
İbrahim YASAK
Bir Toplantının Ardından
Bir şehrin kültür hafızasının canlı tutulmasında, dünden bugüne taşıdığı zenginliklerin korunmasında ve yaşatılmasında konferansların, panellerin ve toplantıların yapılmasının fevkalade önemli olduğunu düşünmekteyim. Bu tür programların ilgili kurum ve kuruluşlarca özellikle de sivil toplum kuruluşları tarafından organize edilmesi ve şehrin gündeminde tutulması, müzakere edilmesi bir şehre sahip çıkmanın temel dinamiklerinden biridir. Bilgilendirilmenin ve bilgi edinmenin yanında o şehirde ikamet edenlerin bakış açısının ve yaklaşımının daha geniş perspektifle değerlendirmesine imkân sağlanmış olur.
Geçtiğimiz hafta sonu böyle bir toplantıyı takip etme fırsatım oldu. “Üç Medeniyet Bağlamında Sivas Mimari Kültürüne Bakış” başlıklı bu toplantı, kurulduğu günden bugüne milletimizin ve şehrimizin önemli konularını yetkin kişilerce gündeme taşıyan Türk Ocakları Sivas Şubesi’nce tertip edilmişti. Geniş katılımın olduğu toplantının konuğu ise dillendirdiği konular, kaleme aldığı metinler ve isabetli tespitleriyle bu kadim şehri ve şehrin temel hususiyetlerini kendisine dert edinen değerli bir hocamızdı. Sivas C. Ü. Mimarlık Fakültesi dekanı Prof. Dr. Uğur Tuztaşı’nın sunumuyla dinledik bu şehrin dünden bugüne hâl-i pürmelalini. Sivas’ın bin yıllık bir geçmişinde dünden bugüne bu topraklarda kurulan ve birbirinin devamı olarak sürekliliğini koruyan “Üç Medeniyet” bağlamında geçirilen ve değişen evrelerini, konusuna vakıf bir akademisyenin teşhis ve tespitleriyle, mimari ve medeniyet açısından değerlendirmeleriyle dinleme fırsatı bulduk.
“Sularını ve surlarını” kaybeden şehrin, tarihi süreç içerisinde kültürel varlığının temel taşları olan birikimlerinin yaşayan ve kaybolan izleri üzerinde gezindik konuşma boyunca. O değerlerin bugünlere taşınamayışının talihsizliğine ne kadar üzülmüş olsak da bir şehrin değişen çizgisini nelere neden olduğunu görmüş olduk. Muhakkak ki her devirde yapılan her eseri muhafaza etmek hem mümkün değil hem de gerekli olmayabilir. Ancak kültürel varlığın sembolü niteliğindeki sanat eserlerinin, şehre ruh ve anlam katan ve ona simge olan varlıkların günübirlik yaklaşımların kararına kurban edilmemesi gerektiğinin ne kadar önemli olduğunu gördük. Zira bir şehir, kendine özgü hususiyetleriyle ancak şehir olur ve tarihin akışı içerisinde şehrin ruhunu koruyarak varlığını devam ettirebilir ancak. Yoksa yeryüzünün herhangi bir yöresindeki birbirinin kopyası olan, sanatsal değeri olmayan lego kentlerinden birine dönüşür gider. Kendini özgün kılan alamet-i farikasını kaybeden şehirler, sadece insanların geçici sığındığı barınaklardan farksız kalırlar ne yazık ki… Sivas, Selçuklu, Osmanlı ve tabii ki Cumhuriyetle bulunduğu coğrafyanın bir mihenk taşı olarak tarihin akışı içerisinde adını öne çıkaran kadim bir şehir olarak özgünlüğünü ve özelliğini koruduğu sürece Sivas’tır ancak. Bu şehrin her ne kadar birçok değeri şu ya da bu zamanda kaybedilmiş olsa da hiç değilse var olanların asli fonksiyonlarıyla ve estetiğiyle korunarak yarınlara aktarılması, bugün bu şehirde yaşayan her bir ferdin sorumluluğundadır ve her bir ferdinin bu hususu kendisine dert edinmesi gerekir.
İşte bu nedenledir ki Prof. Tuztaşı’nın zaman, konum ve mekân belirterek yeniden gözlerimizin önüne serdiği Sivas’ın kültürel varlıklarının sunumunda bahsi geçen konular, herkes ve her kesim özellikle de karar vericiler tarafından dikkate alınması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Nihayetinde bir kez daha anlıyoruz ki, insanlarımızın hafızlarını yenileyerek kendisine emanet edilen şehrin değerlerini dertlenmesi gerekiyor, sahiplenmesi icap ediyor.
Bu güzel programın ardından çay sohbeti esnasında başka bir güzel çalışmaya daha şahit olduk. Ocak Başkanı Kadir Coşkun’un ifadesiyle “100 yıl sonra 22. sayı ile tekrar yayın hayatına başlamanın mutluluğu içerisindeyiz.” dediği “Birlik” dergisinin yeni nüshasını inceleme fırsatı buldum. Derginin “Takdim” yazısında “Yeniden ‘Birlik’ ” başlıklı yazıda şöyle diyor Şube Başkanı Kadir Coşkun: “23 Temmuz 1923’te yayın hayatına başlayıp Vilayet Matbaası’nın yanması, son üç sayının Samsun Hilal Matbaası’nda basımı ile 21 sayı olarak yayınlanan ‘Birlik’ dergimiz, 23 Nisan 1924’de Ocak adına çıkan yayınların çoğalması, oluşabilecek fikir çelişkilerinin önüne geçmek amacıyla yayın hakkının Genel Merkez’e verilmesi kararı üzerine 17 Mart 1924 tarihinde son olarak 21. sayı yayımlanabilmişti.” Bu ilk dönemde yayınlanan nüshaları Prof. Dr. Ahmet Bozdoğan başkanlığında bir ekip tarafından Latin harflerine aktarılmıştı. Ve bir ciltlik kitap halinde Türk Ocağı Sivas Şubesi tarafından kültürümüze kazandırılmıştı.
Şimdi ise bir asırlık aradan sonra “Birlik” dergisi kaldığı yerden ve yeniden yayın hayatında. Kapak tasarımıyla geçmişin izini bugüne yansıtan “Birlik” yeni dönemde “1923’den bugüne Türk Ocakları Şubesinin Dergisi” alt başlığıyla elimizde. Ocak-Mart 2025 tarih ve 1(22) sayılı nüshasının künyesi ise şöyle: İmtiyaz sahibi Sivas Türk Ocağı Şubesi adına Kadir Coşkun, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Bahadırhan Ceyhan, Genel Yayın Yönetmeni Yakup Avcu, Editör Muzaffer Arslan ile beş kişilik yayın kurulundan oluşuyor. Kapak hariç 36 sayfalık dergide, ilk dönem nüshalarında yayınlanmış bazı yazı ve şiirlerin yanında yeni şiir, yazı ve değerlendirmelerin de yer aldığı derginin ilk sayısı ‘takdim’de belirtildiği üzere “gençlere bırakılmış”. Genç kalemlerin yazı ve şiirleriyle kültür hayatımıza yeni bir soluk taşıyacak olan “Birlik” dergisine yayın hayatında başarılar diliyorum. İnanıyorum ki gençlerin çıkardığı dergiler, bir dergi olmanın ötesinde ekip çalışmasının, birlikte bir şeyler üretebilmenin ve yüreklerinde çağlayan umut dolu heyecanların ete kemiğe büründüğü bir “okul” olur. Düşünen, düşündüğünü yazan ve duygusunu cümlelerle ifade eden gençler millî mefkûrenin yarına taşıyıcı birer neferleri olarak bu şehrin ve bu ülkenin sesi olmaya devam ederler.
Gerek milletimizin ve şehrimizin meselelerinin gündeme alındığı bu tür toplantıların gerekse “Birlik” dergisinin başarılarla yoluna devam etmesini diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.