Dr. Doğan KAYA

Dr. Doğan KAYA

4. KÖROĞLU'NUN ERMENİSTAN SEFERİ (3)

Demirçioğlu'nun kılıçı çok meşhurdu. Atı çekti Köroğlu, Demirçioğlu cayırdada kılıcı çekti amma, "Ya Allah " deyip çınarın köküne bir koyarsa, bir metre de toprağa geçti kılıç.
Çınar Ermenilerden tarafa tangır mungur 40-50 tanesini dalıyla budağıyla öldürdüler.
Kral'ın artık o meydan da duracağı kalmadı. Fakat yine de geliyor.
Aldı Köroğlu:

Hey! Hey! Aman Demirçi'm de ne'dip ederler
Oğlum ne derler
Döne döne yavrum savaş ederler
Çok gücünü denemen oğlum nazar ederler
Şu dini yokları da yavrum dine getirin
Dine getirin

Köse Kenan dedi ki:
-Demirçioğlu, yalnız yiğit olan sen misin?
Altmış batmanlık gürzü çekti, mermer taşın yanına vardı "Ya Allah " diye bir tane vurursa, taşın her parçası bir makinalı kurşunu gibi oldu. Ermeniler'in üçüne bir değiyor. "Vay anam! " diyen düşüyor attan.
Aldı Köroğlu:

Hey! Hey! Yemen Beyi gutlu gumaş satıyor
Hele satıyor
Çamlıbel'de Döne'm bana tütüyor ey!...
Köse Kenan goca gürzün atıyor
Hele atıyor
Şu zalımlara da yavrum bela getirin
Bela getirin

Dağıstanlı Hasan dedi ki -Köroğlu'nun özoğlu Dağıstanlı Hasan-:
-Ulan yalnızca yiğitlik sizde mi yahu! Seyredin şu Kral'ın alnının ortasını, dedi.
O da eliyle çok acaip ok atardı. O anda Demirçioğlu dedi ki:
-Aman Hasan başkasına, dedi. Kral'ı bırak, Kral'ın yan tarafındakine, dedi.
Adam "Ya Allah " deyip de bir ok atarsa, ok o adamdan geçti, şiş kebabı gibi düzüp geçti.
Bu anda Kral baktı ki, işin tadı yok.
-Kaçın!...demeye başladı.
Fakat yine de 100-150 tanesi öldü amma, kaçıyorlar çok bunlar:

Hey! Hey! Koç Köroğlu'm Yemen ellerinden geçiyor
Oğlum geçiyor.
Eyvaz'ım da ganatlandı uçuyor oy!......oy!.....
Durmayında aslanlarım düşman gaçıyor
Oğlum hele gaçıyor
Uçan guşlarımı da yavrum güle getirin
Güle getirin

-Hücummmm! dedi Köroğlu.
Geldi, ordan Kırat'la takım taşının üzerinde durdu.
Gardaş ona baba günü doğdu. Hoylu serbest. Fakat o İstanbul'dan katılan Hüseyen Efendi acaip gürz kullanıyordu. " Ya Allah" deyip de gürzle vurduğu zaman atla beraber adamı toprağa gömüyor, kafası kalıyor dışarda. Bu durum Demirçioğlu'nun çok dikkatini çekti.
Beş altı kişi Demirçioğlu'nu kolluyor, beş altı tanesi de Eyvaz'ı kolluyor. Güdümen zaten öteden beri gelmiyor.
-Korkmayın! Ben burdayım, kimseyi göndermiyorum, diyor.
Bu arada Demirçioğlu bir baktı ki 500-600 tane asker Kral'ı almışlar aralarına kaçırıyorlar. Çekti atın başını:
-Eyvaz buraları kolla, dedi.
Atın üzerinden, Kral'ın bel kemerinden tuttu amma, kucağına çekti. Adamlar çok, kendi kılıç vuramıyor, adam tek düştü. Nerden bir kılıç gelse, Kral'ı ona tutuyor. Kalkan yaptı Kral'ı. Arkadaş, Hoylu bakıverdi ki, Demirçi'nin hali çok kötü her tarafını çevirmişler, Hoylu beriden öteye alıcı kuşun avına süzüldüğü gibi;
-Lan bana "Deli Hoylu " derler, diye koştu.
Hoylu'nun narasını duyan adam, zaten korkudan ölürdü. Hem de sır Hoylu'daydı. Hoylu'nun olduğu cengi kazanırdı Köroğlu. Adam bir dolandı, 100 tanesinin kafası gitti.
-Bre, bunların içine düştün de kurtulamıyorsun ha!
-E bre Hoylu'm! Ben seni deniyordum, yoksa bunların kıymeti yoktu, dedi Demirçioğlu.
Atın başını çekti, Kral'ın gözleri arı damı gibi. Getirdi Köroğlu'nun yanına koydu;
-Baba dostun dost olsun, düşmanın ömrü bu olsun. Bunu istemiyor muydun sen?
-Ulan oğlum bunun kıymeti yok, dedi. Bunu kör adam da bağlar. Geri dedi. geri. Yaralıymış, can çekişiyormuş kabul etmem, hepsini tırpan gibi kesin, öldürün, dedi.
Gardaş, Demirçi'nin oraya gitmesiyle, Hoylu'nun Demirçi'yi kurturmaya dönmesinde; Eyvaz tek kaldı, başındaki adamlar az geldi. Eyvaz'ı iki yerinden yaraladılar. Kolundan, boynundan iki yerinden ok yedi. Eyvaz'ın sağa sola kılıç vurur hali kalmadı. Bunu gören Köroğlu aldı bakalım orada;

Hey! Hey! Demirçi'm Eyvaz da size bakıyor
Yaralandı guzum oy, ganın akıyor oy!.....
Gücü kalmadı da yavrum boynun büküyor
Durmayın Demirçi'm Eyvaz üstüne.

O anda Güdümen öteden beri gelmiş, Güdümen bakıverdi ki Eyvaz'ın hali böyle:
-Eee... Bre ver kılıcı bana, dedi.
Güdümen de kılıç mılıç yok. deynekle. Eyvaz'ın kılıcını eline aldı ki gardaş, Güdümen "çellik" oynatıyor. Bir vurduğu zaman havaya gönderiyor. Demirçioğlu'yla Hoylu da girdi o gruba, adamları kırdılar, öldürdüler. Fakat Eyvaz'ın tadı yok.
Artık yaralı mı var, ala (yarı) canlı mı var, soluk mu çekiyor dolaşıyorlar arada. Altı saat devam etti bu. Orası toz duman doldu. Bunu gören Demir Paşa ne yapacağını şaşırdı. Bir taraftan da kaçmak istiyor.
-Buraya gelen adamlar altı saatte birşey anlamadı, son olarak benden alırlar hırsını, diyor. Adamlar kendini yenemedi, diyor.
Artık Kral'a soruyor Köroğlu:
-Sen nesin, necisin, adın ne?
Omuz silkiyor, anlamıyor Kral.
Aldı Köroğlu:

Hey! Hey! Eyvaz'ımı oğlum bana getirin
Çöküp de yavrum çevre yana oturun
Vurun kılıçları da işi bitirin
Oğlum hele bitirin
Toplanın aslanlar da yavrum meydan bitiyor
Yavrum bitiyor

Hey! Hey! Eyvaz'ım yaralanmış da yavrum
Hele halı yok
Demirçioğlu'm bir gül getir de yavrum
Bunun gülü yok
Soruyom soruyom da yavrum bunun
Hele dili yok oğlum dili yok
Toplanın aslanlarım da işin bitiyor
Yavrum bitiyor

Hey! Hey! diyor Koç Köroğlu da yavrum
Yürek kaynasın
Demir Paşa'm bizi yandan diynesin oy!....
Kırat kişnesin de oğlum al at oynasın
Toplanın aslanlar da yavrum Çamlıbel'e oy!....
Dönüp gitmeli oy!..

Adamlar toplandılar geldiler, Eyvaz'ın pek tadı yok.
Kral'ı aldılar geldiler Demir Paşa'nın yanına. Demir Paşa ne yapacağını şaşırmış:
-Efendim bir de bana, diyor, bir de bana.
-Ne oluyor oğlum?
-Efendim!
-Sen zaten hiç karışmadın, sen orada durdun!
-Buraya gelmişken bir adam öldürmeden gitmeyin, bir de bana vurun, dedi.
Dedi ki:
-Paşa'm, dostun dost olsun, düşmanının ömrü böyle olsun. Bunu da sana hediye getirdim. Senin bu ne kadar canını yaktıysa, sen de o kadar bunun canını yak.
-Olmaz dedi, kesinlikle olmaz. Bu senindir, bunu sen hakettin, cezasını sen ver. Benim bununlu ilgim, alâkam yok. Yalnız seninle bir işimiz var, seni ben bırakmam.
-Neden?
-Seninle İstanbul'a gideceğiz. Ben paşayım. İstanbul'da Padişah var. Padişah'ın emriyle savaş ediyorum ben. Anında, gününde, saatında, haftasında benden haber bekliyor. Padişah'ın yanına gitmedikten sonra ya beni de öldür git, ya da seninle padişahın yanına gideceğiz.
Ula...n, Köroğlu düşündü. Ne kadar " olmaz " dediyse Demir Paşa'nın sözünden çıkamadı ve haklı da görüyor.
-Tamam, dedi. Zaten bizim ordan gider, İstanbul'un yolu. "Ulan ben bu padışaha ne hediye götüreyim." diye düşünürken: " Kral'ı alır götürürüm. Bundan iyi hediye mi olur,"dedi.
Paşa hazırlığını gördü, padışah'ın yanına gitmeye karar verildi. Kral' ı da bir atın üstüne, bir top kendirle bağladılar. Belli mi olur? Yolda belki de kaçar. Yemen'den İstanbul'un yolunu tuttular.
DEVAMI YARIN

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Doğan KAYA Arşivi

6. KÖROĞLU'NUN KAYBOLMASI

09 Temmuz 2025 Çarşamba 10:10

6. KÖROĞLU'NUN KAYBOLMASI

08 Temmuz 2025 Salı 11:22

6. KÖROĞLU'NUN KAYBOLMASI

07 Temmuz 2025 Pazartesi 10:17

5. KÖROĞLU'NUN GÜRCİSTAN SEFERİ

06 Temmuz 2025 Pazar 09:36

5. KÖROĞLU'NUN GÜRCİSTAN SEFERİ

04 Temmuz 2025 Cuma 08:19

5. KÖROĞLU'NUN GÜRCİSTAN SEFERİ

03 Temmuz 2025 Perşembe 10:10

5. KÖROĞLU'NUN GÜRCİSTAN SEFERİ

02 Temmuz 2025 Çarşamba 09:31

5. KÖROĞLU'NUN GÜRCİSTAN SEFERİ

01 Temmuz 2025 Salı 10:00

5. KÖROĞLU'NUN GÜRCİSTAN SEFERİ

30 Haziran 2025 Pazartesi 09:13

4. KÖROĞLU'NUN ERMENİSTAN SEFERİ (4)

29 Haziran 2025 Pazar 10:42