DEPREM VE GENÇLİK

DEPREM VE GENÇLİK

Doç. Dr. İlkay NOYAN YALMAN

1 yıl önce

Yüzyılın felaketini yaşadık, yaşıyoruz ve yaşayacağız. Çok şeyler konuşuluyor, tartışılıyor, izleniyor. Sadece Türkiye değil tüm dünya izliyor yaşananları. Uzaktan yakından acımızın tarifi yok. Sadece acı da değil; korku, endişe, çaresizlik, merhamet, güvensizlik, kızgınlık, öfke, şaşkınlık ve daha birçoğu. Devlet ve milletçe büyük bir şok yaşadık. En acısı, çaresiz bırakanı ise 10 ilde birden büyük bir alanda, kışın acımasız soğuğunda ve her türlü uyarıya ve işarete rağmen beklenmedik bir zamanda olmasıydı.  Hangisine koşsak diğeri geride kalıyordu sanki. Ama herkes bir yere koştu, herkes yetişebildiğine yetişti. Umudunu yitirmeden tüm duygularını bir kenara bırakıp bir nefes için, soğukta kalan bir çocuğu giydirmek için, aç kalan bir yaralıyı doyurmak için elinden ne geliyorsa yapmaya çalıştı. Yaşlısı, genci, köylüsü, kentlisi 7’den 70’e herkes deprem bölgesine bir yudum iyilik için yarıştılar. Bu süreçte herhangi bir karşılık beklemeden Allah rızası ve ihtiyacı olanlara yardım dışında bir amacı olmadan nokta kadar bile emeği olan herkes gerçek kahraman ve insandır. Öte yandan reklam, birilerine şirin görünme, sonrasında bir paye elde etmek gibi amaçlarla ortada olanları herkes gördü ve unutmayacak. Bunları ağzıma alıp bu satırları kirletmek istemiyorum. 

Ve en çok ta gençlerimiz. Eğilip ayakkabısını bağlamayan, odasını toplamayan, kendi işine üşenen o gençlerimiz, bir anda aslan parçası kesildi. Yardım diyen herkese her yere koşup aç, susuz, uykusuz bir ihtiyaçlının ihtiyacını gidermek için yarıştılar adeta. Kabus dolu, uyumaya, bir yudum su içmeye utandığımız, bir çok şeyden vazgeçtiğimizi hissettiğimiz bu zamanlarda, bizi umutlandıran ülkenin geleceğine olan güvenimizi artıran manzara bu oldu. Elden ele koli taşıyan, deprem yerinde elinde kepçe çorba dağıtan, arabasına atlayıp köy köy yardım dağıtan bu gençlik, bugün ki bu ağır kayıpların neden yaşandığını anlayacak, görecek ve yapılan hataları gelecekte yapmayacaktır. Bugün yaşadıkları sonuçların sebeplerini soruşturup, bu sebepleri ortadan kaldırmaya çalışacaktır. Bunları yaparken kimseye şirin görünmeye çalışmadan ya da kendi menfaatini düşünmeden ülkesini vatanını düşünerek yapacaktır. Bu binalar neden yıkıldı, neden bu kadar canımızı kaybettik, ülke ekonomisi neden bu durumda, insanlar neden böyle bir durumda bile kendi menfaatlerini düşünebiliyorlar, toplumun geldiği bu noktada eksik nerde, hata kimde, tüm bu soruların cevaplarını kendileri arayıp bulacak ve çözeceklerdir. Benim artık umudum var. Ama bu umudun yeşermesi eğitimle olacaktır. Gençlerimiz eğitimden, bilimden, akıldan ayrılmadıkça daha sağlam bir geleceğin mimarı olacaklardır. 

Bir binanın yıkılmasına engel olan nasıl sağlam kolonlar ve sağlam beton ise, bir ülkenin de güçlü şekilde ayakta kalmasını sağlayan güçlü, eğitimli, akıllı, bilime değer veren, tarihini, kültürünü bilen bir gençliktir. Dürüstlük, güzel ahlak, samimiyet, çalışkan olmak, gayret etmek, işini en iyi şekilde yapmak, hak yememek, ülkenin menfaatini korumak, milli servete sahip çıkmak ve onu doğru kullanmak, gerçekleri kabul etmek, akıl ve bilimi terk etmemek bu gençliğin vazgeçmeyeceği kavramlar olmalıdır. 

Allah bir daha böyle acılar göstermesin, başımıza geldiğinde ise gücümüzü, aklımızı ve gençlerimizi korusun, dayanma ve baş etme gücü versin. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI