Yunus BUDAKTAŞ

Yunus BUDAKTAŞ

Övmece Yok Kusura Bakmayın

Zaman zaman yazdığım haberlerden ve köşe yazılarından ötürü geri dönüşler alıyorum. Çoğu zaman “eline sağlık”, “ağzına sağlık”, “cesur yazmışsın” gibi cümlelerle motive ediliyorum. İtiraf edeyim, insan bu geri dönüşlerden hoşlanıyor. Ama asıl önemli olan, bu geri dönüşlerin beni değiştirmemesi.

Çünkü ben, yazdığım bir yazının cesur olarak adlandırılmasını biraz garip buluyorum. Ortada bir yanlış varsa, haksızlık varsa, hukuksuzluk varsa, bunun dile getirilmesi zaten olması gereken bir durum. Cesaret değil, gazeteciliğin kendisi bu.

Fakat bazen bu geri dönüşler yalnızca tebrikten ibaret olmuyor. Arada bir “Hep mi kötü şeyleri yazacaksın?”, “Bu memlekette hiç mi iyi bir şey olmuyor? Güzel şeyleri neden köşene taşımıyorsun?” diyenler de oluyor.

Haklılar mı? Elbette haklılar. Memlekette güzel şeyler de oluyor, insanlar iyi şeyler de yapıyor. Ben de biliyorum, görüyorum. Ancak herkes zaten bu güzel şeyleri anlatmak için sıraya girmiş durumda. Bir proje biter, bin kişi alkışlar. Bir hizmet yapılır, herkes ballandıra ballandıra anlatır. Bir başarı gelir, sosyal medyada dakikalar içinde binlerce tebrik mesajı yayılır. Güzel şeylerin sahibi çok olur.

Peki ya yanlışlar? Peki ya konuşulmayanlar? Peki ya herkesin gördüğü ama kimsenin dillendirmeye yanaşmadığı meseleler? İşte asıl mesele burada başlıyor.

Benim köşemin temelini eleştiri oluşturuyor. Bu memlekette güzellikleri anlatan çok, yanlışları anlatan az. Haksızlıklara itiraz eden az. O yüzden ben yanlışları anlatmaya, eksikleri göstermeye, hataları ifşa etmeye devam edeceğim. Çünkü güzellikleri anlatmak çoğu zaman risksizdir, alkış toplatır, prestij sağlar. Ama yanlışları anlatmak, eleştirmek, hesap sormak cesaret ister. Şunu da net söyleyeyim ben eleştirmeye devam edeceğim.

Eleştiri kültüründen beslenen biri olarak bana yönelik yapılan eleştirileri de memnuniyetle kabul ediyorum. Ben insanları, kurumları, uygulamaları eleştirirken bana yapılan eleştirileri “kabul etmiyorum” diyemem. Bu kendi değerlerimle ters düşer.

Sonuçta güzel şeyleri övmek kolay, hatta karlı bir iştir. Zor olan, herkesin sustuğu yerde konuşabilmektir. Ben bu zoru seçiyorum. Çünkü memleket için asıl iyilik, yanlışları düzeltmek için susmamaktan geçer.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yunus BUDAKTAŞ Arşivi

24 Temmuz Basın Bayramı ve Sansür

24 Temmuz 2025 Perşembe 09:02

"Abi" Meselesine Dair Birkaç Kelam Daha

21 Temmuz 2025 Pazartesi 10:09

Balıklı Kaplıca Bilmecesi

17 Temmuz 2025 Perşembe 11:22

Sivas’ın “Abi” Meselesi

16 Temmuz 2025 Çarşamba 09:49

Bir Nikahın Ardından: Meselenin Öznesi Kim?

09 Temmuz 2025 Çarşamba 11:49

Ne Nikahmış Arkadaş!

07 Temmuz 2025 Pazartesi 10:02

Taşa Fısıldayanlar, Bilgiyi Unutanlar

26 Haziran 2025 Perşembe 11:04

Sivas’ta Meralar Yatırıma Açılıyor

19 Haziran 2025 Perşembe 10:11