmenlerin düşüncelerinin duyurulması, öğretmen haklarının savunulması ve öğretmenlerin kendilerini güvende hissetmeleri için sosyal, kültürel, ekonomik, özlük ve özgürlük haklarının artırılmasında önemli katkıda bulunması, eğitim ve öğretime katkı sunması yönünde gayret sarfetmesi gerekirken özellikle öğretmelerin kılık kıyafetinin serbest olması yönünde güçlerini kullandığına şahit olmaktayız.

Kot pantolon, tişört, gömlek, spor ayakkabı giymek öğretmenleri pasaklı ya da düzensiz yapmayabilir, bu kıyafetlerle de şık olunabilir. Ancak hafta sonu pikniğe dahi giyilemeyecek türde kirli, ütüsüz pantolon; kirli, çamurlu ayakkabı giyenler olduğuna tanıklık ediyor; saçı, sakalı uzun, kulağında küpe olan öğretmenler görebiliyoruz. Oysa özellikle okul ortamında idareci, öğretmen, memur olarak tüm çalışanların sergileyecekleri tavır ve davranışların yanı sıra, kıyafet seçimlerinde de bilinçle hareket etmeleri doğru olan değil midir?

Öğretmenlik mesleğinin saygınlığı ve eğitim kurumlarının itibarı için yönetici, öğretmen ve okul çalışanlarının kılık ve kıyafetleriyle öğrencilere rol model olması, öğrencilerin disiplin ve sorumluluk bilincini pekiştirici mesleğin saygınlığına uygun şekilde giyinmesi, okul içinde öğretmen ve öğrencinin belli olması gerekmez mi?

Bir okulda öğrenciler de dahil kıyafet, sadece görsel bir unsur değil, aynı zamanda eğitimin kalitesini ve kurumun imajını etkileyen önemli bir faktör değil midir?

Eğitim öğretim hayatında yaşanan tüm olumsuzlukların en kısa zamanda ortadan kalkacağına, telafi edileceğine ve yarınlarımızın inşası için Türkiye’nin aydınlık yüzü olan öğretmenlerimizin hem mesleki hem psikolojik olarak yeteri kadar destekleneceklerine inanıyor; mesleğini seven, özveriyle çalışan, devletimizin gülen yüzleri olarak öğrencilerine yeni ufuklar açmak için gayret gösteren, sorumluluğunun bilincinde ahlaklı, dürüst, çalışkan insan yetiştirme çabasını sürdüren öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyor; sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum.