İnsan, yaşadıkça öğrenir; sustukça duyar, sevdikçe büyür. Hayatı anlamlı kılan şey bazen bir söz, bazen bir öğüttür. İşte yıllar boyunca dilden dile aktarılan, kalplerde iz bırakan yedi kıymetli öğüt ve ardındaki derinlik:
1. Az konuş, çok dinle.
Çünkü hakikat çoğu zaman sessizlikte gizlidir. Dinlemek, anlamaya açılan kapıdır. Kalbin büyüklüğü, sabırla susabilmeyi bilmektir.
2. Az uyu, çok uyanık ol.
Zaman su gibi akarken, ömür de onunla yarışır. Gaflet uykusu uzun, ömür kısadır. Uyanık olan, sadece gözünü değil, gönlünü de açık tutar.
3. Az ye, çok şükret.
Yemeğin çokluğu değil, bereketi doyurur insanı. Şükreden her lokma, kalbi doyurur; kanaat eden, en zengin kişidir.
4. Az gül, çok düşündür.
Gülmek güzeldir ama hayat sadece tebessümden ibaret değildir. Derin düşünce, aklı olgunlaştırır; düşünmeden gülmek, gafleti besler.
5. Az harca, çok biriktir.
Sadece parayı değil, vefayı, iyiliği, duayı biriktir. En kıymetli sermaye gönülde biriken güzelliklerdir.
6. Az kız, çok affet.
Öfke yürek yakar, affetmek ise yürek ferahlatır. Affetmek, unutmak değil; yük olmaktan kurtulmaktır.
7. Az konuş, çok dua et.
Dua, kulun Rabbine en yakın olduğu andır. Söz biter, çare tükenir; ama dua her zaman kapıyı aralar.
Hayat, uzun bir yolculuk değil; kısa bir imtihandır. Bu yedi öğüt, o yolculukta pusula gibidir. Her biri bizi kendimize, Rabbimize ve insanlığa bir adım daha yaklaştırır. Belki dünyayı değiştiremeyiz ama bu öğütlerle kendi dünyamızı güzelleştirebiliriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.