“DİNİME DAHLEDEN BARİ MÜSLÜMAN OLSA”

-ABD, Küresel terörizmin ve istila düzeninin ta kendisidir.

Uğur YILDIRIM

3 yıl önce

-ABD, Küresel terörizmin ve istila düzeninin ta kendisidir. Darbelerle, işgallerle, sömürü düzeni ile dünyanın jandarmalığına soyunan, gözyaşından ve kandan beslenen ABD’nin haydut bir devlet olduğu tarihi bir hakikattir. ABD’nin ayakları yere basmayan çiçeği burnunda Başkanı Biden’in “1915 olaylarını” sözde soykırım olarak açıklaması tam bir rezalettir, politize edilmiş bir rüşvettir. 15 Temmuz darbesinde parmağı olan ABD derin devleti ve şuan görev başındaki Başkanı Biden hadsiz bir açıklama ile Ermeni diasporasına 2020 ABD seçimlerinde verdikleri destek için diyet ödemiştir. Ne ABD, ne başka bir ülke tarihsel gerçekleri politik çıkarları için karartıp gölgeleyemez. Türkiye’ye 1915 olaylarını “soykırım” olarak dikte edemez.

 

-Türkiye Cumhuriyetinin ve devlet adamlarının yıllardır her defasında “1915 olaylarının”araştırılması için dünya ülkelerine ortak bir tarih komisyonu kurulup, taraf devletlerin arşivlerini birlikte açmaları için tarihçilere “hodri meydan” denilerek davetler yapıldı. Fakat her ne hikmet ise iddialarında ve söylemlerinde samimi olmayanlar, kendi savlarına güvenemeyenler, iddialarının gerçeklerle ters düşeceğini bilen çukur siyaseti güden ülkeler ve onun düşük profilli liderleri ne yazık ki yalanlardan ve iftiralardan nemalanmayı devlet adamlığı görüyorlar.

 

-Biden’in “1915 olaylarını” sözde soykırımmış gibi açıklamasının altında yatan hazımsızlıkları görmek gerek... ABD’nin arkasında olduğu 15 Temmuz başarısız darbe girişiminden, Suriye’deki El Bab ve Afrin operasyonlarından, Karabağ’daki Ermeni işgalinin sona erdirilmesindeki Türk Savunma Sanayisinin başarısından, Mavi Vatan Akdeniz’deki Türk hakimiyetinden, Türkiye’nin NATO’ya ve ABD’nin baskılarına aldırmadan S-400 savunma sistemlerini alıp aktif etmesinden, Libya’nın Batı tarafından sömürülmesine izin vermeyen Türkiye’nin hamlelerinden “küresel aktör” olma yolundaki engelleri başarıyla aşan Bağımsız Türkiye’yi hazmedemediği “kuyruk acısı” var.

 

-ABD Başkanı Biden, öncelikle kendi tarihi ile, ABD’nin katliamlarıyla yüzleşmeden Türkiye hakkında hüküm vermesi, açıklama yapması hadsizlikten başka bir şey değildir. ABD denen Emperyalist ve istilacı devlet; Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de, İran’da, dünyanın bir çok mazlum coğrafyasında yıllardır bebeklerin ve masumların eline bulaşan kanını yıkamadan hiç bir devlet ve millet hakkında yargılayıcı bir hüküm veremez.

 

-Türkiye’ye ve onun necip milletine hiçbir medeniyet, hiç bir devlet; yaratılmışların en şereflisi olan insanın değerini, adalet kavramını ve kutsal yaşam hakkını öğretemez. Soykırımın ne olduğunu bilmek isteyenler önce Fransa’nın Cezayir’de katlettiği bir buçuk milyon müslümana ne olduğunu sorgulamalı... Hitlerin Nazi Almanyasının gaz odalarında, fırınlarda diri diri boğulup katledilen Yahudileri sorgulamaları... Çin’de asimile edilip hapishanelerde yok edilen milyonlarca Uygur Türkünün, Myanmardaki insanlığın uğradığı soykırımın hesabını sormalı, Rusya’nın Sibirya’ya trenlere doldurup aylarca açlığa, susuzluğa ve soğuğa terk edilerek ölüm yolculuğuna terkedilen Ahıska Türklerinin akibetine cevap aranmalı... Aynı bu gün Suriye’li kardeşlerimize sahip çıktığımız gibi: Zulme, işgale, ölüme itilmiş; diline, dinine, ırkına bakılmadan tarih boyunca kucağını açan, ekmeğini paylaşan tek millet Türk Milleti olmuştur. Tarihsel gerçeklerle korkusuzca hesaplaşacak bir millet varsa o’da Türk Milletidir...

 

-1490’larda Hispanyola’nın Aravak milletine yaptığı ilk İspanyol saldırıların 1890’larda ABD Ordusu’nun Wounded Knee’de Siu yerlilerini katletmesine baksın. Kuzey ve Güney Amerika’nın yerli halkları sonu gelmeyen katliamlarla öldürüldü. Bu zamanda Batı Yarımküre’deki yerli halkın yüz milyonu katledildi. Tarihçi yazar David E. Stannard’ın “Avrupalıların ve beyaz Amerikalıların Kuzey ve Güney Amerika’nın yerli milletini yok etmesi dünya tarihinin en büyük soykırımıydı” diye açıklıyor.  Stannard, Avrupalılar veya beyaz Amerikalılar nereye giderse, oradaki yerli halkın ithal edilmiş vebalar ve vahşi barbarlığın arasında sıkıştığını ve bunun da genel olarak Kızılderilerin nüfuslarının yüzde doksanbeşinin yok olmasına sebep olduğunu ortaya koyuyor.

 

-Dilimizde “Dinime dahleden bari müslüman olsa” diye güzel bir atasözümüz var. İşte tamda emperyalizmin hamisi ABD’yi anlatıyor. Tarihçi ve araştırmacı yazar Stannard, cinsiyete, ırka ve savaşa karşı antik Avrupalı ve Hristiyan tutumlarını derinlemesine incelediği kitabında şu tespitlere yer veriyor. Avrupalıların ileri sürdüğü Yeni Dünya’nın asıl sahiplerine karşı yüzyıllardır hale devam eden soykırımlar Orta çağın sonlarında hazırlanmış bir katliamdır. Stannard, Amerikan Katliamı’nın faillerinin, daha sonrada Nazi Katliamı’nın mimarlarının yaptığı gibi aynı ideolojik kaynaktan yararlanarak katliamlar yapmışlardır.

 

-Tüm bu gelişmeler karşısında ülke olarak, millet olarak gaflet ve delalet uykusundan uyanmalıyız. Millet ve İslam Alemi olarak; Batı’nın iki yüzlülüğünü, hadsizliğini artık görmeliyiz... Batı’nın tek hesabı bulunmaktadır: O’da kendilerinden olmayan; dini, dili ve tarihsel ortaklığı bulunmayan milletleri dışlayıp, Haçlı zihniyetinin egemen olduğu bir Hıristiyanların tek sahibi olacağı Dünya Düzeni... Artık domatesle, patatesle, soğanla milli birliğimizi bozmaya yönelik kısır döngü olan algı oyunlarından millet olarak uzaklaşmalıyız. Hitlerin propaganda danışmanı Goobelsin yalan tezleri ile milletimizin ve vatanımızın bekasına dahledilen Olimposun çocuklarına karşı vahdeti vücûd olmalıyız. Kısır ve anlamsız tartışmalar, didişmeler bize zarar veriyor, gençlerimizi nefretle dolduruyor. Saygı, sevgi ve birlikte üretmek geleceğimizin teminatıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI