Kadir Gecesinin Fazileti.

Kadir Gecesinin Fazileti.

MUAMMER OYTAN

2 yıl önce

Bu gecenin, Ramazan’ın hangi gününün hangi gecesi olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Cenab-ı Allah, arayışta bırakmayı tercih etmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.), “Ben Kadir Gecesini arayarak ilk on günde itikâfa devam etmiştim. Sonra ortadaki on günde itikâfa devam ettim. Sonra bana Melek geldi ve Kadir Gecesi son on gündedir.” dedi; “Ve benimle beraber itikâfta bulunanlar dilerlerse son on günde de itikâf etsinler” buyurdu. O insanlar da Resûlullah ile beraber itikâf eylediler. Peygamber Efendimiz, “Bana Kadir Gecesinin tek gecede olduğu gösterildi.” buyurdu.Bu bilgiler ışığında Mübarek Kadir Gecesinin Ramazan Ayının 27.ci gecesi olduğu umulmaktadır.

Rivayete göre, Hz. Ömer (r.a.), Huzeyfe (r.a.) ve ashâb-ı kirâmdan bir çoğu, Kadir Gecesinin ayın yirmi yedinci gecesi olduğu hususunda hiç şüphe etmiyordu.(İbn Hibban, Tenzibût-Tezhib, s1/384)

Bu konuda bizzat Peygamberimizin de bir Hadisi vardır: İbn Ömer’den rivayet edildiğine göre Resûl-ü Ekrem: “ Kim Kadir Gecesini araştırıyorsa, onu yirmi yedinci gecede arasın !” buyurmuştur.(Ahmed, Müsned, 1/240) 

Peygamber Efendimiz, Kadir Gecesinin, içinde Kadir Gecesi bulunmayan 1000 aydan daha hayırlı olduğunu buyurmuştur. Bu süre 84 seneye yakın bir süre etmektedir.Bu gecede 6 saatlik bir ibadet süresinde, saat başına 13 yıl düşmektedir.Bir saat ibadet etmekle 13 yıl ibadet etmiş gibi sevap kazanılabileceği umulabilecektir.

Mübarek Kadir Gecesinin ölçülemez faziletlerinin bir kaynağı da bu gecede ebedî bir mucize olan Kur’anı Kerim’in Peygamberimiz (s.a.s.) e indirilmeye başlanmasıdır.Bu gecede Kur’an’ın indirilmesinin sonucu: Cebrail (a.s.) ve melekler, Cenab-ı Allah’ın emriyle, her türlü iş ve işlemler için yeryüzüne indirilirler. Sayılarının bilinemeyecek kadar çok olduğu düşünülmektedir. Bu gece, insanoğlu, Cebrail (a.s.) ve meleklerle aynı mekanı yani yeryüzünü paylaşmaktadır.

 

Bu Gece Nasıl Değerlendirilmelidir?

Sevgili Peygamberimiz, “Kim Kadir Gecesini sevabına inanarak içtenlikle ihya ederse, geçmiş-gelecek günahları bağışlanır” buyurmuştur.O halde, bu gecede:

Allah rızası için ibadet edilmeli; namaz kılınmalı, Allah’a kulluk duygusu geliştirilmelidir. Özellikle yatmadan önce 2 rekat namaz kılınması ve abdestli olarak yatılması güzel olur. 2 veya 4 rekat teheccüt namazı kılınmalıdır. 2-Kur’anı Kerim okunmalı, okuyanlar dinlenmeli, anlamı üzerinde düşünülmeli, tefekkür edilmelidir.

3-Peygamberimiz (s.a.s.)’e salât ü selâm getirilmeli, O’nun şefaati ümit edilerek sadakat tazelenmelidir.

4-Vaaz ve nasihatlar dinlenmelidir.

5- Ehil din adamlarınca, gecenin önemine dair yapılacak sohbetlere iştirak edilmelidir.

6-Hulûsi kalp ile, ihlâs ile tövbe ve istiğfar yapılmalı; ciddi bir nefis muhasebesi ile yapılmış olan hatalardan dönmeye karar verip azmedilmelidir.

7- Allah Tealâ zikir edilmeli; tefekkür edilmelidir.

8- Hulûsi kalp ile çok dua edilmelidir. Peygamber Efendimizin bu Gece: “Allah’ım, Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet!” şeklinde çokca dua ettiği kaynaklardan anlaşılmaktadır.

Hz. Aişe de, Peygamber Efendimize, Kadir Gecesinde nasıl dua edeyim diye sormuş. Resul-ü Ekrem: “Allah’ım sen affedicisin, cömertsin, affetmeyi seversin beni de affet !diye dua et ” buyurmuştur.Mübarek Kadir Gecesi hürmetine, Rabbimizden, bizlerin, cümlemizin ve  bütün Müslümanların, günahlarımızı bağışlamasını; fazileti büyük bu Mübarek Gecenin, hayırlara vesile olmasını, kardeşlik, sevgi ve saygı bağlarının kuvvetlenmesini; İslâm Âleminin birliğine vesile olmasını ve bütün insanlığın belâ ve musibetlerden uzak olmasını niyaz etmeliyiz.

Kadir Gecesinin gündüzünü de tıpkı gecesi gibi değerlendirmek büyük sevaptır. ALLAH’I  ZİKİR VE TESBİH ETMEK :

Zikir, Allah’ı hatırlamak, O’nu güzel isimleri ile anmaktır.

Zikir, Allah ile kul arasında kuvvetli bir bağdır. İnsanın en huzurlu anı, Allah’a yönelip, baş başa kaldığı andır. Allah’a yönelmenin en güzel yollarından biri de zikirdir. Yüce Allah’a kulluk etmek, hayatın her alanında O’nu hatırlamak ve O’nun rızasına uygun davranmakla mümkün olabilir. Allah’ın kulu olduğu bilincinden yoksun olmak ve O’na karşı kulluk vazifelerini umursamamak, Kur’anı Kerim’in ifadesiyle, Allah’ı unutmaktır. Yine Kur’anı Kerim’in ifadesiyle, Allah’ı unutanların, O’nu anmaktan yüz çevirenlerin sıkıntılı bir hayatı olacaktır. Aksine, kulluk sorumluluğunu hep hatırında tutanlar, Rabbimizin “Siz beni anın ki ben de sizi anayım!” (Bakara, 2/152) müjdesine nâil olacaklardır.

Zikir;Allah’ı isim ve sıfatlarıyla anmak, tefekkür etmek ve gaflet içerisinde olmamaktır. Allah’ı gönül ve dil ile zikretmekle beraber, O’nu hayatın içinde de anmak ve rızasına uygun davranmalıyız. Allah’ı yalnızca darda kaldığımız zamanlarda değil, maddi ve manevî hiçbir tasamızın bulunmadığı durumlarda da nimetlerini anarak, zikrederek, O’na karşı şükran vazifemizi yerine getirmeliyiz.

Yüce Allah’a secde ve tesbihte bulunmak, Allah’ın hükmünün, her zaman ve her yerde geçerli olduğunu; hiçbir şeyin  O’nun buyruğu dışına çıkamayacağının bilinmesi demektir. “Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tesbih ederler. Ancak siz onların tesbihini anlamazsınız !” (İsrâ, 17/44).

Zikir; kalple zikir, bedenle zikir, dil ile zikir olmak üzere üç kısma ayrılır . Kalple zikir; Allah’ın varlığını, birliğini, niteliklerini, yüceliğini ve eşsizliğini düşünmek ve kabul etmek; Kur’anda anlatıldığı, tanıtıldığı ve bildirildiği şekilde tanımak, anlamak ve bilmektir. Hz. Peygamber, “Her şeyin bir cilası vardır, kalbin cilası da Allah’ı zikirdir ” buyurmuştur.

            Beden ile Zikir: Başta namaz kılmak olmak üzere, gözün, kulağın, el ve ayakların, dilin, aklın, kısaca bütün organların, Allah’ın ve Peygamberinin emir ve yasaklarına uygun olarak, haram ve kötülüklerden sakınıp insanlara yararlı-faydalı işlerde kullanılması, meşru işlerde çalışması, üretmesi bedenle zikir demektir.

            Dil İle Zikir:  Allah’ı güzel isimleriyle anmak, övmek, yüceltmek, noksan sıfatlardan tenzih etmek, O’nun varlığını –birliğini –eşi ortağı ve benzeri bulunmadığını; gücünü-iradesini ve nimetlerini ifade eden cümleleri söylemek, dua etmek, Kur’an okumak  şeklinde yapılabilir.

Dil ile zikir nasıl yapılmalıdır ?

Dilin, kavgadan-nizadan-küfürden-kötü alışkanlık sözlerinden-dedi-kodudan, munafıklıktan v.b. arındırılarak  ayakta iken, yürümekte iken, otururken veya yan yatmış halde, kısaca her zaman –her yerde –her halûkârda söylenebilecek sözler şunlardır :

 

· Lâilahe İllallah !=Allahtan başka ilah yoktur, sadece Allah vardır

· Muhammedün Resulullah= Muhammed Allahın Resulüdür .

· Süphânallah !=Her türlü noksanlıklardan Allahı tenzih ederim.

· Elhamdü lillah != Allah’a hamdederim, şükrederim; her türlü övgü Allaha özgüdür.

· Allahu Ekber ! = Allah en büyüktür.

· El-hamdü lillâhi Rabbb’il-Alemîn = Alemlerin Rabbi Allaha hamdolsun !

· Esteğfurullâhe’l-azîme ve etûbü ileyh =Yüce Allahtan mağfiret diler ve O’na tövbe ederim !

· Esteğfurullâhe ve etûbü ileyh =Allahtan mağfiret diler ve O’na tövbe ederim .

· Sübhânellâhi ve bi hamdihî=Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim ve O’nu överim

· Süphâne Rabbî ve bi hamdihî= “    “           “               “        “             “         “

· Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh= Güç ve kuvvet ancak Allah’ın ihsanı ile vardır.

· Eşhedü en lâilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke leh ve eş hedü enne Muhammeden abduhû ve Resûlühû_= Ben tanıklık ederim ki Allahtan başka ilah yoktur, sadece O vardır ve O’nun ortağı  yoktur . Yine tanıklık ederim ki Muhammed Allah’ın kulu ve Elçisidir.

· Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr. = Allahtan başka ilâh yoktur, sadece O vardır, O’nun ortağı  yoktur . Mülk O’nundur . Her türlü övgü O’na aittir. O her şeye gücü yetendir.

· Süphânellâhi ve’-l-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh’il aliyyil azim =Allahı noksan sıfatlardan tenzih ederim, her türlü övgü Allaha mahsustur . O’ndan başka ilâh yoktur . Allah en büyüktür . Güç ve kuvvet ancak aziz Allah ile vardır.

· Ayrıca Esma-ül Hüsnadan (Tanrının güzel isimlerinden) bazıları da tespih çekilebilir: “ Ya Zülcelâli vel ikram ”; “Ya Rahman-i Ya Rahim ”; “Ya Kuddüs ya Mennan ”  “Ya Evveli, Ya Ahiri, Ya Zahiri, Ya Batın ”; “Ya Hû Ya Allah ”; “Ya Ezelliyül Ezeli ”; “ Ya Hayyû Ya Kayyûm”  bunlardandır…

Yüce Allah’a secde ve tespihte bulunmak, Allah’ın hükmünün, her zaman ve her yerde geçerli olduğunu; hiçbir şeyin O’nun buyruğu dışına çıkamayacağının bilinmesi demektir. “Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tesbih ederler. Ancak siz onların tesbihini anlamazsınız !” (İsrâ, 17/44).

İnsanın, yukarıda yazdığımız zikirlerden bazılarını, yapabileceği kadarını seçip, her gün 33’er defa çekmesi ne kadar güzel olur. Diyelim ki yürüyüş yaparken, yürüyüş bandında iken, Tv. seyredekken, yan yatmış istirahat ederken, eline bir tespih alıp her bir zikri 33 defa çekmesi ne kadar güzel olur!

ÜÇ AYLARDA ALLAH TEALÂ’YI ZİKRETMEK.

Allah Tealâ’yı zikretmek için üç ayların yani Recep, Şabân ve Ramazan aylarının ayrı bir önemi vardır: Recep Ayının ilk günü iki rekat nafile namazı kılınır;111 defa  “Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammed” diye Peygamber Efendimize salat ü selam getirilir. Akabinde 1660 defa “Yâ Allah!” diye tespih çekilir. Bu başlangıç mahiyetindedir.

Bu birinci günde ve sonraki üç ay boyunca her gün 1100 defa “Lâ İlâhe İllallah!”  ve 100 defa da “Muhammedün Resûlullâh” diye tespih çekilir. Böylece üç ayların sonunda 90.000 kelime-i tevhid tamamlanmış olur! 9.000 defa da Muhammedün Resûlullah denilmiş olur.

ZİKİRLE, HEP ZİKİRLE

Yalandan, riyadan kaçılmalı,

Allah’ı zikirle, hep zikirle,

Semavî kapılar açılmalı,

Allah’ı zikirle, hep zikirle,

 

Açalım ol beyaz gonca gülde,

Mevlâ’ya akalım coşkun selde,

Kabe’ye koşalım esen yelde,

Allah’ı zikirle, hep zikirle !

 

Hayattan, değerli ibret aldım,

Sık sık derin tefekküre daldım,

Tevazuda toprak gibi oldum,

Allah’ı zikirle, hep zikirle.

 

Kalbî duygularımı yazdım,

İlâhî aşk göllerinde yüzdüm,

Rüzgârdan Resûl selâmın sezdim,

Allah’ı zikirle, hep zikirle !

 

OYTAN Muammer yanar kavrulur,

Yedi iklim dört köşe savrulur,

Nefis ıslah olup muma çevrilir,

Allah’ı zikirle, hep zikirle !

 

KADİR GECESİ

On iki ayın sultanı, en yücesi

Ol gece indi Kur’anın ilk hecesi

Sehere kadar sürer Rab inayeti(lütuf)

Bin aydan hayırlıdır Kadir Gecesi!

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI