Tüm dünyanın Covit- 19 pandemi durumundan ne kadar mağdur olduğunu, tıp sistemlerinin felç olduğunu, ülke hükümetlerinin yönetim biçimlerini, haftalardır görüyoruz, okuyoruz, izliyoruz.
Hemen hemen tüm ülkeler perişan oldu. Yaşlılarını ölüme terk eden İtalya, hiçbir tedbir almayan İngiltere, yüz binlerce ceset torbası sipariş eden Amerika, sağlık çalışanlarına bile maske veremeyen Fransa, morglarda yer olmayınca koridorlara cesetleri sıralayan, huzurevindeki yaşlıları ölüme terk eden ve durumun daha kötüye gitmemesi için toplu şekilde doktorların dua ettiği İspanya?
Bazılarının gözünde büyüttüğü Amerika,süper güç olarak görüp hayran olduğu Avrupa, yaşamaya değer dedikleri Fransa ve diğer pandemi yaşayan ülkelerin halleri içler acısı.Binlerce insanları sokaklarda öldü, mezarları yoktu sokaklarda yakıldı. Sıcak ülkelerde ceset kokusundan duramaz hale geldiler.
Komik ve ilginç olan bir şey daha var ki o da medeni ve sanayisi çok güçlü olarak görülen bu koca ülkeler birbirlerinin eşyalarını çocuk gibi çaldılar. Amerika Fransa ve Almanya´dan, Almanya İtalya´dan, Polonya ve Çekya İtalya´dan, Fransa İsveç´ten maske çaldı. Almanya Sağlık Bakanının dediği gibi: "Maske savaşları başladı.´´
Böylelikle aslında batının maskesi düştü.
Neden bizim genelimiz daha sakin ve sabırla bu süreci atlatmaya çalışıyor, neden biz daha başarılıyız?
Çünkü bizim inancımıza göre aldığımız terbiye, gelenek göreneklerimiz var. Sabrı ve şükrü tavsiye eden büyüklerimiz, paylaşmayı bilen zengin bir yüreğimiz var.Türk milleti bu anlamda yeryüzünde muadili olmayan tek millettir.
Tabi inkâr edenler var, görmeyen, görmek istemeyen, kulakları olup duymak istemeyenler var. O da onların ayıbı ve nankörlüğü olarak kalsın.
Bütün dünyanın hayranlıkla izlediği, örnek gösterdiği ve övgüyle bahsettiği Türkiye´de ise sağlam bir alt yapıyla süreci çok iyi yöneten bir hükümetimiz var.
Biz kendi kendimize yetiğimiz gibi çökmüş Avrupa Birliğine yardım gönderen, herkes İMF´nin kapısında yatarken İMF´ye muhtaç olmayan bir devletimiz var hamd olsun.
Sayın Bakan Fahrettin KOCA açıklayınca, ecdadının izinde güçlü devlet olmanın haklı gururunu yaşadım.
Korona virüs sonrası Avrupa´dan 32, Afrika´dan 27, Asya´dan 25 ve Amerika´dan 9 olmak üzere toplam 93 ülke Türkiye´den yardım talebinde bulunmuş ve bu ülkelerin 40´tanesinin taleplerine karşılık verilmiş. Şu an Türkiye İMF´ den daha çok yardım istenen ülke konumuna geldi.
Türkiye´nin gönül coğrafyasının ne sınırları ne de din, etnik, kimlik ayrımı vardır çünkü.
Biz de kızdık Çin´e kedi, köpek yediniz dedik, yarasadan maymundan başka yiyecek mi bulamadınız, bu virüsü yaydınız diye. Ama işin başının Yahudi´ye dayandığını üst akıl denilen gurubun, dünya üzerinde oynadığı oyunu ve bu durumun biyolojik silah olduğunu da anladık.
Ancak bu savaş ummadıkları bir şekilde kendilerini daha fazla vurmaya başladı.
Burada İsrail´in yardım istemesi konusu -diğer yardım isteyen ülkelerin Türkiye´ye karşı düşmanlığına rağmen- muhtaç olmalarından daha acıklı. Nedeni ise Filistin ve Mavi Marmara olayı.
Sizin de hatırlayacağınız gibi Türkiye her zaman olduğu gibi merhametli ve yardımsever kişiliği ile bir zamanlar Filistin´e yardım göndermeye hazırlanmış ve Mavi Marmara isimli gemiyle yardım gönderirken İsrail askerleri tarafından durdurulup, gemi mürettebatı ve sivilleri öldürülmüştü.
İşte şimdi atalar sözü yerde kalmadı ve keser döndü,sap döndü.
Dünya ekonomisini ayakta tutan İsrail, hiç muhtaç olmayacak gibi hadsizken yardıma muhtaç oldu.
Üç İsrail uçağı geçtiğimiz günlerde Türkiye´ye inip koronavirüsle mücadelede kullanılmak üzere tıbbi malzeme aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın ?Aynı malzemeleri, aynı miktarlarda doğrudan Filistinlilere göndermek istiyoruz. Buna izin verin.? önerisini İsrail kabul etmeyince üç kargo uçağın İstanbul´dan kalkışına izin verilmedi.
Neymiş demek ki konuşan hayvanlar olarak gördüğünüz insanlara muhtaç olabilirmişsiniz.
Müslümanları öldürmeye odakladığınız çocuklarınız, gençleriniz, gün gelir Müslüman´ın ürettiği her ürüne muhtaç olabilirmiş.
Genleri Müslüman öldürmeye kodlanmış insan sürüsü bunlar.
Kendilerini üstün görüp diğer inanlara zülüm etmeyi ve öldürmeyi kabala geleneklerine göre farz gören varlıklar.
Siz daha çok muhtaç olacak daha çok mutsuz olacaksınız.
Çünkü eden bulur, kadim kural budur.
Büyük Allah´tır dedik inanmadınız.
Dünya beşten büyüktür, dedik yine inanmadınız. Paraya ve güce odaklı yaşadınız, bizler insana odaklı yaşadık.İnsanı yaşat ki devlet yaşasın, dedik çok şükür bugün de o değer verdiğimiz insanlar tek yumruk oldular.
İnanıyorum ki bu yaptığımız yardımlar gücümüz yettiğince her ne kadar bazılarının hoşuna gitmese de devam edecek.Bu zor zamanları atlattığımızda insani yardımlar konusunda Türkiye´nin karnesi hep parlak olarak kalacak.
Burada yardım talep eden İsrail bile olsa emin olun size de yardım ederiz. Çünkü yola çıkan kervana Yahudilerin ihtiyaçlarını da getirin, diyen bir peygamberin ümmetiyiz.
Bu tarihi zamanlardan,bu can yakıcı üzücü durumlardan geçerken, ülkemle, hükümetimle ve milletimle bir kez daha gurur duydum. İnşallah mübarek ramazana ayına girmek üzere olduğumuz bu kutsal aylar hürmetine, bu pandemiden en az zararla çıkma duası ile sağlıkla kalın.