Dr. Doğan KAYA

Dr. Doğan KAYA

KÖROĞLU KOLLARI (9)

Evet türkü bu. Şimdi efendi bunu duyan Köse Kenan atı kucağına aldı çıktı.
-Daha ne duruyoruz? Daha ne?
-Olmaz olmaz Köse Kenan, dedi. Dur bakalım, adamın daha beş-altı günü var. Üstüne gün koymuşlar. Gel bakalım Deli Ahmet, oğlum. Bu işinde altından kalk! Ne yapmamız gerek?
Adam dedi ki:
-Efendim, "Bolu Beyi" deyip de geçme! Sen buraya gizli gideceksin, dedi.
-Nasıl gizli gideceğim yahu?
-Kaç tane adamın var senin güvendiğin?
-Benim can güvendiğim kırk kişi var, dedi.
-Tamam. Kırk kişiye birer tane sandık yaptıracaksın. Her adamı bir sandığa koyacaksın, dedi. Sen de Zengibar'lı abdallarının (kıptî) kılığına gireceksin.
(Zengibarlı abdallar olurdu o devirde. Onlar da mal alıp satarlardı)
-Bu kırk kişiyle, indir bindirici açıktan gider. Eyvaz'ın asılacağı gün meydana varacaksın, dedi. Darağacının yanına kervanı geride bırakacaksın, Bolu Beyi Eyvaz'ı asacağı anda darağacı kurulduğunda, sen yedi sefer onun önünde eğilip kalkacaksın, gıyam edeceksin. Sonunda gidip ayağından öpeceksin.. "Efendim, sen benim babamı öldüren bir düşmanın oğlunu tutmuşsun. Bu işi abdallar yapar bilirsin. Ben de bir mal getirdim. Kutlu kumaş, inci, mercan. Bu malı sana bağışlıyorum (hîbe ediyorum), para istemiyorum. Şunu bana ver, ben elimle öldüreyim. Senin adamların günah işlemesin" de. Eyvaz seni tanır. Yalnız kaş göz işaretiyle tanımazlıktan gelsin Eyvaz'a anlat. Yahu ondan sonrasını da sen hallet, dedi.
-Olur!
Gardaş kırk tane sandık yapıldı. Demirçioğlu'nun sandığı yarım metre uzun, dört parmak yüksek. Yirmi tane ata ikişer sandık yüklüyorlar. Demirçioğlu'na kimse denk gelmiyor. Kabırasığmaz dedi ki:
-Beni götürün onun karşısına, dedi.
Götürdüler. Biraz ağırlık takılırsa idare eder, yine de denk değil.
Yüklediler gardaş. Bir gündüz bir gece var. Geceyi yolda geçirdiler. Sabah güneş doğarken Bolu Beyi'nin darağacını kurduğu yere geldiler.
Bolu Beyi'nin adamı dedi ki:
-Beyim bir kervan geldi, dedi. Bir de Zengibarlı bir abdalı var. Kervan başı galiba. Bu Zengibarlılar çok zengin olur beyim. Şunun malını yağmalayalım, dedi.
-Yok! Yiğit adam böyle yapmaz. Bu gün bizim şenlik günümüz. Eyvaz asılıyor. Hele bakalım. Eyvaz'ı asalım da ondan sonra.
Şimdi efendim, Köroğlu sandıkların başında bekliyor. Darağacı kuruldu, kendirler yağlandı, altına sandalyesi kondu. Cellât geldi meydana, dinden imandan yoksun. Bolu Beyi geldi, baş köşeye oturdu. Bütün ahali toplandı. Millete seyir. Köroğlu dedi ki:
-Çocuklar ben gidiyorum. Altı sefer kılıcım darağacının yanında kalkıp inerse, yedinci kalkmasında her birinizden on kafa isterim, dedi. Yalnız kafalarınızı sandıktan kaldırıp yerdeki kılıcımın havaya kalkmasını bekleyin, dedi. İkincide olmaz, üçüncüde olmaz. Benim orda görecek işlerim var, dedi.
Eyvaz daha meydanda yok. Adam şöyle yattı yere, bir gıyam etti. Bir daha, bir daha yedinci sefere vardı, Bolu Beyi'nin ayağından öptü, elinden öptü.
-Buyur Zengibarlı!
-Efendim, dedi. Senden tek bir ricam var, dedi.
-Buyur söyle!
-Benim bu sandıklarımda kutlu kumaş, inci, mercan var. Bunların hepsini sana anam sütü gibi helâl ediyorum, dedi. Bu şehre girince bir şeyini duydum senin. Benim babam İbo'yu öldürmüştü Köroğlu, dedi. Etine aş eriyorum, amma ben bir abdalım. Sen onun Eyvaz'ını tutmuşsun. Şu anda onu asıyormuşsun. Müsada et de onu ben asayım, dedi. Siz seyredin, ona nasıl işkenceler yapacağım, dedi.
-Hay! Hay! Emrin olur! dedi. Buyur! Buyur!
Elini kolunu sıvadı, saz sırtında asılı, kılıç belinde. Millet çoğaldı, birbirinin üstüne çıkıyorlar.
-Ne yapacak acaba, diyorlar.
Eyvaz'ı on iki kişi aralarına almışlar, yine de kaçar diye korkuyorlar. Eli, kolu bağlı, darağacına yaklaşırken bir baktı ki Köroğlu, "Yallah! " dedi, bir güldü. Dediler ki:
-Yahu, ne kadar cesur birisi şuna bak! Ölüme giderken de kederlenmiyor. İnsan cesur olmalı. Yahu Bolu Beyi neden bunu asıyor ki? Böyle adam asılmaz diyorlar.
Getirdiler.
-Buyur Zengibarlı.
Kolundan tuttu.
-Seni var ya seni!
Eyvaz hep gülüyor.
-Gül, sen gül! O Köroğlu var ya! Benim babamın hem davulunu kırdı, hem de öldürmüştü, dedi. Unuttun mu orayı, dedi. Boynunu kucakladı öptü.
-Seni öpe öpe öldüreceğim, dedi.
-Ulan abdal üstüne çıkayım, diyor.
Birbirlerinin üstüne çıkıyorlar. İki kişi dediler ki:
-Bu abdal da bir iş var. Gardaş biz geriden seyredelim. Bunda bir iş var.
Bu adamlar geriye şöyle yüksek bir yere çıktılar.
Biri dedi ki:
-Şu sandıklarda ne var yahu?
-Valla onların içinde kafa görünüyor.
Adamlar kafayı çıkarıp seyrediyorlardı Köroğlu'nu.
-Biri dedi ki:
-Ortalık Kel Ali'nin bağı. Biz biraz daha geriden seyredelim.
Birisi dedi ki:
-Dinime de Köroğlu, imanıma da Köroğlu bu, dedi. Seyret sen.
Zengibarlı yağlı kendiri Eyvaz'ın boynuna geçirdi. Eyvaz hâlâ gülüyor.
-Arkadaşlar ben âşığım. Sazım da var. Şurda iki beyit türkü söyleyeyim. Allah'ını seven dinlesin, dedi.
-Söyle Zengibarlı, diyor, Bolu Beyi. Ulan şu adama bahşiş verin, diyor.

Aldı Zengibarlı (Köroğlu)

N'ettin Eyvaz oğlum n'ettin?
Bir elinle iki gözün kör ettin
Yağlı kendiri boynuna attın
Şu duşmanlar başa bela olacak oy!...

-Varol Zengibarlı varol! diyor Bolu Beyi, içmiş, kafası da yerinde değil.

Şimdi oğlum boynun darda
Soruyorum Çamlıbel nerde?
Kırk sandık bekliyor burda
Gan akıp meydan göl olacak oy!...

Hey! Zengibarlı saza vurdu
Eyvaz'ım da darağacına girdi
Köse Kenan seni gördü
Gan akıp şuralar göl olacak şimdi!...

-Arkadaşlar dedi, ben kılıç döğüşü de yaparım, dedi. Fakat bu günlerde kolum biraz antremansız. Bunun boynunu kesiyorum diye belki de ipi keserim. Koluma biraz hareket yaptırayım. Ben bunu asmayacağım, boynunu keseceğim, yahu.
Kılıcını çekti.
-Bir!
Kolunu yukarı kaldırdı.
-İki!
Eyvaz gülüyor.
-Üç!
Dördüncü de Eyvaz'ın bir karış üstüne kendire koyarsa, kendir düştü.
-Ben size söylemiştim. Kolumun antremensızlığından oldu, dedi. Kendir getirin!
Yeniden kendir getirdiler. Bir daha taktılar.
-Ulan arkadaşlar iki beyit daha söyleyeyim yahu, dedi.
O geride ki iki kişi:
-Seyredin az kaldı diyorlar.

Elimlen kendiri daktım
Eğildim de gözüne baktım
Gucakladım yüzünden öptüm
Zalım duşman bel olacaktır oy!...

N'oldu Eyvaz sana n'oldu?
O has bahça sana duzak oldu
Baban Köroğlu da gerek oldu
Şu zalım duşman bel olacaktır oy!...

-Arkadaşlar çok uzatmayalım, şimdi seyredin bunu. Kaç oldu?
-Dördüncü de kendiri kesmiştin, dediler.
-Dikkat edin ha! İyi dikkat edin!
-Beş...Altı... Yedi Eyvaz benim gerisi sizin, dedi.
Eyvaz'ı kucakladı, gardaş ana baba günü doğdu. O arkadaki iki adam hâlâ kaçıyor dağa yukarı.
Gardaş bir saatin içinde arpa tarlası gibi ettiler.
Köroğlu bir baktı ki, Bolu Beyi'ne on beş kişiyle kaçıyor. Bolu Beyi'nin yurduna girdiler. Pahada ağır, yükte hafif mallarını aldılar. Altın, akçe, inci, mercan...
-Tamam. Ne yapalım kaçmış? Gidelim, dediler.
-Ulan oğlum, ben Bolu Beyi'ni elde etmeden gitmem, dedi. Bir ay dururum burda, nereye gidecek ki, dedi.
-Baba gidelim!
-Gitmeyelim!
Arada bir münakaşaya başladılar.
Aldı bakalım Demirçioğlu sazı eline:

Gel Köroğlu ata binelim
Çamlıbel'e sağ salim dönelim
Şirin Döne'ye kına yakalım
Döne'n de yolları bekliyor oy!...

Güdümen o iki kişiyi tutmuş geldi. Güdümen dedi ki:
-Siz öldürdünüz, astınız, kestiniz. Ben birşey yapmadım. Bunları da ben öldüreyim, dedi.
DEVAMI YARIN

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Doğan KAYA Arşivi

B. HALK HİKÂYELERİ- 1. ESMEHAN

11 Temmuz 2025 Cuma 10:09

6. KÖROĞLU'NUN KAYBOLMASI

10 Temmuz 2025 Perşembe 09:52

6. KÖROĞLU'NUN KAYBOLMASI

09 Temmuz 2025 Çarşamba 10:10

6. KÖROĞLU'NUN KAYBOLMASI

08 Temmuz 2025 Salı 11:22

6. KÖROĞLU'NUN KAYBOLMASI

07 Temmuz 2025 Pazartesi 10:17

5. KÖROĞLU'NUN GÜRCİSTAN SEFERİ

06 Temmuz 2025 Pazar 09:36

5. KÖROĞLU'NUN GÜRCİSTAN SEFERİ

04 Temmuz 2025 Cuma 08:19

5. KÖROĞLU'NUN GÜRCİSTAN SEFERİ

03 Temmuz 2025 Perşembe 10:10

5. KÖROĞLU'NUN GÜRCİSTAN SEFERİ

02 Temmuz 2025 Çarşamba 09:31

5. KÖROĞLU'NUN GÜRCİSTAN SEFERİ

01 Temmuz 2025 Salı 10:00