?Hak aramak mı?? ya da ?arzuhal mi? ?dediniz?
Bilirler mi a´yı,b´yi,c´yi?
Getirebilirler mi yan yana, doğru dürüst üç-beş heceyi?
Onlar var olan yoklardır,
Beş yıldan beş yıla bile sayan kim?
Onlar belki rüyalarında mutlu,
Bu yüzden ayılmayanlardır.
Hep sayan, hep sayan
Ama hiç ?sayılmayanlar´dır...?
Gelinler el gapısına dövülmeye sövülmeye gider.
Ağzın olacak, dilin olmayacah.
Gözün olacah görmeyecek, gulağın olacah duymayacahsın.
Sesini yükseltmeyeceksin, seni kimse saymayacak, bunu büleceksin?
Emme sen herkesi sayacahsın. Gaynanandan, Gaynatandan önce yatmayacah; onlardan sonra gahmayacahsın. Gocanla böyüklerin yanında gonuşmayacahsın.
Göz göze bile gelmeyehsin. Çocuğun ağlarsa gaynananın, gaynatanın yanında gucağına almayacahsın.
Kimsenin yanında oğlunu, gızını öpmeyeceksin. Bu eve dirin girdi, ölün çıkacah.
Dönüp giderim diye baba evine bahmayacahsın.
Gocan üstüne guma bile alsa sesin çıhmayacah??
Nedir bu yazı böyle diye okuyanlarınız olmuştur inşallah, heyecan verici ama yaşanmış olaylar değil mi?
Belki bitmiş belki de kıyı köşe bir yerlerde hâlâ vardır sayılmayanlar; sayılamayanlar.
Bu yazıyı Sivaslı yazar, kıymetli ağabeyim Ahmet Mahir Pekşen´in Sayılamayanlar adlı romanından alarak yazdım.
Romanı okuduktan sonra acaba Sivas´ta kaç kişi okudu diye düşündüm; kaç kişi sevgili eşleri Fatma Pekşen´in yazar olduğunu bilir? Kaç kişi, yazar çiftimizin onlarca eserinin varlığından haberdardır?
Sivas´ta kaç yazar var? Eczacı, araştırmacı Yazar Müjgân Üçer hocamızı kaç kişi bilir? Ki kendileri, onlarca kitap, sayısız makale yazmış, köşe yazılarında bilgilerini aktarmıştır.
Aslında eli kalem tutan daha çok kişi var tabii ki? Sayın rektörümüz Alim Yıldız, Akademisyen Hüseyin Yılmaz, Şair Fikri Pınarlı, Kutlu Özen, Doğan Kaya, Ayşe Benek Kaya, Berat Demirci, Mustafa Balel, Necdet Sakaoğlu ve iftiharla ismini anıyorum, medarı iftiharımız Yavuz Bülent Bakiler?
Evet sayamadığımız kadar sayılmayanlar var, sivas´ta kitapları satılmazken diğer illerde imza sırasına girilen ama ilimizde bilinmeyenler?
Neden bilemiyorum ama kadir kıymet bilmeyen bir il gibi geliyor bazen Sivas.
Çalışırsın; bunun derdi ne derler.
Üretirsin, kenarda dur derler, olmadı üzer yıpratırlar, istisnalardır belki sayanlar sayılanlar?
Ama genelde öne çıkanı ayağından çeken bir toplumun fertleriyiz kabul edelim.
Çoğu kişinin böyle düşündüğünü sanıyorum ama üzerimizdeki ölü toprağını silkeleyip yazanı, çizeni, üreteni saymayı öğrenmeli, sayarken severken hep birlikte büyümeli diyorum.
Ya da hep birlikte ?Sayılamayanlar? olarak kalmaya devam edelim.