Elinin Bereketini İşine Katan Kadınlar

Elinin Bereketini İşine Katan Kadınlar

Doç. Dr. İlkay NOYAN YALMAN

2 yıl önce

Kadın hem bir ailenin, hem de bir toplumun ilk ve en önemli yapı taşıdır. Kadın ne kadar güçlü ise o aile ve o toplum da o kadar güçlüdür. Aile içinde sevgisi, saygınlığı, değeri ne kadar önemliyse, toplumda ki durumu da aynıdır. Kadın bir insanın ilk öğretmenidir. Güçlüdür, güçlü olmalıdır. Yoksa o kadar çok rolün altından kalkamaz. Bir toplum da kadına hak ettiği değeri verdiği ölçüde gelişebilir, kalkınabilir. Nitekim Türk tarihinde kadının çok saygın bir yeri vardır. Orta Asya'da kurulan ilk Türk devletlerinde kadın ve erkek eşit haklara sahip olmuştur. Devlet yönetiminin her kademesinde kadınlar da söz sahibi ve karar verici olmuşlardır. O dönemlerde kadınlar sadece ev işleri ya da tarla işleri yapmamış, ata binip ok atmış,  güreş gibi ağır sporlar yapmış ve savaşlara katılmışlardır.

Kadın bulunduğu ortama anlam katan bir değerdir. Kıvrak zekası ve yetenekleriyle yapabileceğini düşündüğü her işi en iyi biçimde yapabilir. Hatta bazen kendisi bile inanamaz nasıl yaptığına. Ev işlerinden tutunda, ekonominin birçok alanında yapabileceği birçok işi en iyi biçimde ortaya koyar. Koyar koymasına da, çoğu zaman bunu gerçekleştirebilmesi için acaba gereken fırsatlar verilir mi? Kadın yapabileceğini düşündüğü her işi yapabilir mi? Kadınların başarılı olması ve lider duruma gelmeleri toplumda birilerini rahatsız eder mi? Eder, ediyor, edecek. Ne yazık ki gelişmemiş toplumların özelliklerinden biri de toplumda cinsiyet ayrımcılığının yapılması ve kadınlara bu tür fırsatların verilmemesidir.  

Toplumların gelişmişliği ile siyasette ya da ekonomide kadın sayısının doğru orantılı olduğunu görmekteyiz. Artık daha fazla eğitim fırsatı yakalayan kadınlarımız gerek evine destek olmak, gerekse doğrudan evin geçimini temin etmek için bugün her alanda kendisini göstermeye ve ispat etmeye çalışmaktadır. Bir toplum kadına insan olduğu için ve yaptığı işi layıkıyla yaptığı için önem verdiği ölçüde kalkınmışlığını sürdürebilecektir. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve fırsat eşitliği kadınların hak ettiği yerleri elde edebilmesi için mutlaka geçerli olması ve uygulanması gereken faktörlerdir.

Bütün kısıtlamalara, baskılara, yasaklamalara rağmen kadın toplumda ve ekonomide hak ettiği yeri almaya her zaman gayret etmektedir. Geçmiş zamanlarda kadınlar ya hemşire ya öğretmen olabilir diye bir bakış açısı vardı. Ancak bugün baktığımızda kadınlar polis, asker, şoför, mühendis, doktor, bilim insanı gibi bir çok ağır ve eğitim gerektiren mesleklerde yer alabilmektedirler. Bugün gerek fabrikasının başında, gerekse başkasına ait bir fabrikanın imalat kısmında tulumunu giymiş elleri nasırlı işçi kadınlarımız var. Bu kadınlarımız ülke milli gelirini artıran üretimin bir parçası olmanın gururunu yaşamaktadırlar. Çalışma şartları zor da olsa, toplum ona evinde oturması gerektiği baskısını yapsa da, evde birçok sorumluluğu olsa da tezgahının başında altının terini silerek üretmeye devam etmektedirler.  Evde anne ya da eş, fabrikada işçi olan kadın evde çocukları için yaptığı yemeğin bereketini işyerinde yaptığı üretime katarak akşam evine döndüğünde zorluklara karşı bir zafer kazanmış olmanın edasıyla kendisini yorgun ama huzurlu hissetmektedir. Kadının içinde bulunduğu bu hayat mücadelesine saygı duymak ve ona hak ettiği desteği sunmak toplum olarak her kesimin önem vermesi gereken öncelikli bir meseledir. Büyük zaferler kadın ve erkek omuz omuza verilen mücadelelerden çıkmıştır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI