Hüzünlü Bir AVM Hikayesi: Park City

Hüzünlü Bir AVM Hikayesi: Park City

Doç. Dr. İlkay NOYAN YALMAN

2 yıl önce

Sivas’ın ilk AVM’si. Büyük umutlarla ve heyecanlarla yapıldı. Sivas halkı aylarca açılmasını bekledi. 2006’da açılan ve 17 bin m2 alan üzerine kurulu olan AVM’yi herkes merakla gezmeye ya da alışveriş yapmaya koştu. Büyük şehirlerdeki AVM’lerle karşılaştırıldığında sıradan küçük ölçekli bir AVM olabilirdi. Ama Sivas için istenen ve beklenen büyük bir projeydi. Görsel olarak dışardan güzel ve modern bir görüntüsü vardı. İşyerlerini açan girişimciler ve AVM’nin içerisinde çalışanlar yeni bir ekmek kapısı bulmanın sevincini yaşıyorlardı. Sivaslılar ise kış aylarında rahatça alışveriş yapabilecekleri sıcak bir ortamın hizmetlerine açılmasından mutluydular. Ancak bu mutluluklar uzun sürmedi ne yazık ki…

Park City’nin en başta kuruluş yeri, biçimi, işleyişi ve finansal yapısıyla ilgili sorunlar ve hatalar vardı. İçine girdiğinde yemek alanlarının aşağıda olması hemen dikkat çekiyordu. Kuruluş yeri yeni gelişen bir mahallenin ortasında idi. Açılan mağazalar arasında ünlü ulusal markalar da yoktu. Bölgenin gelir seviyesi düşünülerek orta ölçekli firmalara yer verilmişti. Tam da kış önü açıldığından mağazalarda ısınma sorunu vardı. Daha ötesi büyük bir kısmı kredi kullanılarak kurulan bu yatırımın geri ödemeleri başlamasına rağmen, beklenen kazanç sağlanamadığından ödemeler zamanında yapılamadı. Açıldıktan sonra yüzde 70’lik doluluk oranına ulaşan AVM’de bankaların alacaklarını istemesiyle birlikte bugünkü hazin son başlamış oldu. Ve ne yazık ki kısa bir süre sonra 2008 yılında Park City’nin kapısına kilit vuruldu. Hem de öyle bir kilit vuruldu ki 14 yıldır o kilit bir daha açılamadı. Koskoca yatırım çürümeye terk edildi. Oranın her önünden geçtiğimde sanki yıllardır kaldırılamayan bir cenaze var gibi üzülüyorum. Ve bekliyorum hala bu cenazeyi biri ya da birileri kaldıracak ve oraya yeniden hayat verilecek diye.

Bu işletmenin kuruluşunda yer seçimi hatalı olabilir, finansal yapı hatalı olabilir, işletme biçimi hatalı olabilir, ekonomik şartlar olumsuz olabilir. Ama bir gerçek var ki, tüm hatalara ya da yanlışlara rağmen bu işletme oraya kurulmuş ve şu an çürümeye terk edilmiş. Peki, biz o güzelim binayı çürümeye terk edecek kadar zengin miyiz, duyarsız mıyız, bilgisiz miyiz, çaresiz miyiz? Olmamamız gerekli. Şu an ki durumu ne bilmiyorum ama daha fazla geç olmadan birileri oraya sahip çıkmalı. Hukuksal ve finansal ne sorunu varsa yetkililerin de desteğiyle çözülmeli ve orası ekonomiye kazandırılmalıdır. Bugün öyle bir bina yapmaya teşebbüs edilse, inşaat maliyetlerinin bu kadar arttığı bir dönemde ne kadara mal olur uzmanı olmadığım için hesaplayamam ama eminim epey bir sermaye gerektirir.

Lütfen milli servetimize, şehrimizin ve ülkemizin ekonomisine sahip çıkalım. Park City Sivas’ın bir mahallesinde açılmış sıradan bir AVM olabilir, ama şu anda ekonomiye kazandırılması gereken önemli bir servet, bir ekmek kapısı olabilir. Sivaslı iş insanları, siyasileri, bürokratları, STK’ları bu milli servete sahip çıkabilir ve insanların hizmetine sunabilir. Zaten epeyce bir para harcanmış ve kurulmuş hazır bir işletme var. Bize kalan var olan bu değere hayat vermek, ayağa kaldırmaktır. İçerisinde 100 den fazla kişiye istihdam sağlayacak, birkaç yuvaya ekmek parası kazandıracak bir ticaret merkezi ya da insanlara hizmet sunacak bir kurum olarak değerlendirilebilir. Her şekilde Sivas ve ülke ekonomisinin kalkınmasına ve milli gelire katkı sağlayacaktır. Bunun için uğraşmaya değmez mi?

YAZARIN DİĞER YAZILARI