Bizim gerçekle bağımızın olmadığını söyleyene cevabımdır: Bilmiyorsan öğren. Dinin gerçek kaynağı kurandır. Allah 'Vatesımu Bi Hablillah cemian" buyurur. Yani inanan herkes Allah'ın sağlam ipi olan Kurana yapışın" demektir.

İçinde yanlış, şüphe, uydurma olmayan tek kitap Kurandır. Ehli Sünnet, din değildir, Peygamberden yüz sene sonra ihdas edilen bir mezheptir. Ehli Sünnete isim olarak sıvadı Azam demişler. Yani büyük karaltı demektir.

Ehli Sünnetçiler Kuranı bırakıp daha çok uydurma hadisleri dine kaynak yaptıkları için Mezheplerinin 60 tane maddeleri vardır. Bunların 30 tanesi Kurana zıt delillerle kurulduğu için tartışmalı ve yanlıştır.

Dinin nasıl yaşanacağını ilk ortaya koyan İmamı Azam Hadise, Sünnete güvenerek onları kaynak yaparak fetva vermemiştir. Kısa yoldan ehlisünnettin tartışmalı maddelerini sana sayayım:

-Mehdi gelecek diye bekleniyor. Böyle birisinin geleceği Kur'an da bahsedilmiyor.

-Hz. İsa'nın kıyamete yakın geleceğinden bahsediliyor. Kur’an’a göre Hz. İsa ölmüştür. Yeniden geleceğinden bahsetmiyor.

-Kıyamet alameti olarak bahsedilen Deccal da Kur'an da bulunmuyor. Yahudilikten dönme bir kadının anlattığı hikâyedir.

-Cennete veya cehenneme giderken üzerinden geçilen sırat köprüsü de Kur'an da yoktur. Kesilen kurbanların orada binek olacağı da Kura’ da bulunmaz.

-Yine Kur'an ayetlerinde zina eden erkek ve kadının Recim, taşlanarak öldürülmesi de yoktur. Bu da Yahudilikten gelme bir adettir.

-Kişinin ömrünün yarısında namazını terk edip sonra toptan kaza etmesi de Kur’an da yoktur.

-Kur'an da Peygamberimizin hiç bir Mucizesi açıkça bahsedilmediği halde Hadisler uydurularak 3500 tane sayılan Mucizeleri de yoktur.

-Hiç bir ayette Peygamberimize şefaat izni verildiği bildirilmediği halde, diğer peygamberler şefaat edemeyecek ama bizim peygamberimizin ve onun ümmetinden gelen şeyhlerin şefaatinin hak olduğu da Kur’an da yoktur.

-Mezarda sorgu sual, Münkir, Nekir, Mezarların cennet bahçesi veya cehennem çukuru olması da Kur'an da yoktur.

-Henüz anne karnında iken, kimin cennete, kiminde cehenneme gideceği alnına yazılması, Kur'an da birçok ayete zıt düşen kader anlayışı da yoktur.

-MEVLİT OKUMAK, KANDİL KUTLAMAK, SELA OKUMAK, TA KUR’AN DA YOKTUR.

-TASAVVUF: İslam'a uymayan bir tasavvuf anlayışı var ki HER SÖZLERİ ŞİRK İçeren yanlışlarla doludur. Bunlar da Kur’an da yoktur.

-Namaz kılmayanın mürtet olduğu ve öldürülmesi gerektiği de Kur’an da yoktur. -Mürtet olanın, Dinden dönenin öldürülmesi de Kur’an da olmayan bir hükümdür.

-Muska yazmak, yazdırmak ve ondan hayır veya şer belemekte Kur’an da yoktur. -Büyü yapmak, yaptırmak ve bozmak Sihir yapmak ta Kur’an da yoktur.

-Nazar değmesi, ondan korunmak için mavi boncuk takılması, kapılara nal takılması da şirk içeren hallerdir. Bunlar da Kur’an da yoktur.

-Kur’an da Mezheplere, fırkalara ayrılmakta yoktur. Hak olan, hak olmayan mezhep te olmaz. (Al’i İmran 103 ayetine bak!)

-Kur’an da Tasavvuf Tarikat, Şeyh; Şeyhe bağlanmak, el almakta yoktur.

-Tasavvufun icat ettiği Gavs, Kutup, Himmet, Feyiz, İttihat, Hulul, Fena Fillah, Beka Billah, Vahdeti Vücut, vahdeti Şuhut gibi kavramlar da Kur’an da yoktur. Bunlara inanmak şirk olur.

-Yine tasavvufun ibadet haline getirdiği şeyhe Rabıta yapmak, Sema ayını yapmak, kırk gün çile hanede kalmak Kur’an da olmayan kötü Bidatlerdir. İbadet maksadıyla yapmak şirk olur.

-Ölüye mezarda talkın yapmak yok. Iskat ve devir yapmakta Kur’an da yoktur.

-Türbelerden, yatırlardan dilek dilemek, yardım istemek açıkça şirktir, Kur’an’da yoktur.

-Bir de darda kalana yetişip yardım eden ve hemen kaybolan Hızır da Kuran da yoktur.

-Kur’an’da olmadığı halde dine sokulmuş daha pek çok bidat ve hurafe vardır. Ancak ben şimdilik bu kadar ile iktifa edeceğim. *Kur’an da olmayanı din diye yaşamak Kur’an’ı reddetmek olur, insanı dinden çıkarır. İslam’a Kur’an’da olmayan şeyler ilave edilemez. Çünkü Allah bizi Kur’an’dan sorgulayacak. (Zuhruf 44)