VİRÜSLERİNİZE SAHİP ÇIKIN

4 yıl önce

Nasıl başlasam nereden başlasam bilmiyorum aslında.

Ne bu ya? Küresel bir kâbus yaşıyoruz resmen.

Çin dediğimiz zaman, bütün dünyaya ihraç edilen, her türlü sahtesi yapılmış Çin malları, mikropları ve virüsleri geliyor aklımıza.

Yıllardır gündemimize gelen şahit olduğumuz virüs çeşitleri: Sars, Mers, Domuz gribi Kuş gribi vs. gibi hastalıkların kaynağı ne yazık ki Çin´den çıkıyor.

Yetti artık bıktık!  Kendi ülkelerindeki insanların hastalanıp öldüğü yetmiyormuş gibi diğer, bütün dünya ülkeleri de payına düşeni fazlasıyla alıyor. Buna acil önlemler alınmalı.

Televizyonlarda, sosyal medyada, Youtubede izliyoruz Çin´in beslenme alışkanlıklarını. Afedersiniz ama b.. yedikleri o videolarda görüyoruz ki çiğ fareden tutun da ahtapot, yarasa, yılan, kedi, köpek maymun, envai çeşit böceğe kadar her türlü pisliği yiyorlar.

Biz Müslümanız elhamdülillah, bir bakın Müslümanlar nasıl besleniyor? Hiç çiğ et, domuz veya mikrop üreten, bakteri oluşturan, sağlığı tehdit eden bir şey yiyorlar mı?

Beş vakit abdest bize nasıl fayda sağlıyor? Şimdi ?´El yıkayın´´ diye hijyene dikkat kesiliyorsunuz ya işte abdest almak hijyeni sağlar.

Namaz, vakitli spor yapmanızı sağlarken huzurlu bir ruh sağlığı verir, moralinizi daima yüksek tutar.

Misvak kullanmak Hz. Muhammed (s.a.v) in sünnetidir. Virüsler misvak olan yere gelmez, bakteri oluşturmaz.

Biz evimize dinimizin gereği ayakkabıyla girmeyiz. Kir olan yerde namaz kılınmaz çünkü.

Bize gerici, çağ dışı diyen sözde çağdaş, medeni Batılılar daha yeni temizliği öğrenmeye başladılar. O da virüs sebebiyle...

Allah´a şükürler olsun ki ?´Temizlik imandandır.´´diyen bir dinin mensubuyuz.

Zaten yakında doktorlar reçeteye İslam´ı yazacak.

Evet bizim güzel bir sözümüz vardı ne diyordu? Her koyun kendi bacağından asılır.´´ Ama bu sefer olmadı işte.

Bununla ilgili hikayemizi de burada hatırlatalım.

Behlül Hz. çarşı esnafına yumuşak dille çeşitli nasihatlerde bulunur. Çarşı esnafı bundan rahatsız olur. Harun Reşid´e giderek şikâyette bulunurlar:

-Bize karışmasın, günah da bizim, sevap da bizim. Ona ne, her koyun kendi bacağından asılır derler.

Harun Reşid, Behlül Hz. çağırarak olanları anlatır. Bir daha onların işine karışmamasını ister.

Behlül Hz. hiç cevap vermez. Doğru kasaba giderek yeni kesilmiş, parçalanmamış bütün bir koyun alarak çarşının ortasına asar. Çarşı esnafı buna bir anlam veremez. Delidir ne yapsa yeridir derler.

Günler geçtikçe koyundan pis kokular gelmeye başlar. İyice rahatsız olunca, gene Harun Reşid´e giderek şikayetçi olurlar:

-Behlül çarşının ortasına koyunu astı. Koyun koktu. Kokudan duramıyoruz derler.

Harun Reşid çok meraklanır. Behlül neden böyle bir şey yaptı diye. Hemen çağırtıp nedenini sorar. Behlül Hz.

-Aman Efendim der. Kime ne zararı var hayvanın. Kendi bacağından asılmış duruyor.

-Kokusundan herkes rahatsız olmuş, bana şikayete geldiler deyince:

-İşte der, kimse kimsenin günahını çekmez ama kötülük öyle bir şeydir ki kokusundan cümle âlem rahatsız olur.

??

Biz de Çin´in beslenme kültürüne, bize ne dedik, bütün dünya olarak bunun sonuçlarını gördük.

Şimdi yine de karışamayız ama bu virüsler yüzünden bunca ölüme sebebiyet verdikleri ve bütün dünyayı kaosa sürükledikleri için bu yanlarına kalmamalı. Virüs görülen ülkeler Çin´e tazminat bile açmalı.

Çin Dışişleri Bakanı çıkmış, biz virüsü yendik, vaka sayısı 1´e düştü, riskli ülkelere seyahat etmeyin, diyor. Bu durumdan bile bir başarı öyküsü çıkarıyor.İran´a yardım çağrısı yapıyor,İtalya´ya tıbbi yardım uçağı gönderiyor, hatta gönderdiği kutulara not yazıyor:?´Her birimiz aynı denizin dalgalarıyız.´´Biz başlattık, atlattık şimdi dünya düşünsün diyorlar herhalde.

Şaka gibi.

Çin ile dünya irtibatı kopardı, fabrikaları her gün kapanıyor. Ülkenin petrol ihtiyacı %50 azaldı, çöküşe doğru gidiyor. Milyarlarca dolar zarar edip, üretim durma noktasına gelmiş. Hala piyasa güveni oluşturmaya çalışıyorlar.

Gördüğüm en trajikomik devlet propagandası bu olabilir.

Bugüne kadar sizin yaptığınız her türlü hinliğe katlandık, bir telefonu bir yıllık asgari ücretlinin maaşına neredeyse denk sattınız, ucuz ürünler çıkartıp dünya piyasasını alt üst ettiniz.

Olmadı Hubei  Wuhan´da kurulan yabani hayvan pazarından dünyaya yaydığınız virüsle dünyayı ateşe verdiniz. Kendi canlı  hayvan pazarlarınıza her türlü vahşi hayvanı yan yana, iç içe koyarak, yine yan yana kesip, kanlarını sıvılarını birbirine bulaştırdınız.

Onlardaki virüslere dikkat etmediniz. Orada kestirdiğiniz hayvanların boklu bağırsaklarını yediğiniz videolar hala yayınlanıyor ve denetim sıfır.

Kendi pazarlarınızı bile mikroplardan arındıramayacak kadar zavallı büyük güçlersiniz.

Çok değil sadece 5 ay önce, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping konuşma yaparken cümlesi şuydu: ?´Hiçbir güç Çin´i durduramaz.´´

Titanik müstekbirlerinin ?Bu gemiyi tanrı bile batıramaz? sözüne ne çok benziyor değil mi?

Ne kadar aciz olduğunuzu gördük. Hepiniz Firavun´un burnuna giren sivrisineğin Firavun´u helak etmesi gibi, gözle görülmeyen bir virüse yenik düştünüz.

Peki her yaptığı yanına kâr kalan dünyanın büyük güçleri olan sizin(!)  bu da yanınıza kalsın mı? Bence kalmasın.

Eh artık çözüm konuşulmalı bu büyük beladan sonra.

Dünya liderleri, dünya sağlık örgütü sağlık bakanlarını toplasın kurallar koysun. Dünyayı tehdit eden virüs kimden çıkarsa, hijyene kim dikkat etmezse, küresel  tehdit oluşturacak biyolojik savaş için virüs üreten ülkelere cezası verilsin. O ülke tazminat ödesin mesela, borçlansın aklı başına gelsin.

Dünya beşten büyük dedik aldırmadınız. Allah kendi yarattığı dünyayı size bırakmaz. O kadar güçlü görmeyin kendinizi.

Titanic´i bir buz dağı batırdı.

Belki de Koronavirüs sizin buzdağınızdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI