İLÂHÎ AŞK

İLÂHÎ AŞK

MUAMMER OYTAN

2 yıl önce

Sevgi zevk ve lezzet veren bir şeye tabiatın meyletmesidir. Eğer meyil pekişir ve kuvvetlenirse ona aşk denir. Sonunda sevgiliye kul-köle olmaya kadar varır. Bütün malını-mülkünü onun için harcar. Örneğin Züleyha, Yusuf’un aşkından o dereceye vardı ki bütün malı ve güzelliği gitti. Yetmiş deve yükü mücevherlerini, Yusuf’tan haber getirenlere dağıttı. Züleyha iman edip de Yusuf aleyhisselâmla evlenince O’ndan ayrıldı; birlikte olmaktan kaçındı ve kendini tamamen ibadete verdi.Yusuf (a.s.) birlikte olmaya çağırdıkça:

Ey Yusuf, ben seni Allah Tealâ’yı tanımadan önce sevdim ama O’nu tanıyınca başkasına sevgim kalmadı, O’nu kimse ile değişemem. Dedi. Firavun’un karısı Asiye, imanını Firavun’dan saklardı. Firavun O’nun imanına vakıf olunca O’na işkence edilmesini emretti. Ve her türlü işkence uygulandı. Firavun:

Dininden dön! Diye zorladı, güneş altında akıl almaz işkenceler yaptılarsa da dönmedi. “ Sen benim ancak nefsime hükmedebilirsin; kalbim ise Rabbimin korumasındadır. Beni lime lime etsen de bu, benim Allah’a olan sevgimi artırır.” Dedi. O sırada oradan geçen Musa (.a.s) a, Asiye şöyle seslendi: Ya Musa, bana haber ver; Rabbim benden razı mıdır? Yoksa bana kızgın mısdır? Musa (a.s.): Ey Asiye, göklerin melekleri seni beklemektedir! Allah seninle iftihar ediyor! Bir isteğin var mı, sen onu söyle, dedi. O da: Rabbim, bana kendi yanında cennette bir ev yap ve beni Firavundan, zalimler topluluğundan kurtar. Dedi. ( İmam-ı Gazelî, a.g.e.s.57)  

 

 

 

TATLI DİLLİ, GÜLER YÜZLÜ VE HOŞ GÖRÜLÜ OLMAK

            Bizi gerçek anlamda insan yapan, bizleri güzelleştirip değerli kılan ve öteki canlılardan ayıran özelliklerin başında söz söyleme yeteneğimiz gelir. “Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır…”(Bakara,2/263) diyen Yüce Rabbimiz, güzel söz söylemenin ve insanları bağışlamanın ne kadar önemli olduğunu belirtmektedir. Güzel bir söz, kalplerin yaralarını sarar, onları hoşnutluk ve güler yüzlülük duygularıyla doldurur. Bağışlama, ruhların kirlerini temizler, yerine kardeşlik ve doğruluğu yerleştirir. Dilden kalbe yol vardır: İnsan diliyle kendisini de başkalarını da yüceltir. İslam adabının gereği olarak tatlı konuşmak ve güler yüzlü olmak durumundayız. Güler bir yüz, tatlı bir dille tamamlandığı zaman insana bütün kapılar açılır. Gönüller güzel ve hoş sözlerle kazanılır.(Dr.Bahattin Akbaş, Güzel Söz ve Bağışlama Sadakadır, Kur’ân’dan Öğütler 1 , D.İ.B.Yayını, s.268-269)

Affetmek; kasıtlı veya kasıtsız olarak kötülük veya haksızlık eden, suç veya günah işleyen birini bağışlama, cezalandırmaktan vaz geçme anlamına gelen bir ahlâk terimi olup İslâmın müminlerde bulunmasını istediği önemli erdemlerden biridir.“…Şüphesiz ki Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.” (Hac,22/60). “Bir kötülüğün karşılığı, onun gibi bir kötülüktür (ona denk bir cezadır) . Ama kim affeder ve arayı düzeltirse onun mükâfatı Allah’a aittir. Şüphesiz O zalimleri sevmez.”( Şûrâ,42/40). “…Onlar affetsinler, vazgeçip iyi muamelede bulunsunlar. Allah’ın sizi bağışlamasını arzu etmez misiniz ? Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”(Nûr,24/22). “Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir.”( A’râf, 7/ 199).

Hoşgörü ise; bir kimsenin kendisine kötülük edene aldırmaması, ondan yüz çevirmesi, onu hoş görüp bağışlaması anlamına gelir. Yüce Mevlâmız, “Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir” (A’râf, 7/ 199) ayetinde, insanî ilişkilerde kişinin kolaylaştırıcı olması, suç ve kusurları bağışlayarak onları affedip sıkıntıdan kurtarması ve onlara maddi- manevî yardımlarda bulunarak fedakârlık örneği sergilemesi, kısaca hoşgörülü olması öğütlenmektedir.

BİRBİRİNE KARDEŞ GİBİ DAVRANMAK.

 

Kur’ân-ı Kerim’de buyrulmaktadır ki “Müminler ancak kardeştirler; onun için iki kardeşinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki merhamet olunasınız !” (Hucurât,49/10). Şu halde müminlerin birbirlerine karşı gerçek bir kardeş gibi davranmaları, kavgadan-nizadan uzak durmaları; birbirlerini kıskanarak basit menfaat ve çıkarları için birbirlerinin kuyusunu kazmaktan vazgeçmeleri; uyum içinde, anlayış içinde, yardımlaşma içinde, iyi komşuluk ilişkileri içinde davranmaları ve anlaşmazlığa düşmüş olanların aralarını düzeltmeleri gerekir

Cenab-ı Hak; “Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder kötülükten alıkoyarlar. Namazı kılar, zekatı verirler. Allah’a ve Resûlüne  itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir…”( Tevbe,9/71)  buyurmaktadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI