EVLENME ve BOŞANMALAR

AVUKAT EYÜP DEMİRER

5 yıl önce

         Değerli Okuyucular;

         Bu yazımızda sizler ile TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumunun) verileri doğrultusunda ülkemizde evlenme ve boşanmalarda istatistiki verileri paylaşıp gelinen nokta ve sonuçları ile birlikte gelecekte bizleri bekleyen daha vahim sonuçlar üzerinde yorumlarımızı dile getireceğiz.

         TÜİK, 2017 yılında evlenen çiftlerin sayısını 569 bin 459, 2018 yılında ise 553.202 olarak açıklanmıştır. Azalma oranı yüzde 2,9 olmuştur.

         Kaba evlenme hızı binde 6,8 olarak gerçekleşmiş olup;

         2017 yılında boşanan çiftlerin sayısı 128.411 iken, bu oran 2018 yılında yüzde 10,9 artarak 142.448 olarak belirlenip açıklanmıştır.

         Kaba evlenme hızının 2018 yılında en yüksek olduğu il, binde 8,55 ile Kilis oldu. Bu ili binde 8,29 ile Adıyaman, binde 8,05 ile Aksaray izledi. Kaba evlenme hızının en düşük olduğu il ise binde 4,43 ile Gümüşhane oldu. Bu ili binde 4,91 ile Bayburt, binde 5,13 ile Kastamonu izlediği açıklanmıştır.

         Ortalama ilk evlenme yaşı, 2018 yılında erkekler için 27,8, kadınlar için 24,8 oldu. Erkek ile kadın arasındaki ortalama ilk evlenme yaş farkı ise 3 yaş olarak gerçekleşti. Ortalama ilk evlenme yaş farkının en yüksek olduğu il 4,5 yaş ile Kars oldu. Bu ili 4,4 yaş ile Ağrı, 4,3 yaş ile Muş izledi. Ortalama ilk evlenme yaş farkının en düşük olduğu il ise 2,3 yaş ile Kastamonu oldu. Bu ili 2,5 yaş ile Karabük, 2,6 yaş ile Zonguldak, Malatya, Elazığ, Ankara, Hakkari, Samsun, Şırnak ve Eskişehir izlediği açıklanmıştır.

         Boşanmaların 2018 yılında %37,6´sı evliliğin ilk 5 yılı, %20,4´ü ise evliliğin 6-10 yılı içinde gerçekleştiği belirtilmiştir.  İstatistikler dikkatli bir şekilde irdelendiğinde evlenme oranlarının yüzde 2,9 boşanma oranlarının ise 10,9 olduğu, yani ortalama evlenme rakamlarının 5 kata kadar düşüp, boşanmaların da 5 kata kadar arttığı bir toplumda aile olmak bilinç ve idrakinin ciddi manada etkin kılınması için ivedi çözümlere gidilmesi gerekliliği gözler önündedir.

İlimiz nüfus yoğunluğuna göre oldukça ciddi sayısal çoğunlukta aile hukuku ihtilaflarına maruz kalmakta olup son 15 yılda boşanma davalarının sayısında ciddi artışlar olmuştur. Eskiden toplumda gerek inanç değerlerimiz ve gerekse örf ve adetlerimiz gereğince hiçbir şekilde hoş karşılanmayan boşanma ve buna bağlı davalar artık biraz daha yaşam standartlarındaki değişiklikler sebebi ile farklı bir anlayış noktasına gelmiş bulunmaktadır.

        

İlimizde görev yapan her iki aile mahkemesinde ortalama 1.500 e yaklaşan dava ve talep sayısı toplumsal olarak geldiğimiz noktada özellikle çocukların hayatını ciddi manada olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Karı- koca olarak evliliğin taraflarının biri birinden ayrılması, boşanma kararlılığı ve alınan mahkeme kararı, girilen fiili ayrılık süreci, en ciddi şekilde tarafların müşterek küçük çocuklarını etkilemekte, çocukların hayatlarının her aşamasında ciddi bir yetişme problemi olarak, toplumsal bir sorun, hiç dinmeksizin kanayan bir yara olarak karşımıza çıkmaktadır.

         Bu istatistikleri toplumumuzun vatandaşlarımızın nasıl lehine çeviririz, sorunlara nasıl çözümler üretiriz.

-      Kadına şiddet görmek istemiyor isek; temel eğitimi iyi olan aileler, yetiştirilmiş etkin bireyler,

-      Suç işlenmesinin önlenmesini, toplumda suçların sayısal manada az olduğunu ya da hiç olmadığını görmek istiyor isek; temel eğitimi iyi olan aileler, yetiştirilmiş etkin bireyler,

-      Ülkemizi müreffeh yarınlara taşıyacak sağlıklı nesiller için; temel eğitimi iyi olan aileler, yetiştirilmiş etkin bireyler elzemdir.

         Her eş aile olarak vefayı, sorumluluğu beraberinde getirmekten yana kullanmalı, toplumun temel direği olan aile huzurunun her şeyden ehemmiyetli olduğunun bilinç ve idraki sağlanmalıdır. Çocuklarımızın yüzü gülüyorsa güzel yarınlar bizleri beklemektedir.

         Aksi durumda zaten bizleri bu istatistiki artışlar ile ciddi manada toplumsal tehdit ve tehlikeler beklemektedir. Bugün evlenme oranlarının ciddi manada düştüğü, boşanmaların ise yaklaşık 5 kat daha arttığı toplumumuzda her geçen gün daha ciddi sorunlar bizleri beklemektedir. Anne olmak, baba olmak eş olmak sorumluluk ve bilincini inançlarımız, toplumsal değerlerimiz, örf ve adetlerimiz, gelenek ve göreneklerimiz doğrultusunda herkese aşılamak hepimize düşen en büyük sorumluluk olarak görünmektedir.

         Toplumumuzun temel direği olan aile hezeyana uğruyor, dağılıyor, gözlerimiz önünde eriyorsa bunun ilerleyen zaman dilimlerinde Rabbim muhafaza kılsın ki toplumsal felakete doğru sürükleyebileceği gerçekliği hiç birimiz tarafından yadsınmamalıdır.

Toplumsal huzurumuzun mihenk taşı olan ailenin  merkezde her daim var olduğu, bu şekli ile de sağlıklı nesillerin yetişerek, yazımız bütününde belirttiğimiz problemlerin en aza indiği mutlu yarınlarda buluşmak temennisi ile?

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI